17/05/2014 | Yazar: Yıldız Tar

Homofobi Karşıtı Buluşma’nın ikinci oturumunda Prof. Dr. Samim Akgönül konuştu: ‘Uluslararası hukukta şu anda azınlık hakları diye bir şey yok; sadece azınlık gruplara mensup bireylerin bireysel hakları var.’

Samim Akgönül: ‘Uluslararası Hukukta Azınlık Hakları Yok!’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Homofobi Karşıtı Buluşma’nın ikinci oturumunda Prof. Dr. Samim Akgönül konuştu: “Uluslararası hukukta şu anda azınlık hakları diye bir şey yok; sadece azınlık gruplara mensup bireylerin bireysel hakları var.”
 
Kaos GL Derneği’nin düzenlediği 9. Homofobi Karşıtı Buluşma Prof. Dr. Samim Akgönül’ün konuşmasıyla Ankara Üniversitesi ATAUM’da devam ediyor.
 
Oturumun moderasyonunu üstlenen Remzi Altunpolat sözlerine Soma katliamında yaşamını yitiren maden işçilerini anarak başladı. Altunpolat şöyle dedi:
 
“LGBTİ hareketinin yüzü işçi sınıfına dönük”
“Türkiye’deki LGBTİ hareketinin yüzü her daim işçi sınıfına dönük olmuştur. Olmaya da devam edecek. Ezilen bütün gruplarla, işçi sınıfıyla birlikte özgürleşmenin yollarını arıyoruz. Yarınki yürüyüş gibi bütün Homofobi Karşıtı Buluşma Soma’ya adanmıştır.”
 
Akgönül’ün “LGBT’ler ve azınlık hakları” başlıklı konuşmasının satır başları şöyle:
 
Azınlık sosyolojisinin 3 kriteri:
“Bir grubun iç dinamiklerini anlamak için, o grubun 3 adet kritere cevap vermesini bekliyoruz. Azınlık sosyolojisinde birinci kriter grubun ‘farklı’ olması. Bu fark meselesi de zor bir mesele. Aynılık süreci; bir toplumsal inşa sürecidir. Voltaire, ‘Kimlik aynılıktan başka bir şey değildir’ diyor. Kimlik her zaman dışarıdan kişiliğe rağmen inşa edilen bir süreç. Haliyle aynılık ve farklılık kavramları biraz değişik.
 
“İkinci kriter ise bilinç kriteri. O gruba ait olan bireylerin o gruba ait olduklarının bilincinde olmaları. Karl Marx, ‘Sınıf bilinci yoksa, sınıf yoktur’ diyor. Aynı şekilde azınlık bilinci yoksa; azınlığın olmadığını da söyleyebiliriz. Bilinç ve bilincin ifadesi ikinci kriter oluyor.
 
“Üçüncü kriter ise dominant, başat olmamak. Burada da bu farklılığından dolayı dominant olmamaktan bahsediyoruz. Başka meseleler üzerinden başat olunabilir. Ancak mesele o farklılık üzerinden dominant olmamak. Gördüğümüz üzere azınlık tanımının sayıyla hiç alakası yok.
 
“Azınlık kavramı 1992’den itibaren tekrar uluslararası literatüre giriyor ve azınlık hakları yeniden yapılandırılıyor. Azınlık bir algılama ve kendini algılama sorunudur. 20 yıldır azınlık çalışıyorum. Tanımını bilmiyorum ama nerede görsem tanırım.
 
“Uluslararası hukukta azınlık hakları yok”
“1992’den itibaren yeniden gündeme gelen azınlık hakları meselesi aslında azınlık hakları diye bir şey yok. Bahsedilen konu; azınlıklara ait bireylere verilen haklar. Daha da önemlisi bu bireyler kendilerine verilen hakları kullanıp kullanmama noktasında serbestler. Yine bireysel bir tercihe indirgeniyor. Bu noktada da bütün sosyal azınlıkları literatürün dışına çıkartıyor. Farklılık kriteri etnik, dinsel, dilsel ve ulusal kavramları üzerinden tanımlanıyor.
 
“Bu hakların ön koşullarından birisi olarak da vatandaş olmak konuluyor. Mülteciler, göçmenler, vatansızlar bu haklardan mahrum kalıyor. Ve aslında yeni azınlıklar dediğimiz grubu oluşturuyorlar.”
 
İlgili haberler:
 
*9. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma SIDA, Norveç Büyükelçiliği ve Kaos GL ile Pembe Hayat derneklerinin birlikte yürüttüğü “Nefret Etme” projesi tarafından desteklenmektedir. 

Etiketler: yaşam
nefret