25/02/2021 | Yazar: Fırat Uran

Ahmet Rüstem Ekici ile Sauna sergisini konuştuk: Üretimlerim "LGBT yok öyle bir şey" dendiğinde, “vardık, varız, var olacağız”a dair minik bir cevap olacak.

Sauna sergisi açıldı: Beden ve cinsiyet mimariyi nasıl tanımlar? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Ahmet Rüstem Ekici, beden ve mimariye dair ilişkileri analiz ettiği serilerine “Sauna” ile devam ediyor. 2019’da artırılmış gerçeklik sergisi olan “Hamam” serisi sonrasında “Sauna” ile izleyicisini yeni bir mekân deneyimine sürükleyen Ahmet Rüstem, kuir kültür ve sauna ilişkisi üzerine ortalama 12 dakika süren, çevrimiçi bir deneyim kurguladı.

İlker Cihan Biner’in sergi metni ile birlikte sauna duvarlarına; Ateş Alpar, BeraberCo- Cihan Bacak, İsmet Köroğlu, Berkin Gülten, Chorus Of Body, Ece Cangüden, Fırat Uran, Hakan Sorar, Hossein Edalatkhah, Mert Çağıl Türkay, Muhittincan, Numan Okutan, Selin Göksel, Şafak Şule Kemancı eşlik ediyor.

Gerçek bir gey saunanın duvarlarında görülen sanat eserleri, duvar resimleri, müdahaleler gibi Ahmet Rüstem'in saunasının duvarlarına da 15 sanatçının eserleri eşlik ediyor. Sauna’nın mekan kurgusunu, ilişki sahalarını analiz eden sergi, kılavuz bir ses ile geziliyor. Sergi için deneyimlediği onlarca farklı saunadan yola çıkan Ahmet Rüstem yeniden sanal olarak inşaa ettiği Sauna serisinde mekan kurgusu ve gey sauna web sitelerinin oryantalist bakış açısına değiniyor.

Bilgisayar, telefon, tablet ve VR gözlüklerle deneyimlenen Sauna Sergisi; Giriş, Soyunma Odası, Islak Hacimler, Sauna, Buhar Odası, Karanlık Odalar gibi bölümlerden oluşuyor.

Yeni açılan bu sergiyi, artırılmış gerçekliği, sauna fikrini, queer teoriyi ve saunaları Ahmet Rüstem Ekici ile konuştuk.

Artırılmış gerçeklik nedir?  

Cihazların şekil, alan, tarama-tanıma özelliği kullanılarak, sanal nesnelerin gerçek görüntülerin üzerine bindirilme sürecine artırılmış gerçeklik deniyor. Endüstri 4.0 öncesi ve sonrası için değişebilecek bu tanım benim için paralel anlatımın izleyici ile inşası ve yeni bir anlatım biçimi. 

Aslında instagram, snapchat filtrelerinden tutun, QR kod yönlendirmelerine kadar çoktandır hayatımızın içinde. Yakın zamanda büyük teknoloji firmalarının çıkaracağı gözlükler ile tamamen tüketim, deneyim, üretim zincirinin bir parçası olacak. İlk AR üretimim 2016 yılında gerçekleşti. 2019'da ilk defa Microsoft Hololens artırılmış gerçeklik gözlüğünü deneyimleme şansım olmuştu. Günümüzde makyaj firmalarının ürünlerini yüzümüzde anında test edebiliyoruz, almak istediğimiz bir mobilyayı gerçek ölçeği ile boş salonumuzda görebiliyoruz. Renk seçimini yapabiliyoruz. Dev ölçekli heykelleri istediğimiz boyutta istediğimiz alanda deneyimleye biliyoruz.  Tüm bu gelişmelerin bizleri yeni deneyimlere sürükleyeceğinden eminim. 

Sanal gerçekliğe ilgin nasıl başladı? 

İzlediğimiz çoğu bilim kurgu filmler bizi arayüz ile iç içe geçtiğimiz dünyalara götürüyordu ve bu sahneleri izlemek çoğu zaman keyifliydi. Björk'ün yönetmen Andrew Huang ile 5 yıl önce yayınladığı "Stonemilker" klibi, kamera açısına hükmetme, görünenin ötesine geçebilme hissi, beni yeni çalışmalara sürükledi. Artırılmış gerçekliğin şeffaf dünyasından uzak kurgulanan sanal gerçeklik her ne kadar hantal olsa da, izleyiciyi ortamdan soyutladığı için yeni bir dünyaya kapı açıyor. İkisi de sürekli evriliyor ve bu evrime şahitlik etmek heyecan verici. Karma gerçekliğin bize uzun süre eşlik edeceğini düşündüğümde aynı zamanda bir hikaye anlatıcı olarak yeni araçlarla hikayemi kurgulamayı seviyorum. 

