28/11/2020 | Yazar: Defne Güzel

“Pandemi süresince LGBTİ+’ların sistematik hedef gösterilmesi karşısında derneğimizi psikolojik ve hukuki destek için arayan danışanlarımızın sayısı epeyce arttı.”

Pandemide LGBTİ+ Dernekleri: SPoD anlatıyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

COVID-19 pandemisinin LGBTİ+ derneklerini nasıl etkilediğini derneklerden dinlemek, pandemideki çalışmalarını, bu çalışmalarda ne gibi engellerle karşılaştıklarını, engelleri aşma yollarını öğrenmek için başladığımız “Pandemide LGBTİ+ Dernekleri” dosyasında giriş yazısı ve Muamma LGBTİ+ Derneği’nin ardından söz SPoD’ta!

Covid-19 Pandemisi yavaş yavaş Türkiye’de de varlığını gösterirken bu durumu nasıl karşıladınız? Covid-19 Pandemisi toplantı gündemlerinize nasıl yansıdı? 

Süreçten ötürü psikolojik olan yıpranan gönüllülere destek olmak amacıyla gönüllü toplantılarımızı sıklaştırdık, duygu durum yapmaya özen gösterdik, öz bakım atölyeleri yaptık, gönüllüler için dayanışmacı bir ortam kurmaya çalıştık.

Covid-19 Pandemisine yönelik dernek olarak ne gibi tedbirler aldınız? Ofislerinizi ne kadar süre ile kapattınız? Evden çalışma sürecine nasıl hazırlandınız?

SPoD olarak pandemiye hızlı bir yanıt geliştirdik ve 16 Mart 2020 tarihinden itibaren evden çalışmaya, derneğe gelen başvuruları da çalışma alanlarımıza ait e-posta adresleri ve Danışma Hattımız aracılığıyla almaya ve çözümler geliştirmeye çalıştık. Bu elbette çok hızlı bir adaptasyon sürecini de beraberinde getirdi. Danışma Hattı gönüllülerimize yönelik yeni bilgi notları hazırladık, var olanları güncelledik.

Bu süreçte gönüllülerin desteklenebilmesi amacıyla toplantılarımızı ve süpervizyon sayılarımızı artırdık. 

Evden çalışma süreci nasıl geçti? Halen evden çalışma sistemini yürütüyor musunuz? Bu süreç sizin için nasıl geçti ya da nasıl geçiyor?

Evden çalışma sürecine uyum sağlayabilmek pek kolay olmadı. Bununla birlikte evden çalışmayla zaman yönetimi konusunda aksaklıklar yaşandı. Bu süreci ailesiyle yaşayanlarımız ayrı, yalnız yaşayanlarımız ayrı deneyimlese de sorunlar genel hatlarıyla şöyle seyrediyor; pandemi nedeniyle işsiz kalma, özel alanın olmayışı, maddi kısıtlılıklar nedeniyle aile yanına taşınma ve akabinde özgür ve rahat olamama, teknolojik imkanlara erişim sıkıntıları, iş yükünün artması, mesainin esnekleşmesi, online toplantıların getirdiği yorgunluk, odaklanmada güçlük çekme.

Yaşanan zorluklar nedeniyle ekip olarak içe dönük olarak da bir destek sistemi işlevi gördük ve birbirimizi elimizden geldiğince gözetip kollamaya çalıştık.

Ayrıca kabaca iki katına çıkan başvuru yoğunluğu ve bunun getirdiği fiziksel ve duygusal yorgunluk nedeniyle altı saatlik hat nöbetlerimizi üçer saate indirdik.

Evden çalışma sistemini hâlâ yürütüyoruz.

Pandemi sürecinde gerçekleştirdiğiniz online etkinlikler oldu mu? Online etkinliklere nasıl hazırlandınız? Bu süreçte yaşadığınız teknik aksaklıkları nasıl giderdiniz ve online etkinlik sürecinde ne gibi çalışma metotları uyguladınız?

