21/03/2018 | Yazar: Aslı Alpar
Karapınar Çankaya Evi’nde ‘Benim Çocuğum’ belgesel filmini seyreden Karapınar Mahallesi’nden kadınlar filmi KaosGL.org’a değerlendirdi.
Karapınar Çankaya Evi’nde ‘Benim Çocuğum’ belgesel filmini seyreden Karapınar Mahallesi'nden kadınlar filmi KaosGL.org’a değerlendirdi.
Çankaya Belediyesi’nin Kaos GL Derneği ile birlikte ortak düzenlediği “Toplumsal cinsiyet ve ayrımcılık” etkinliğinde, ‘Benim Çocuğum’ belgesel filmini seyreden Karapınar Mahallesi kadınları filmi KaosGL.org’a değerlendirdi.
20 Mart Salı günü Çankaya Evi’nde gerçekleşen etkinlikte katılımcılar, filmin ardından önyargılarının kırıldığını söyledi.
Medine: Filmden önce çocuklarımız eşcinsel olduğunu söyleseydi önyargı ile yaklaşırdık
“Bu filmden önce kendi çocuklarımızın eşcinsel olduğunu öğrenseydik ilk tepkilerimiz önyargı ile yaklaşmak olurdu; ‘o nerden çıktı’ derdik. Oysa bu insanların kendi tercihi değil. ‘Kız elbisesi giydi, özendi’ derler ya tamamen yanlış bir şey bence. Ben öyle anlıyorum ama toplumumuzun çok acı bir yarası bu. Neredeyse linç girişiminde bulunuyoruz birisinin eşcinsel olduğunu duyunca. Kulp takıyoruz ‘şunun kızı böyle olmuş’, ‘onun oğlu şöyle olmuş’ derler, ayıplarlar. Oysa çok yanlış, filmi izleyince bir daha anladım. “
Nur: LGBTİ çocuklar çok yalnız
“Filmi izlediğimde anne babanın da işi zor ama çocukların verdiği savaş beni daha çok etkiledi. Çok yalnız kalıyorlar. Doktorlar 'buna alışın' diyor. Anne baba uyum gösteriyor peki ya çocuk? Herkesin onu dışladığı bir yerde kendi olmaya çalışıyor.”
Sevgi: Eşcinseller, translar neden sadece cinsellikle anılsınlar?
“Filmden önce de çok katı bakmıyordum ama filmden sonra önyargılarım daha da kırıldı. Benim anlamadığım şey şu eşcinseller, translar neden yalnızca cinsellikle ilişkileniyor? Başka hayatları yok mu? Bir de filmden önce ‘Allah başımıza vermesin’ derdim. Şimdi çok üzülüyorum. Bu kötü bir şey değil ki.”
Nazmiye: Eşcinsellerin kentlerde daha çok dışlandıklarını düşünüyorum
"Gerçekten çok duygulandım. Aklıma bazı şeyler getirdi bu film. Mesela bizim kasabamızda 'kadınsı bir erkek' vardı ama dışlamadık biz. İş verilirdi mesela. Bence dışlama daha çok kentlerde oluyor. Çünkü köylerde herkes bilir vardır bu insanlar ve bir arada yaşayıp gideriz. Ama büyük kentlerde öyle değil sanırım."
Sezin: Hastalık olmadığını öğrendim
“Benim de beş yaşında bir oğlum var. Çok etkilendim filmden. Bazen aklıma gelirdi acaba ileride benim de başıma gelir mi diye. Ama bugün hastalık olmadığını öğrendim. Kötü bir şey değil ki, doğuştan sonuçta.”
Sevgi: Sahiplenmeliyiz, kaybetmemeliyiz
“Filmden önce bir eşcinselle ya da transla karşılaşsaydım nasıl davranırdım bilmiyorum ama filmden sonra çok etkilendim. Benim kızım hemşire, doğum bölümünde çalışıyor. Orada çift cinsiyetli doğan çocukları gördüğünü anlatıyordu, üzülürdük. Oysa üzülecek bir şey yok. Bazıları da ailelerin yanlış yetiştirmesine bağlıyor anladım ki hiç alakası yok. Allah’tan bu, doğuştan… Sahiplenmeliyiz bu çocukları, kaybetmemeliyiz. Ben bu filmden sonra hayatta dışlayamam.”
İlgili haber:
“Değişmesi gereken şey ikili cinsiyet sistemi”
Etiketler: insan hakları, aile