Multi disipliner çalışmayı seviyorsun, hangi disiplinlerin kombinasyonunu seviyorsun?

Sahne tasarımı ve İç Mimarlık gibi disiplinlerden gelen biri olarak öncelikle işin çizim, üretim kısmındaki tüm paralel iş dalları ile yakın ilişki içerisindeyim. Aydınlatma tasarımı, LED ve görüntüleme teknolojileri ile set tasarımcısı olarak yakın bağlarım var. Bir yandan sürekli gelişen 3D çizim programlarına da yetişmeye çalışıyorum. Bu nedenle dijital ile kesişen tüm disiplinlerle işbirliği içerisinde olmayı seviyorum. Sanat üretimimi de şekillendiren bu birliktelikte sanırım en çok sahne sanatlarını seviyorum. İçinde performans, müzik, hikaye anlatımı, ışık ve teknoloji olduğu için sahne sanatları benim için bir tutku. 

sauna-sergisi-acildi-beden-ve-cinsiyet-mimariyi-nasil-tanimlar-1

İşlerinin çoğunda cinsiyet ve LGBTQ hakları konu edinilmiş. Bu konularda bize ne anlatmak istersin?

Çocukluğumda çok fazla sözlü tacize uğradım. Adana'nın arka sokaklarında sessiz kalmak zorunda kalmış bir çocuk olarak büyüdüm. Bu içe kapanma kendimle ilişki sürecimi derinleştirdi. Sesim olduğunu fark ettim. Bugün de sesimi daha fazla çıkarma konusunda kendimi sürekli itiyorum ve eğitiyorum. Bu noktada çevrem, arkadaşlarım, ilham aldığım aktivistler bana güç veriyor. Ankara'da üniversite öğrencilik zamanlarında çok şanslıydım ki; Kemal Ördek gibi bana yeni pencereler açan bir ev arkadaşım vardı. Yakın arkadaşım Seda'nın web sitesi ve tanışma forumlarında kullanmak üzere fotoğraflarını çekmek kuir dünya ile tanışmamı sağlamıştı. Geçmişe bakınca Adana, Ankara, İstanbul ve kısa süreler yaşadığım Cape Town, Los Angeles gibi şehirler LGBTI+ ve varlığım hakkında çok fazla şeyi sorgulamayı öğretti. Bu nedenle çalışmalarımı hafıza mekanlarını oluşturma, sorgulama, beden ve mimari ilişkileri sorgulama üzerine şekillendiriyorum. Şu aralar görünürlüğümüzü bile sorgulayanlar var. Bu nedenle böyle bir süreçte üretilen, varlığımızın ispatına dair söylenen her şeyi değerli buluyorum. 

Birlik içinde yaşamanın sınırları nedir? 

Aslında bu cümleyi hamam sergisinde farklı ele almıştım. Mozaikler için çok kullanılan tanımlar vardır; kültür mozaiği, barış mozaiği gibi... Antik dönem mozaikleri bir çerçeve içerisinde dönemi hakkında hikayeler anlatır. Hikayedeki her anlatımın genellikle bir bordürü ve her nesnenin konturu vardır. Bu konturlar sınır tanımlar ve renkleri, imgeyi hapseder. Bu nedenle eleştirel baktığım "birlik" kavramını sembolize ettiğini düşünüyorum. Sınır, kontur ayrıştırma özellikle bir resmi okurken çok sevdiğim bir tekniktir ve katmanları görmemi sağlar. Sınır analizi bana katmanları incelerken, ayrıştıran şeyin kontur mu, ışık mı, renk mi olduğunu anlamamı sağlar ve eserin konusuna dair yeni okumalar sunar. Nesnelerin ilişkisini bu okuma şekliyle de anlayabilirim.  Bir kafenin gay kafe olarak tanımlanmasına, şehirde nerelerde gay kafe görebileceğimize kadar tartışabiliriz sınır durumunu. Politikalar nasıl alan tanımlar sorusuna kadar uzanabilir. Birlik içinde yaşama bir ekosistemi de işaret ediyor. Sınır ise her canlının ihtiyacı olan kabuk, sığınak olabilir benim için en fazla. Mekan ile ilişki kurma nedenim de bu yüzden. Hamam, Sauna, park, bar sınır olarak neye tekabül ediyor. Mağara döneminden günümüze alanları nasıl şekillendirdik? Beden ve cinsiyet mimariyi nasıl tanımlar gibi soruları sormaya, cevaplar aramaya devam ediyorum.  

