15/08/2012 | Yazar: Kaos GL

Venedik’ten müzik öğrencisi Daniele Leonardi: ‘İtalya’da yaşamış olduğumuz uzun ve ikiyüzlü bir suskunluktan sonra dürüstçe varolan bireyler olarak kabul edilmeyi amaçlıyorsak, kentin her meydanına, bütün mekânlarına göz dikmeliyiz.’

‘Kentin Her Meydanına, Bütün Mekânlarına Göz Dikmeliyiz’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“İtalya’da yaşamış olduğumuz uzun ve ikiyüzlü bir suskunluktan sonra dürüstçe varolan bireyler olarak kabul edilmeyi amaçlıyorsak, kentin her meydanına, bütün mekânlarına göz dikmeliyiz.”

Francesco Boraldo / Kaos GL

İtalya’da yaşanan ekonomik krizin LGBT toplumunu nasıl etkilediğini soruşturduğumuz mini dizimizde son olarak, Venedik’te yaşayan ve müzik okuyan Daniele Leonardi KaosGL.Org okurları için sorularımızı cevapladı.
 
Daniele Leonardi, 25 yaşında. Venedik doğumlu, aynı şehirde yaşıyor. Çocukluğundan beri müzikle ilgilenen Daniele Leonardi, Venedik’te bulunan ‘Giuseppe Verdi’ müzik okulu, Trento ve Padova devlet konservatuarlarında okudu. Beste de yapan Leonardi’nin ‘Linea5’ adlı bir grubu var. Ayrıca, bir dönem PR (halka ilişkiler) olarak LGBT bir diskoda çalıştı.
 
“İşsiz ama iş arayan bir öğrenci olarak, iş ilanların sayısının çok azaldığını fark ettim”
 
Daniele Leonardi’ye de ilk sorumuz ekonomik zorluğun gündelik yaşamını nasıl etkilediğiyle ilgiliydi.
 
“Şahsım adına söyleyebilirim ki vergileri artırmak için gülünç bahaneler öne sürülüyor. En son örneklerden biri, yeni çıkan “evcil hayvan vergisi”. Yaşayan bir hayvan mal olarak mı, hatta lüks olarak mı kabul edilmeli? Bir kişinin evcil hayvanı olması, parasının çok olduğu anlamında gelmez; parasını o hayvan için harcamaya hazır olduğu anlamına gelir. Bir de istihdam alanında da vaziyet çok kötüleşti. İşsiz ama iş arayan bir öğrenci olarak, iş ilanların sayısının çok azaldığını farkettim. Venedik’te iş bulmak artık epeyce zor. İş derken, yarı-zamanlı işleri kast ediyorum, ama tam zamanlı işler için de durumun pek farklı olmadığını tahmin ediyorum.”
 
“İnsana saygısızlık borsa eğiliminden çok daha önemli”
 
İtalya’da yaşanan ekonomik bunalım, politik durağanlığa yol açacak kadar ciddi boyutta mı? Eğer o kadar ciddiyse, bu durumun tartışmalı medeni haklara olumsuz bir etkisi olması kaçınılmaz gibi mi görünüyor?
 
“Medeni haklar söz konusu olunca, durağanlık kabul edilemez. Medeni haklar, ekonomiye bağlı olmamalı. Elbette medeni haklarla ilgili farklı endişeler söz konusu, ama azınlıkların göz ardı edilmesi ve mevcut hakların yetersiz olması da çok ciddi şeyler. Bence genel olarak gördüğümüz insana saygısızlık ve saldırganlık, borsa eğiliminden çok daha önemli. Tabii, kitle intiharları söz konusu olmayınca… ama böyle bir durumda değiliz.”
 
“Sadece yeni vergilere odaklanmak politika değildir”
 
İtalya’da görevde olan teknokrat bir hükümet böylesi önemli meselelerde etkili bir rol oynayabilir mi? Kısmen de olsa yasal bir düzenleme hazırlayabilir mi? Bu konuda Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Elsa Fornero’nun katolik gazete Avvenire’ye yaptığı açıklamaları hatırlatmak faydalı olabilir. Sana göre o kadar büyük bir sorumluluk politik bir hükümette mi ait olmalı?
 
“Kanımca herhangi hükümet, teknik ya da politik farketmez, hem iktisadî hem sivil konulara eğilmeli. Şimdiye kadar bu hükümet sadece ekonomiye odaklandı… yeni vergilere, daha doğrusu. Bu, politika değildir. Malum açıklamaları yapan bakan Elsa Fornero, İtalya’nın zavallı durumunun en iyi simgelerden biridir. Bu kadar basit.”
 
“Gençler artık daha çok ücretsiz etkinlikleri tercih ediyor”
 
LGBT tüketicilere yönelik bazı pazarlama bölümlerinin krizden etkilenmediğini yazan medya organlarını Daniele Leonardi’ye de hatırlattık. Son olarak yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen açıkça LGBT-dostu şirketlerin LGBT müşterileri nasıl elde tuttuklarını sorduk.
 
“Konuyu dağıtacağım, biliyorum! Adil bir tüketici olmaya – yani hiçbir tercih yapmamaya – çalışıyorum. Kuzey İtalya’da bulunan yaşadığım Veneto eyaletinde düzenlenen LGBT’lerle ilgili geniş çaplı etkinliklere katılanların sayısı azalmıyor ve etkinliklerin kalitesi de gördüğüme göre yükseliyor, tersine. İtalya’nın diğer bölgelerinde yer alan etkinliklere gelince evet, onlara katılım azalıyor, kalitesi düşüyor. Sanki çoğu kişi katılmak istemiyor… demek ki para harcamak istemiyorlar. Artık gençler, girişi bedava olan sığ etkinliklere katılıyorlar genelde. Kaliteli, etkileyici ve önemli bir etkinliğin giriş biletinin fiyatı atıyorum 16€ olursa, o etkinliğe hiç kimse gelmez.”
 
“Kentin her meydanına, bütün mekânlarına göz dikmeliyiz”
 
Sadece gey olduğu için, LGBT-dostu olsa bile, bir şirket tarafından müşteri olarak elde tutulmayı çok yersiz bulduğunu söyleyen Daniele Leonardi, gettolaşmaya karşı şehrin tamamını istemeliyiz diyerek sözlerini tamamlıyor.
 
“Cinsel yönelim, pazarlama ve kampanyalardan ibaret değil. Şunu da unutmamalıyız ki, gerçekler partiler ve buluşmalarda değil, sokaklardadır. Eğer İtalya’da yaşamış olduğumuz uzun ve ikiyüzlü bir suskunluktan sonra dürüstçe varolan bireyler olarak kabul edilmeyi amaçlıyorsak, kentin her meydanına, bütün mekânlarına göz dikmeliyiz. Yani, LGBT olmak, etkinlikten etkinliğe sergilenen bir şov değil, bir varoluş biçimidir. Anakarada (Venedik’in kendisi bir ada şehri) PR olarak çalıştığım için, maalesef, sadece partilere katılmak için toplum içine çıkan tiplerle karşılaştım ara sıra. Bence kendi kendimizi yalnızlaştırıp, kendi gettolarımıza kapanmak en tehlikeli ve yanlış bir davranıştır.”
 
İlgili haber:
 
“21. Yüzyılın İlk Dönemi “Malî Terör” Yılları Olarak Hatırlanacak”
 
“LGBT Hareketi Kriz Döneminde Daha da Yükseliyor”

Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam