28/01/2025 | Yazar: Tansu Pişkin

Kaldığı yurdun asansörüne “bu odada gay var” yazılan Mersin Üniversitesi öğrencisi Efkan anlatıyor: Sanki insanlar sadece eşcinsel olmaktan ibaretmişsin gibi davranıyor.

“LGBTİ+ isen özgür ve istediğin gibi yaşamanın bir bedeli oluyor” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Fatoş Sarıkaya, Mersin 1 Mayıs 2023

LGBTİ+ öğrencilerin neler yaşadığına ışık tutmaya çalıştığımız dosyamızın ilk konuğu Efkan. Mersin Üniversitesi’nde öğrenci olan Efkan, 3 yıldır Mersin’in Erdemli ilçesinde yaşıyor.

Erdemli ilçesini 31 Mart 2024’teki son yerel seçimde yüzde 42.55 oy oranıyla MHP kazandı. İlçenin 153 bin civarındaki nüfusunun çoğunluğu milliyetçilerden ve siyasal İslamcılardan oluşuyor. Efkan bu topluluğun içinde açık kimlikle hayatını sürdürmeye çalışan kişilerden sadece biri.

Sadece kendi deneyimlerini anlatacağını belirterek başlıyor söze. Çünkü aktarımına göre çok daha kötülerini yaşayanlar var:

“LGBTİ+ konseptli çantalar da takıyorum, telefon kılıfları da kullanıyorum, tırnaklarıma oje sürüp dışarıya da çıkıyorum yani içimden geldiği gibi konuşuyor ve yaşıyorum. Okulumda da ya da yurtta kalırken orada da bunu hiç gizleme gereği duymadım. Hatta yurt odamda başka bir LGBTİ+ arkadaşım vardı ve ufak bir LGBTİ+ bayrağı asılıydı odamızda. Hiçbir zamanda açıktan bir problem yaşamadık.

“Fakat LGBTİ+ isen özgür ve istediğin gibi yaşamanın bir bedeli oluyor. Senin gibi çok az insan var ve haliyle çok göze batıyorsun. Kimse açıktan bir şey söylemese de kulaktan kulağa etiketlendiğimi hissediyorum. Sanki insanlar sadece eşcinsel olmaktan ibaretmişsin gibi davranıyor. Yüzüme bir şey söylemeseler bile kendi aralarında beni ne kadar aşağıladıklarını ve kötülediklerini biliyorum.”

Yurt asansörüne “bu odada gay var” yazısı

Efkan’ın yurtta kaldığı dönemde asansöre odasının numarası ve “Bu odada gay var” yazısı yazılmış. Birçok insan tarafından “hastalıklı” muamelesi gördüğünü anlatıyor:

“Sadece eşcinsel olduğum için birtakım insanların bana hiç yanaşmadığı da biliyorum. Ya da dışarıda benimle gayet güzel sohbet eden insanların okul kampüsünde görmezlikten geldiklerini de tanık oldum. Şu an heteroseksüel bir arkadaşımla evde yaşıyoruz. Ev arkadaşım evimize ben yokken bile arkadaşlarını çağırdığında ‘biz gelemeyiz adımız çıkar’ cevabını aldı. Yani okulda da ilçede de kimse yüzünüze karşı bir fobi kusmuyor ancak daha sinsi ve içten bir yerden bu fobiye maruz kalıyorsunuz.

“Birden damgalanıp hastalıklı muamelesi görmek çok iyi hissettiren bir deneyim olmadı elbette. Fakat tüm bu fobik yaklaşımlara rağmen yaşadığım yerin bir taşra olduğunu kabul edip belirli sınırları aşmadan bana iyi gelen insanlarla ilişkiler kurarak özgürce yaşadığımı düşünüyor ve güvende hissedebiliyorum.”

Örgütlenmenin yolları

Mersin Üniversitesi’nde resmi olmasa da bir LGBTİ+ topluluğu var. Efkan bu topluluğun ve aynı zamanda 2 sene önce kurdukları MersinKuir’in içinde aktif olarak yer alıyor. Topluluğu yönetim aracılığıyla resmileştirmeyi gündeme bile hiç getirememişler:

“Taşrada maalesef bunun üzerine düşünemiyoruz bile. Hiçbir koşul ve şartta kabul edilmeyeceğinin farkındayız ve bunu kabul ederek örgütlenmenin yollarını arıyoruz. Zaten diğer taşra şehirlere göre bir şansımız vardı.

“Muamma Derneği ve ondan önceki derneklerin birikimi, ulaştığı insanlar, yarattıkları güvenli alanlar ve kendi kişisel bir ofislerinin olması bizim elimizi oldukça rahatlattı. Çünkü sıfırdan bir dayanışma ağı örgütlemek oldukça zor, karmaşık ve sancılı olabiliyor. Sosyal medya zaten birbirimizden haberdar olmak için inanılmaz verimli bir alan.”

“Her 1 Mayıs ve 8 Mart yürüyüşlerinde LGBTİ+ korteji oluşturabiliyoruz”

Efkan, LGBTİ+’lar açısından taşranın büyükşehirlere oranla daha avantajlı olduğu fikrinde. Gerekçesi ise iktidarın taşrayı büyükşehirler kadar önemsememesi ve bunun kendilerine alan açması:

“Nefret politikası Türkiye’nin her yerinde... Kaçınılmaz olarak biz de bunu yaşıyoruz ancak bize yansıması daha etkisiz oluyor. Mesela yıllardır Mersin’de de Onur Yürüyüşü yapamıyoruz ancak büyükşehirlere kıyasla birkaç yıl daha buna devam edebildik.

“Her 1 Mayıs ve 8 Mart yürüyüşlerinde bir LGBTİ+ korteji oluşturabiliyoruz ve bu alanlarda kocaman LGBTİ+ bayrakları ve sloganlarımızla meydanlara çıkabiliyoruz. Bazen sorunlarla karşılaşsak da polisin ciddi bir engeliyle karşılaşmıyoruz.”


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, eğitim, barınma, onur yürüyüşü, özel haber, beda, araştırma, inceleme
2024