'Hikayelerimin çoğunu deneyimlerim, şahitliklerim ve geleceğe aktarmak istediklerim oluşturuyor.' demişsin. Neler sende geleceğe aktarma isteği uyandırır?

Örneğin hamamlara dair akademik bir yayını okuyup içinde LGBTİ+ dünyasına dair en ufak bir iz görmemek beni çok geriyor. Hamam gibi turizm mekanına dönüşmüş bir yapıdan bahsederken sadece bir Yeşilçam filmi anmak, gelin kınasından bahsetmek ya da bir turistin 45 dakikalık spa paketi deneyiminin merkeze alındığını görebiliriz. Farklı pencerelerden bakarsak hamam önemli bir sosyalleşme alanı kuir kültürde. Akademi, devlet bundan bahsetmezse birilerinin bahsetmesi lazım. Ben de sanatı bir bilgi aktarma aracı olarak kullanıyorum. Deneyimlerimle şekillenen hikayelerimi aktarıyorum. Böylece üretimlerim "LGBT yok öyle bir şey" dendiğinde, “vardık, varız, var olacağız”a dair minik bir cevap olacak. Cape Town'da 1908 yılında yapılmış bir hamam vardır. Son gittiğimde su sıkıntısından dolayı sadece havuza giriliyor ve duşlar çalışmıyordu. Belki ilerde salgın, su sıkıntısı derken bu mekanların sosyalleşme, haz durumları sadece hikayelerde kalacak. Herkesin deneyimi biricik ve önemli. Yapay zekaya, google indekslere ne kadar çok şey aktarırsak o kadar iyi. O kadar çok ve o kadar varız. 

sauna-sergisi-acildi-beden-ve-cinsiyet-mimariyi-nasil-tanimlar-2

'Araştırmalarıma, arkeoloji ve queer teorileri okuyarak devam ediyorum.' demişsin. Bize okuduğun queer teorilerden ilgini çeken bir bilgi paylaşabilir misin? 

Utku Özmakas'ın çevirdiği Meg-John Barker ve Julia Scheele tarafından hazırlanmış "Queer resimli bir tarih" kitabı bana değerli bakış açıları sundu. Bu kitap sayesinde keşfettiğim biyologlar ve onların queer teori ile uyumlu yaklaşımlarından etkileniyorum. İndirgemeci tutumdan uzak, akışkanlığı ele almak istediğim bir diğer şey ise arkeolojik buluntularda yer alan desenler ve onların ihtimalleri. "Başka bir arkeoloji" isimli serimi buradan yola çıkarak oluşturdum. Kaos GL 'de yayınlanmış Yılmaz Yeniler'e ait " Eskinin bilgisini üretmek, bugünün belleğini şekillendirmek: Arkeolojinin bir queer eleştirisi" yazısını da anmayı isterim.

3D oluşturma süreci nasıl bir süreç? Hiç bilmeyen birisine genel bir çerçeve çizebilir misin?

Heykel, yerleştirme vb. fiziksel olarak deneyimlediğimiz şeylerin ötesinde dijital 3D olarak cevap verdiğimin altını çizmek isterim. 3D programlar kullanıcıya öncelikle bir boşluk verir. Uzay boşluğu gibi sonu olmayan bir yerde ileri, geri, yukarı ve aşağı koordinatlara ihtiyaç duyarız. XYZ eksenleri yardımı ile oluşturduğumuz her cisim artık o boşlukta bir yer edinir ve yakınına eklenen her cisimle iletişime geçer. Bu cisimleri bir araya getirdikten sonra onları izleyiciye, kullanıcıya sunmamız gerekir. Sunmadan önce 3D , 360 derece her açısını gördüğümüz nesneye dokular, renkler ve ışık atayarak olabildiğince gerçekçi görünmesini sağlarız. Bu gerçekçi görünme işlemine render/tarama deriz. Render bittiği an az önce 360 derece deneyimlediğimiz şey artık bir 2D çıktıdır. Endüstri, mimarlık vb. görselleştirerek anlatmaya ihtiyaç duyan nice disiplin gelişen veri aktarımı ve 3D yazılımlarla sanal gerçeklik ve artırılmış gerçekliğe geçiş yaptı. 3D mükemmel bir dünya. Neredeyse istediğiniz her şeyi modelleyebildiğiniz, 3D baskısını alabildiğiniz, yer çekimine meydan okuduğunuz potansiyellerle dolu bir dünya. Bir küreyi tek tıkla isterseniz camdan, isterseniz metalden yapabildiğiniz müthiş bir süreç. Kuir yaklaşım ve sınırlar tam da böyle bir şey benim için.

sauna-sergisi-acildi-beden-ve-cinsiyet-mimariyi-nasil-tanimlar-3

Sauna sergisi fikri aklına nasıl geldi?

