19/01/2021 | Yazar: Yıldız Tar

Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu Araştırması 2020 katılımcılarının yüzde 56,6’sı işyerinde LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemiyle karşılaştı.

“LGBTİ+’lara nefret söylemi kamuda ağır bir tablo yaratıyor” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL Derneği ve Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi; Türkiye’de kamu ve özel sektörde LGBTİ+’ların durumunu inceledikleri yıllık araştırma sonuçlarını açıkladı.

İstihdamda LGBTİ+’ların durumunu araştıran çalışmanın 2020 sonuçları “Türkiye’de Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” ve “Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” başlıklı iki raporda kamuoyu ile paylaşıldı.

Prof. Dr. Mary Lou O’Neil, Dr. Reyda Ergün, Dr. Selma Değirmenci, Dr. Kıvılcım Turanlı ve Doğancan Erkengel’in hazırladığı raporların editörleri ise Kaos GL İnsan Hakları Programı’ndan Murat Köylü ve Defne Güzel.

Kamu araştırmasında öne çıkan sonuçlardan biri işyerinde nefret söylemine dair. Rapora göre kamu çalışanı katılımcıların yüzde 56,6’sı işyerinde LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemiyle karşılaştı.

lgbti-lara-nefret-soylemi-kamuda-agir-bir-tablo-yaratiyor-1

Bu oran özel sektör araştırmasında ise yüzde 36,9. Bu durum raporda şöyle açıklanıyor:

“Görüldüğü kadarıyla, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ve nefret söyleminin yeniden üretilmesine neden olan koşullar kamuda özel sektöre nazaran çok daha ağır bir tablo oluşturmaktadır. Geçen yıllarda olduğu gibi, 2020 araştırması da cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsiyet özelliklerine dayalı ayrımcılığın kamuda istihdama erişimde ciddi bir engel olduğunu ortaya koymaktadır.”

Tanıklıklar

Raporda ayrımcılık ve nefret söylemi örnekleri katılımcıların kendi ifadeleriyle de aktarılıyor. O tanıklıklardan bazıları şöyle:

“Cuma namazına giden arkadaşlarım namazdan sonra verilen hutbenin ne kadar doğru olduğunu konuştular hutbe konusu da LGBTİ+ bireylerin onursuz olmasıydı.” (Mühendis/mimar olarak çalışan heteroseksüel trans erkek)

“Gey olduğunu düşündükleri bir kişi hakkında “nonoş, yumuşak” gibi tabirler kullanarak kendi aralarında o kişiyi aşağıladılar.” (Sosyal hizmet uzmanı olarak çalışan lezbiyen kadın)

“Kibar ve nazik olanlar hakkında alay ederek kimliği üzerinde dedikodu yayılıyor. Maskülen bir kadın arkadaşımız için ise erkek gibi deyip kimse onunla konuşmak istemiyor.” (Asistan olarak çalışan gey erkek)

“Kıdemli hekimler arasında “şaka” adı altında başka bir hekim için gay bireyleri aşağılayıcı bir dil kullanıldığına şahit oldum. Gülenler olmuştu. Kişinin kendini gay olarak tanımlamıyor olması bile mümkün, bu çıkarımı ve “şakayı” sadece giydiği kıyafete bakarak yapmışlardı.” (Sağlık personeli olarak çalışan panseksüel kadın)

“LGBTİ+lara yönelik ayrımcılığı önlemeye yönelik kural ya da yönetmelikler olmadığı için öğrencilerimin herhangi bir söylemim ya da davranışım sebebiyle beni CİMER/BİMER ya da okul yönetimi gibi yerlere şikayet etmesinden, meslektaşlarımın hakkımda dedikodu yapıp nefret söylemi üretmesinden ve bunlara bağlı herhangi bir sebepten -kısacası lubunya olduğum için- işimi kaybetme ihtimalinden korkarak çalışıyorum. İşimi önemsiyorum, işimi iyi yaptığıma inanıyorum. Ancak zihnimin gerisinde hep bu huzursuzluk var. O nedenle lubunya olmayanların sarf etmek durumunda kalmadığı bir efor sarf ediyorum iş yerimde sadece varolurken. Ki ben istersem hetero pass edebilen cis biriyim. Trans bireylerin, “feminen” okunan gay’lerin ya da “maskulen” okunan lezbiyenlerin bu konuda benden kat kat fazla insanüstü bir çaba harcaması gerekiyor. Bu da aslında cishet kişilerle eşit çalışma koşullarına sahip değiliz anlamına geliyor.

Toplumdaki önyargı, ayrımcılık ve nefret diyanet gibi rezil kurumlar tarafından bizzat devlet eliyle kışkırtılıyor. Her gün hedef gösteriliyoruz. O nedenle diken üstünde yaşıyor/çalışıyor olmak hiç şaşırtıcı değil bu gittikçe kötüleşen şartlar altında maalesef.” (Akademik personel olarak çalışan biseksüel ciskadın)

“Türkiye’de Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” raporuna ulaşmak için tıklayın.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, çalışma hayatı
İstihdam