11/05/2017 | Yazar: Yıldız Tar

SPoD’un ‘Sakat LGBTİ Günleri’ öncesinde Hilal Başak Demirbaş sorularımızı yanıtladı.

‘Sakat LGBTİ’lerin gizlenmeden var olabilecekleri alanlar sınırlı’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

SPoD’un “Sakat LGBTİ Günleri” öncesinde Hilal Başak Demirbaş sorularımızı yanıtladı: İdeolojik olarak kurulan bir sağlam beden tanımı ve algısı var.

Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) Sakat LGBTİ Çalışma Grubu 17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi ve Transfobi Karşıtı Gün ile “Sakatlık Haftası”nı birleştirerek bir dizi etkinliğe ev sahipliği yapacak.

17 Mayıs günü başlayacak etkinlikler öncesinde SPoD LGBTİ Çalışma Grubu’ndan Hilal Başak Demirbaş ile hem haftayı hem de “sakat LGBTİ’lerin” yaşadığı sorunları konuştuk. “Sakatlık teorisini” aktaran Demirbaş, “Sakatlık tartışmalarındaki bakış sakat olmayan çoğunluğun yarattığı fiziki ve toplumsal tüm durumların sakat kişilerin yaşam alanlarını sınırladığı, hareket alanlarını kısıtladığı ve bireylerin yaşamlarını baskı altına aldığı üzerinedir” dedi.

“Sakat LGBTİ’lerin kimliklerini gizlemeden kendileri gibi olacakları alanlar çok sınırlı” diyen Demirbaş sakat LGBTİ’lere ve daha birçok kimliğe ulaşmayı hedeflediklerini belirtti ve ekledi:

“Toplumların zorunlu bir sağlam bedeni dayatması diğer bedenlerle hiyerarşik bir ilişki kurmasına, idealize ettiği bedenin dışında kalan tüm bedenleri sistemin dışına itmesine ve baskılamasına gönderme yapmakta.

Demirbaş’ın sorularımıza yanıtları şöyle:

Bir süredir Sakat LGBTİ Çalışma Grubu olarak mücadele ediyorsunuz. İsimden başlayalım, neden sakat? Sakat tabiri birçok engelli örgütünün de tepkisini çeken bir ifade değil mi?

Takip ettiğimiz kadarıyla engelli örgütlerinin çok da gündeminde değil bu kelimeler. Tam anlamıyla karşı olduklarını söyleyemem. Kelimeler farklı olsa da eleştirilerimiz benzer. Bizim hareket noktamızı sakatlık teorisi oluşturdu. Grup içerisinde yaptığımız tartışmalar sonucunda sakat kelimesini kullanmayı tercih ettik. Teoriyi kısaca özetleyeyim. Türkiye’de olduğu gibi birçok ülkede yeti yitimi bireye yüklenmektedir. Bu sebeple çevresel, ekonomik, tıbbi engellere odaklanmak yerine bedenin uzuvlarını değiştirmek önceliktir. Bu durum da bireylerin ‘eksik’ ‘yetersiz’ ‘anormal’ olduğu algısını üretir ve diğer onları ‘normal’lerden ayırır. Sakatlık tartışmalarındaki bakış ise sakat olmayan çoğunluğun yarattığı fiziki ve toplumsal tüm durumların sakat kişilerin yaşam alanlarını sınırladığı, hareket alanlarını kısıtladığı ve bireylerin yaşamlarını baskı altına aldığı üzerinedir. Bir kişinin yeti yitimi toplumsal hayattaki tüm engelleyici bariyerlerle yaşaması anlamına gelmemelidir. Ayrıca sakatlık tartışmaları toplum tarafından baskılanan diğer kimliklerin kesişimine de olanak yaratmakta ve kimlik mücadelesini büyütmektedir.  Tüm bunlara ek olarak sakatlık kelimesi de queer kavramı gibi olumsuz anlamları çağırmakta. Bu kavramın içerdiği anlamları reddetmek yerine sahiplenmeyi tercih ediyoruz.

Türkiye’de yaşayan engelli ya da “sakat” LGBTİ’ler bu iki kimliğinden dolayı ne gibi sorunlar yaşıyor?

