23/05/2016 | Yazar: Kaos GL

Homofobi Karşıtlığı Günü etkinlikleri kapsamında Kıbrıs’ta düzenlenen ‘AB’de LGBTİ Bireylerin Hakları’ paneli, 17 Mayıs 2016’da Naci Talat Vakfı’nda gerçekleştirildi.

‘Biz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği platformu olarak ‘hazırık’ diyoruz!’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Homofobi Karşıtlığı Günü etkinlikleri kapsamında Kıbrıs'ta düzenlenen “AB’de LGBTİ Bireylerin Hakları” paneli, 17 Mayıs 2016’da Naci Talat Vakfı’nda gerçekleştirildi.

Etkinliğe; Boğaziçi Üniversitesi’den Yard. Doç. Volkan Yılmaz, CTP-BG Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, Kaos GL’den Umut Güner ve Kuir Kıbrıs’tan Erman Dolmacı konuşmacı olarak katıldı.

“Avrupa Birliği’nde LGBTİ hakları ile ilgili çalışmalar büyüyor”

Volkan Yılmaz, Avrupa Birliği politikaları ile LGBTİ hakları arasındaki bağlantıyı kurmaya çalışacağım dedi. Cinsel yönelim ve cinsiyet kavramlarınından bahsetti. Avrupa Birliği üyesi ülkelerinde gelişmelerin zaman içinde Avrupa Birliği kültürü içinde oturmaya çalışsa da halen çalışma hayatı, ayrımcılık ve nefret suçları, düşünce ifade ve örgütlenme özgürlüğü dışında sosyal haklar bağlamında bir ortaklaşmanın olmadığının altını çizdi.

“Toplumsal yapıyı değiştirmek için mücadele ediyoruz!”

Doğuş Derya, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği kavramlarının 2014 itibariyle Kıbrıs yasalarında kullanılmaya başlandığına dikkat çekti: “Kıbrıs’ın nasıl bir sosyolojik ortamda bu değişiklikleri yaptığımızı tartışmamız lazım. Güneydeki LGBTİ hakları tartışmaları AB’ye uyum sürecinde yapıyor ancak biz burada toplumsal yapıyı değiştirmek için mücadele ediyoruz ve 2014’ten beri yasal zeminde ilerleme kaydediyoruz.”

 “2000’li yıllarda hak mücadelesi cinsel özgürlük üzerinden ilerlemedi. 80’lerde doğmuş, 90’larda feminist kültürle İngiltere’de, Türkiye’de karşılaşmış; bu hareketlerden etkilenmiş insanlar Kıbrıs’ta bir şeyleri değiştirmek istedi. LGBTİ hakları mücadelesi Kıbrıs’ta Homofobi Karşı İnsiyatifle başladı. İlk başlarda ciddi bir görünürlük sorunu vardı. İnsanlar etiketleneceklerini, fişleneceklerini düşündükleri için kendilerini adlandırmıyorlardı.”

“2007 yılında cinsiyet yasası geçti. Ceza yasası 2014 yılında değişti. Cinsel saldırı ve cinsel taciz suçlarını yeniden tanımladık. Sadece erkek eşcinselleri cezalandıran maddeleri kaldırmakla yetinmedik dedik. Kamu servisinde aşağılanmasınını da yasaklayan bir ayrımcılık cezalandırılıyor.”

“2014 Kasım ayında, toplumsal cinsiyet eşitliği dairesinin teşkilat yasası yazıldı. Bütün toplumsal cinsiyete ilişkin düzenlemeleri içeriyor. Bunun içerisinde de cinsiyeti, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi nedeniyle ayrımcılığa uğrayanlar yasaya eklendi. Daireyi teşkilatlandırmadılar bu daire oluştuğu andan itibaren herkes gibi LGBTİ’ler de kullanabilir. Aile yasasında “karı-koca” kullanılıyordu. Eşler, partner ve bireyler kullanılmasını önerdik. Anayasanın 35. Maddesinde evlilik tanımlıyor. Eşcinsel evlilik anayasaya aykırı, eşitlik maddesinin yeniden tanımlanması gerekiyor. AB uyum çalışması kapsamında yapılan AB direktifleri cinsiyet eşiliğine ilişkin direktifler çalışma hayatına ilişkin yapılıyor. Ayrımcılık karşıtı başlığı altında engelli ve LGBTİ’ler tanımlanırken, toplumsal cinsiyet başlığı altında LGBTİ tanımlamaması sorunlu.”