Evet, pandemi sürecinde online etkinlikler gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye de devam ediyoruz. Online etkinlikleri, hem konuşmacıların hem de katılımcıların ekrana bakabilme/odaklanabilme sürelerini dikkate alarak ve gerekli araları vererek hazırlamaya özen gösterdik.

Siyasal Katılım ve Sosyal Hizmet birimlerinin beraber çalışmasıyla “İstanbul'da Yaşayan LGBTİ+'lar İçin Sosyal Hizmetler” adlı bir doküman hazırlandı ve paylaşıldı.

Hukuk Ekibimiz online nitel araştırma yürüttü. Çevrimiçi görüşmeler yapmaya ilişkin etik ve lojistik güçlükler nedeniyle kişi sayısı kısıtlı tutulsa da, LGBTİ+ hakları alanında dava üstlenen avukatlarla yarı-yapılandırılmış odak grubu tartışmaları yürüterek “Türkiye’de LGBTİ+ Hakları için Stratejik Davalama: Deneyimler, İçgörüler, Sonraki Adımlar” başlıklı rapor ile “LGBTİ+ Hakları Alanında Çalışan Avukatlar için Kontrol Listesi” yayımladık.

Online etkinliklerin artı ve eksileri nelerdi?

Örneğin her pazar ofiste düzenlediğimiz Pazar Sohbetleri isimli grup toplantılarını Nisan 2020’de Mesafesiz Sohbetler adıyla online hale getirdik. Tabii pandemi başladığında bu grup toplantılarını hemen online platforma taşıyamamıştık, gönüllü moderatörlerin motivasyonlarını ve konsantrasyonlarını toplamak ve grup toplantısının dinamiğini online ortama nasıl taşıyacağımız hakkında çalışmalar yapmamız gerekti. Hazırlık aşamaları fiziksel olarak hazırlanmaktan daha uzun ve yorucu oluyor, ayrıca moderatörlerle birlikte yaptığımız süpervizyon toplantıları, ofiste yapılan fiziksel sohbetler gibi fiziksel bir araya gelme imkanımız kısıtlandıkça, mekanlarımızı kaybettikçe motivasyonumuzu ve derinliğimizi korumak zorlaştı. Ama bir yandan bu grup sohbetlerine artık İstanbul dışından lubunyalar da katılabiliyor. Türkiye’nin ve hatta dünyanın çeşitli yerlerindeki lubunyalarla temasta olabilmek bizi çok mutlu ediyor. Nisanda başlayan Mesafesiz Sohbetlere, şu an Kasım ayında bile talep devam ediyor, biz insanlar zaman içinde online toplantılara katılma konusunda motivasyonlarını kaybedebilir diye düşünmüştük ama, hem süreç başından beri toplantılara düzenli katılan lubunyalar, hem her toplantıda gördüğümüz yeni bir yüz, online etkinliklerin zorluklarına karşı bizi motive eden bir durum.

10. Bahar Semineri’ni her zaman düzenlenegeldiği süreç olan ilkbaharda, yani pandeminin ilk zamanlarında gerçekleştirmemiz gerekiyordu. Ancak salgının başında özellikle hâkim olan motivasyonsuzluk ve belirsizlikten ötürü etkinliği ertelemek durumunda kaldık. 7-8 Kasım’da Zoom’da düzenlediğimiz etkinliğe 190 kişi katılım gösterdi. Tıpkı Mesafesiz Sohbetler’de olduğu gibi burada da Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından etkinliğe yoğun bir katılım vardı. Keza konuşmacılarımız da aynı şekilde Türkiye dışından programa katılabildiler. Ayrıca son 2 yıldır devam eden, bir diğer düzenli etkinliğimiz Türkçe Edebiyata Queer(den) Bakış edebiyat tartışmaları serisi de online mecraya taşındı. Edebiyat tartışmaları bir nevi ders ortamı sunduğundan ve uzun tartışma kısımlarını içerdiğinden, pandeminin ilk sürecinden itibaren online mecralarda gerçekleştirilmesi bizi zorlasa da Nisan ayından itibaren yeni sürece uyum sağladık. Online mecrada ders işlemeye, herkesi dahil ederek tartışma yürütmeye ancak alışabildiğimizden ve tabii motivasyonumuzu ancak geri kazanabildiğimizden, etkinliğe gösterilen rağbet doğrultusunda 15 olan kontenjanı 25’e çıkardık ve hepimize iyi gelen ayda bir seferlik buluşmalarımıza devam ettik.