Hamam sonrası beden ve mimari ilişkileri sorgulamaya devam ettim. "Bir plan nasıl ortaya çıkar? Haz ve beden bunun neresindedir?" gibi sorular beni bu defa saunalara yöneltti. Saunalar kendi içerisinde dolaşım sistemleri olan ilginç mekanlar. 5m2 ahşap sıcak kulübeye indirgenmiş bu kelimenin daha fazlasını aktarmam gerekiyordu. Neufert standarlarında göremeyeceğimiz yapı elemanlarının olduğu bu mekana dair deneyimlerimi aktarmak istedim. Bugüne kadar onlarca farklı şehirde sauna deneyimim oldu. Bu deneyimleri ve bana anlatılanları hikayeleştirmek istedim. Saunayı aktarırken turistik bir şekilde de pazarlanan gay saunaya mı yoksa kurgusal queer bir saunaya mı odaklanmam gerektiği konusunda uzun uzun düşündüm. Dünyadaki sauna örneklerine baktığımızda sauna ve görsel iletişim araçlarının sıkı diyaloğu olduğunu görüyoruz. Saunaların duvarları çoğu zaman bir galeri gibi çalışır ve imgelerle doludur. Covid-19 nedeniyle herhangi bir galeri ile fiziksel bir sergi için sözleşemedik. Bu nedenle saunayı 2 fazda sunmaya karar verdim. İlk faz çevrimiçi bir 360 VR deneyimi. İkinci fazda ise saunaya dair çalışmalarımı sergileyeceğim. 

sauna-sergisi-acildi-beden-ve-cinsiyet-mimariyi-nasil-tanimlar-4

Sergide bizi neler bekliyor? Hangi sanatçılar katıldı?

Sergi ortalama 15 dakika süren bir 360 online gezi. Anahtarlarla ilerlediğimiz ve keşfettiğimiz bu cruising mekanı bizi çeşitli kuir sanatçılarla buluşturuyor. Dosyayı ilk hazırladığımda temasa geçtiğim sanatçıların hepsine çok teşekkür ederim. Onların eserleri ile şekillenen ya da beraber konuşan bir yapı ortaya çıktı. Online sauna giriş, bar, soyunma odası, karanlık oda, ıslak hacimler gibi mekanlardan oluşuyor. Girişten finale her alanda bize 15 farklı queer sanatçının eserleri eşlik ediyor. İlker Cihan Biner'in katalog metnini yazdığı sergide benim dışımda Ateş Alpar, Berkin Gülten, Chorusofbody, Beraber.Co, Cihan Bacak, İsmet Köroğlu, Ece Cangüden, Fırat Uran, Hakan Sorar, Hossein Edalatkhah, Mert Çağıl Türkay, Muhittincan, Numan Okutan, Selin Göksel, Şafak Şule Kemancı yer alıyor.  Sergideki çalışmalar uzun süredir sauna için aklımda olan çalışmalar. Hepsi var oldukları sanal mekanlar ile sağlam bir ilişki kuruyor. Hikaye anlatımı ve mekanlar o eserler olmadan oluşamazdı.

Gördüğün saunalar arasında en ilham verici olanları hangisiydi?

Los Angeles’ta yer alan 55 yıl önce açılmış ve şu an kapalı olan Melrose Gay Bathhouse olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca, havuzu, terası , iç dekorasyonu oldukça ilginç olan ve 3 katlı bir evden dönüştürülmüş “Cape Town The Hot House Steam and Leisure” sergiye en çok katkısı olan ilham aldığım saunalardan biri. 

sauna-sergisi-acildi-beden-ve-cinsiyet-mimariyi-nasil-tanimlar-5

Ne zaman ve nerede, nasıl görebiliriz? 

www.art50.net/sauna ve www.aredeko.com/sauna linkinden deneyimleye bileceğimiz sergi 25 Şubat günü açılıyor. Kapanış tarihi belirsiz. Sergi ücretsiz. İzleyiciye bir sauna hayaleti eşlik edecek ve sergiyi sesli anlatım ile adım adım gezecekler. Sergiyi kulaklıkla deneyimlemenizi ve eğer paylaşmak isterseniz isimli ve isimsiz sauna anılarınızı info@aredeko.com adresine paylaşmanızı rica ediyoruz. Sözlü, yazılı anlatıma yer verecek bir katalog üretimi için katılımınız değerli olacaktır.  


Etiketler: medya, kültür sanat
nefret