Bir kişi LGBTİ ve sakat kimliğinden ötürü ne gibi sorunlar yaşıyorsa Sakat LGBTİ’ler de benzer sorunlar yaşıyorlar. Ailesine açıldıktan sonra ailesi tarafından kabul edilen sakat LGBTİ’ler de var, dışlananlar da.  Veya bir kör ile bir sağırın bilgiye erişebilme olanakları eşit değil. Örneğin cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara ilişkin işaret diliyle anlatılan bilimsel ve anlaşılabilir bir metin yoksa bireyler arasında dolaşan bilgiler eksik, yanlış ve yetersiz olabiliyor. Bence en büyük sorunlardan biri Sakat LGBTİ’lerin hem sakat derneklerinden hem de LGBTİ camiasından dışlanabiliyor oluşu. Sakat LGBTİ’lerin kimliklerini gizlemeden kendileri gibi olacakları alanlar çok sınırlı. Bu alanlar bazen kapalı/gizli facebook grupları oluyor bazen kafeler. Biz de etkinliklerimizi ve toplantılarımızı planlarken tüm kaygıları ve birçok ihtimali bir arada düşünmeye çalışıyor, çözüm önerileri getiriyoruz.

Bu etkinlik dizisi ile ne amaçlıyorsunuz? Katılımcıları etkinliklerde neler bekliyor?

Bu grubu kurduğumuz andan itibaren sakatlık ve LGBTİ hareketinin gündeminde yer alan konuları tartışmayı, pratikte yürüttüğümüz çalışmalarla daha çok kişiye ulaşmayı, çözüm önerileri getirerek iki hareket arasındaki mesafeyi azaltmayı amaçladık. Süreçte yaptığımız etkinliklerle LGBTİ hareketi içerisinde daha görünür olduk. 17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü ile Sakatlık Haftası’nı birleştirdiğimiz bu erişilebilir etkinliklerle sakat dernek ve oluşumlarına, sakatlara, LGBTİ’lere, sakat LGBTİ’lere ve daha birçok kimliğe ulaşmayı, paneller ve atölyelerle tartışmayı, üretmeyi, filmlerle dönüşümü hedefliyoruz.

Çağrı metninde “zorunlu sağlam bedenlilik” bakış açısını ve sakat bedene yüklenen değer yargılarını değiştirmeyi diye bir ifade var. Nedir bu “zorunlu sağlam bedenlilik” bakış açısı?

İdeolojik olarak kurulan bir sağlam beden tanımı ve algısı var (beyaz, sağlam, heteroseksüel erkek olmak gibi). Bireylerin marjinalleşmemesi ve farklılaşmaması için belirli sınırlar çizen, diğer toplumsal kimlikleri içine almayan devlet ideolojileri. Toplumların zorunlu bir sağlam bedeni dayatması diğer bedenlerle hiyerarşik bir ilişki kurmasına, idealize ettiği bedenin dışında kalan tüm bedenleri sistemin dışına itmesine ve baskılamasına  gönderme yapmakta.

Son olarak LGBTİ toplumu ve hareketi, engelli ya da “sakat” bireylerin erişebildiği, yer alabildiği bir hareket mi? Kapsayıcı olmak açısından neler yapılmalı?

Son zamanlarda SPoD Sakat LGBTİ Çalışma Grubu’nun faaliyetleri ile bu açık kapatılmaya çalışılsa da tüm LGBTİ toplumunun ve hareketinin yapacağı şeyler çok önemli. Sakat LGBTİ’lerin toplantılara, etkinliklere katılma konusunda çekinceleri olabiliyor. Sosyal medya aracılığı ile yaygınlaştırdığımız videolar ile bu etkiyi arttırmaya ve daha çok kişiye ulaşmaya çalışıyoruz. Faaliyetlerimiz gönüllülük esasıyla yürüdüğünden planlanan fakat hayata geçirilemeyen birçok fikrimiz var. Tüm bunlara ek olarak sakat LGBTİ’lerin sosyalleşebileceği dernekler, mekanlar, partiler erişilebilir değil. Ürettiğimiz bilgiler, yayınlar, haberler, videolar, filmler, web siteleri de aynı şekilde. Yaptığımız tüm çalışmaların/faaliyetlerin erişilebilir olmasını göz önünde bulundurmak kritik bir önem taşıyor. Metinlerin seslendirilmesi, görsel materyallerin işaret diline çevrilmesi, fotoğraf ve afişlerin sesli betimlemesinin yapılması bunlardan bazıları. Ayrıca sakat dernekleriyle daha çok bir araya gelmeli, birbirimizi tanımalı, dayanışmalı ve birlikte söz üretmeliyiz.

Fotoğraflar: Sakat LGBTİ Çalışma Grubu etkinlikleri


Etiketler: yaşam
İstihdam