Pandemi sürecinde diğer LGBTİ+ örgütleri ile iletişime geçtiniz mi? Bu süreçte birbirinizden öğrenmek mümkün oldu mu?

Pandemi sürecinde diğer LGBTİ+ örgütlerinin de çalışmalarını çevrimiçine taşımasıyla birlikte fiziksel olamasa da sanal temasımızın daha çok arttığını söyleyebiliriz. Bu dönemde birçok toplantıda bir araya gelerek deneyim paylaşımı yapma imkanımız oldu. LGBTİ+ örgütlerinin pandemi sürecinde bilgi, deneyim paylaşacakları iletişim ağı oluşturuldu. Bu ağ; örgütlerin birbirleri ile iletişimde kalması ve öğrenebilecekleri ortamı oluşturdu.

Pandemi Buluşmaları kapsamında yapılan tematik toplantılara katılım sağladı.

Farklı örgütlerden temsilciler ile; pandeminin çalışmalaramıza etkisini, olanaklarını ve kısıtlılıklarını konuşarak birlikte çözüm yolları aradık ve birbirimizden haberdar olduk, öğrendik. Toplantıların ardından birbirimize daha etkili danışan yönlendirmeleri yapmaya başladık.

Pandemi sürecinin derneğiniz üzerinde yarattığı kaygı durumundan bahsedebilir misiniz? Etkinlik yasakları, toplantı yasakları, genel kurulların ve beyannamelerin ertelenmesi sizi nasıl etkiledi? 

Pandeminin derneğimiz üzerinde yarattığı kaygı durumu yüksekti. Büyük bir belirsizlik hakimdi ve sürece dair öncesinde hazırlanılmış bir plan/program bulunmamaktaydı. Yine de pandemi Türkiye’de farkını gösterdiği anda hızlı aksiyon almaya çalıştık.

Ancak dernek olarak birbirimizi dinledik ve neler yapılması gerektiğine dair tartışma ortamı yarattık. Etkinliklerin yasaklanması, planlanmış birçok şeyi değiştirdi. Birçok etkinliğimizi ertelemeye karar verdik. Çok az sayıda planlanan etkinliklerimizi iptal etmek durumunda kaldık. Genel kurulların ertelenmesi, gerçekleştirilecek/devredilecek işler açısından olumlu olmadı ve sürecin daha da yüklü bir hale gelmesine neden oldu diyebiliriz. Beyannamelerimiz her yıl verilmesi gereken süreç içerisinde verildi. 

Pandemi sürecinin derneğiniz üzerinde yarattığı motivasyon kaynaklarından bahsedebilir misiniz? Olumsuz koşulların nasıl üstesinden geldiniz, bu süreçte neler öğrendiniz, dernek olarak nasıl örgütlendiniz?

Pandemi süresince online imkânlarla sık sık görüşmek, yalnız olmadığımızı bilmek ve bu süreçte birlikte bir şeyler üretmek hepimize iyi hissettirdi. Örneğin “Pandemi Raporu: COVID-19’un Üç Ayında LGBTİ+’lar” raporumuz, tamamen bir arada olmanın getirdiği motivasyonla hazırlandı. Birden fikir ortaya atıldı ve hemen gönüllülükle, birlikte üzerinde çalışmaya başladık. Bunun dışında etkinliklerimizin online olması dolayısıyla artan katılımcı sayıları hepimizi ayrıca mutlu etti. 

Pandemi sürecinde Covid-19’a dair bilgilendirici içerik, yayın, toplantı düzenlediniz mi? Covid-19’a dair bilgileri dernek üyesi, gönüllüleri ve çalışanları ile paylaştınız mı?