“Homofobiye karşı küresel mücadele gerek”

Umut Güner, AB’nin kendi içindeki Türkiye’yi nereye koyduğuna ilişkin tartışmalarda taraf olarak Avrupalı olunmadığı itirazlarına katılmadığının altını çizdi: “Avrupa Birliği lütuf etmiyor! AB’nin sunduğu standartlar bize sunulan haklar değil, Avrupa kıtasındaki LGBTİ’lerin mücadelesiyle kazanılmış haklar, dolasıyla homofobinin küresel olduğunu söylerken aynı zamanda mücadelenin küresel bir mücadele olduğunu söylüyoruz” diye sözlerine devam etti. 

Avrupa Birliği’ni stratejik bir partner olarak gördüklerini, Türkiye’de hem kamuya hem de ilk zamanlarda özellikle insan hakları örgütleriyle masaya oturmalarını AB Delegasyon çalışmaları kapsamında sağladıklarının altını çizen Güner, “Yeri geliyor AB’ye de lobi yapmak zorunda kalıyoruz. İnsan hakları ve demokrasinin gelişmesini isteyen ve ortak hedeflerimiz olsa da her zaman dünyaya aynı yerden bakmadığımızı fark edebiliyoruz” dedi.

Kaos GL’den Umut Güner, Avrupa Birliği ve Uluslararası Kurumlar düzeyinde yaptıklarından bahsetti. Birleşmiş Milletlerin Herkes özgür ve eşit doğar dökümanını, Yokyagarta ilkelerini, Avrupa Konseyinin tavsiye kararlarını Türkçeye çevirdiklerini ve kamu alanında dolaşıma sokulmasını sağladıklarından bahsetti.

Suriye krizi sonrasında, özellikle mülteci sorunu noktasında Avrupa Birliğinin kendi mevzuatını uygulamadığının belirten Güner, “Mülteci krizi sonrasında Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmek durumundayız” diye sözlerine devam etti.

“Konuşulmayan projesi LGBTİ’ler için eşitlik çalışması olarak yürütüldü”

Kuir Kıbrıs Derneği’nin Konuşulmayan projesinden bahseden Erman Dolmacı, “Ceza yasası konuştuktan sonra medyada aşırı nefret söylemi varken, bir anda her şey sustu. Ceza yasasının yarattığı korku, sivil toplum örgütü olarak daha görünür mücadele ediyoruz. Ancak toplumun değişmesi için mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.

“27 Ocak’ta kolektif bir çalışma oldu. Toplumsal cinsiyet platofrmu birleşenleri olarak hazırladık. Bayrak açma oldu. Düzenli seminerler yaptık. KTÖS’ün katkılarıyla eğitimde homofobi üzerine yaptık. Ayrımcılık karşıtı eğitimler yapıyoruz. Düzenlenen etkinliklerin temalarına odaklanıyoruz. Düzenlenen bir etkinlikte vegan hareketin gündemleştirmeye çalıştık. Her ay düzenli toplantı yapıyoruz.”

“LGBTİ topluma yönelik akran eğitimlerinden sonra ‘Kuir Kıbrıs ne yapmak istiyor?’ konuşmasını yapmaya başladık. Anti kapitalizm, ekoloji, antimilitarizm, feminizm gibi alanlarda da çalışmaya karar verdik. Medya takibi, düzenli 2 basılı 2 de dijital medya takibi yapıyoruz. İki yıl boyunca medya gazeteleri yapılacak. Kamu spotları ve görünürlüğü arttıracak etkinlikler yapılacak. Toplum olarak hazır değiliz diyorlar, biz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği platformu olarak “hazırık” diyoruz!”


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam