23/11/2019 | Yazar: Aslı Alpar
Pembe Hayat’ın düzenlediği 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Haftası etkinliklerinin ilki “Transfeminizm, Trans Dışlayıcı Radikal Feminizm Seyri ve Eleştiri” oldu.
Pembe Hayat’ın öncülüğünde bu yıl 12.’si düzenlenen 20 Kasım
Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Haftası programı bugün İstanbul’da Cezayir
Büyük Toplantı Salonu’nda başladı.
20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Haftası’nın ilk
günü ikinci oturumu “Transfeminizm, Trans Dışlayıcı Radikal Feminizm Seyri ve
Eleştiri” oldu. Burçin Tetik ve Beren Azizi’nin konuşmacı olduğu oturumun
moderasyonunu Şiddetsizlik Merkezi’nden Umut üstlendi.
“TERF’ler toksik erkekliğin argümanlarını kullanıyor”
Oturumun ilk konuşmacısı Burçin Tetik trans dışlayıcı radikal feministlerin on yıl içinde değişen söylemini değerlendirerek konuşmasına başladı. TERF’lerin argümanlarına değinen Tetik, “Trans kadınların ’erkek’ ayrıcalıklarından faydalandığı iddiası çok korkunç bir argüman. Herkesin bir takım ayrıcalıkları var. Bunu sadece ‘erkek’ ayrıcalığı olarak gündeme getirmek aslında ‘biz trans kadını kadın olarak kabul etmiyoruz’ demek” dedi.
Trans dışlayıcı argümanlara karşı geliştirilen söylemlere de
dikkat çeken Tetik, “TERF’ler toksik erkekliğin argümanlarını kullanıyorlar. Bu
argümanlarla politika yapamazsınız “
diyerek argümanları farklı anolojilerle bir arada değerlendirdi.
Tartışmanın eşitler arası bir şekilde yürümediğine dikkat
çeken Tetik, “Trans kadın cinsiyetçi bir söylemde bulunduğunda onun ’kadınlığı’
düşüyor. Cis bir kadın aynı söylemde bulunduğunda sessiz kalınıyor. Trans
dışlayıcı söylem bir insanın cinsiyetini düşürme hakkını nereden buluyor” dedi.
“Trans çocuklarla neden bu kadar uğraşıyorlar diye
düşündüğümde, trans çocukların varlığının onların tezini çökerttiği sonucuna
varıyorum. Sanırım bundan korkuyorlar. Kendi kafasındaki sınırların
yıkılmasından cis ne, trans ne bunun ayrımını yapamayacak olduklarından dolayı
korktuklarını düşünüyorum” diyen Tetik sözlerine trans dışlayıcı söylemin akademideki
durumunu aktararak son verdi.
“Eşitlenme ilk defa bu kadar çok gündemimizde”
Burçin Tetik’in ardından sözü alan Beren Azizi konuşmasına
Beyaz Magazin’in bir kaydını göstererek başlandı.
Azizi, “Güç ilişkilerinin değiştiği ve vatandaşlık tanımının geliştiği günümüzde translarla eşitlenmek istemeyen bir kitle var” dedi ve Britanya’da “Cinsiyeti Tanımlama Kanunu”ndaki değişiklik yapılması sebeplerini aktardı.
Konuşmasına trans geçişine dair Türkiye’deki hukuki mevzuatla
sürdüren Azizi, “teşvik ve denetimsizlik arasında geçen yılların ardından
geriye korkunç bir kanun kaldı” dedi.
Trans çocukların hormon kullanım hakkına dair tartışmalara
da değinen Azizi, “Hormon bloklayıcıları tıp onaylamadan da zaten trans
çocuklar kullanıyordu. Tıp onay verince bir hak kazanılmış oldu. Bu bloklayıcıları
cis kadınlar da kullanıyordu, ihtiyaç olunca doktor yazıyordu bu ilaçları.
Trans çocukların kullanımına izin verilince ne oldu, sadece eşitlenmiş olduk.
Koparılan bütün yaygara bu nedenle, trans dışlayıcı söylem trans olmanın teşvik
edildiği ileri sürüyor yani yıllardan beri süren teşvik retoriği öne sürülüyor”
dedi.
Azizi konuşmasına mücadelenin eşitlik temelinde verilmemesi
durumunda ortaya çıkacak toplumsal formun neye benzeyeceğine dair örneklerle
devam etti ve şunları söyledi: “Son 10 yıldır yeni bir şeyler oluyor. Eşitlenme
ilk defa bu kadar çok gündemimizde.”
Oturum, konuşmacıların sorularının yanıtlanmasının ardından
sona erdi. Etkinlik “Yeryüzünün Beden Hakikati: İnterseks” söyleşisi ile
sürecek.
Etiketler: insan hakları