Pandeminin seyri ve alınan tedbirlere ilişkin teyitli bilgileri ekiplerimiz içinde birbirimizle paylaşmaya özen gösterdik. Danışma Hattı bu konudaki soruların da muhatabı olabileceği için danışanlarımızı yanlış yönlendirmemek adına gündemi yakından takip edip koordinasyon toplantılarımızda aktarmaya gayret ettik. COVID-19 yayılımını engellerken seksten nasıl keyif almaya devam edilebileceğine dair bazı önerilerin yer aldığı “COVID-19 ve Seks” başlıklı bir bilgi notunu çevirip uyarladık ve mart ayı sonunda yayınladık. Tabii bu liste, pandeminin vardığı boyutu ve enfeksiyon hakkında bugün bildiklerimizi düşünürsek günümüzde güncelliğini korumuyor olabilir. Ayrıca Onur Haftası’nda yayınladığımız Pandemi Raporu bulunuyor. Bu raporda, COVID-19’un getirdiği kriz ortamının Türkiye’deki LGBTİ+’lar üzerindeki ilk etkilerini hızlıca raporlamak amacıyla pandeminin ilk üç ayına yani 11 Mart ile 11 Haziran tarihleri arasına ilişkin verileri toplayarak SPoD’un farklı faaliyet alanlarının LGBTİ+’lar özelindeki çalışma deneyimlerine yer vermeyi amaçladık. Alan deneyimlerimizden yola çıkarak da kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimlerin LGBTİ+’lara yönelik ne tür politikalar ve çalışmalar gerçekleştirmesi gerektiği üzerine önerilerimizi sunduk.

Pandemi sürecinde bir yandan LGBTİ+’lar çokça hedef gösterildi. Milli Eğitim Bakanlığı, Netflix üzerinde RTÜK, Diyanet derken neredeyse bütün bir kamu LGBTİ+ karşıtlığında birleşti. Bu durum sizi nasıl etkiledi?  

Pandemi süresince LGBTİ+’ların sistematik hedef gösterilmesi karşısında derneğimizi psikolojik ve hukuki destek için arayan danışanlarımızın sayısı epeyce arttı. Buna Pandemi Raporumuzda da yer vermiştik. Tabii derneğin çalışanları ve gönüllüleri de bu hedef göstermelerin doğrudan muhatabı oldukları ve etkilendikleri için, bu süreçte çalışanlar ve gönüllüler hem “maruz kalan” hem “maruz kalana hizmet sunmaya devam eden” pozisyonunda oldular. Bu noktada ekiplerimizi güçlendirmek ve hizmetimizi aksatmamak ama en önemlisi kendi iyi olma halimizi koruyabilmek için online platformlarda sıklıkla bir araya gelmeye çalıştık. Yine zaman zaman motivasyonu düşen ya da yorulan arkadaşlarımızın biraz nefes alması için geri çekilmesine olanak sağladık ve bunu hatırlattık. Netice itibariyle elbette bu süreç bizi etkiledi, hem bireysel hem kurumsal kaygılarımızı yükseltti ancak danışanlarımızdan aldığımız olumlu geri bildirimler ve birbirimizi görmeye ve duymaya ayırdığımız vakit sayesinde bir aradalığımızı koruyabildik.

Pandeminin ilk dalgasından sonra nasıl bir yol izlediniz? Normalleşme sürecine hangi çalışma metotları ile dahil oldunuz ve şu an derneğiniz Covid-19 Pandemisine yönelik nasıl bir strateji izlemekte?

16 Mart 2020 tarihi itibariyle evden çalışma sistemine geçildi ve devam eden faaliyetlerimizin online yapılması üzerine ekipler ile görüşmeler yapıldı. Pandeminin ilk dalgası sonrası mali ve idari yönden tamamlanası gereken çalışmalar için sosyal mesafeye dikkat ederek çok kısa bir süre fiziksel çalışma yürütüldü. Marttan itibaren online çalışmaya devam etmekteyiz.


Etiketler: insan hakları, yaşam, sağlık
nefret