10/03/2021 | Yazar: Yıldız Tar
İstanbul’da Asel Oktay’a cinsel saldırıda bulunan Harun S. serbest bırakıldı. Oktay, “Diken üstünde yaşıyorum, can güvenliğim yok” derken Oktay’ın Avukatı Levent Pişkin de, “Transfobik ve cinsiyetçi önyargılarla verilen bir karar” diyor.
Fotoğraf: Meltem Ulusoy / csgorselarsiv.org
UYARI: Bu haber şiddete ilişkindir. Detaylara girilmese de yaşananlar aktarılmaktadır. İçerik daha önce şiddete, ayrımcılığa, nefrete uğrayan ya da şahit olan kişiler için o anları tetikleyebilir, travmatik etkiler yaratabilir. Böyle bir durumda size destek olabileceğini düşündüğünüz ruh sağlığı uzmanına ulaşabilir, şehrinizdeki LGBTİ+ oluşumu ile bağlantıya geçebilir veya destek için 17 Mayıs Derneği’ne yazabilirsiniz.
İstanbul Şişli’de Harun S. isimli erkek 2 Mart’ta trans kadın Asel Oktay’ı silahla tehdit ederek Asel Oktay’a cinsel saldırıda bulundu. Asel Oktay, kendi evinden kaçarak polisi aradı.
Harun S., karakoldaki ifadesi ve savcılık sorgusunun ardından mahkemeye çıktı. İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, nitelikli cinsel saldırıya rağmen Harun S.’nin adli kontrol ve yurtdışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.
“Diken üstündeyim”
Saldırıya uğrayan Asel Oktay, bu kararın ardından yaşadıklarını KaosGL.org’a anlattı. Asel Oktay, kendisini tedirgin hissettiğini belirterek şöyle dedi:
“Serbest bırakılacağını tahmin ediyordum çünkü görüyoruz insanlar öldürülüyor, fiziksel olarak yaralanıyor, her şey yapılıyor yine de serbest bırakılıyor ama bu kadar hızlı olması beni biraz şaşırttı. Tedirginim çünkü dışarı çıktığımda sürekli arkama bakıyorum. Atlatamadım bu durumu. Risk altında olduğum için diken üstündeyim. Gündüzleri rahat geçiyor ama geceleri uyuyamıyorum. Olay olduktan sonra uyuyamamaya başladım. Kabuslar görüyorum. Sabah uyandığımda kendimi yorgun hissediyorum. Sürekli kulağım kapı sesinde. Bu evde yaşamayı daha fazla sürdüremeyeceğim. Gündüzleri de takip ediliyor muyum diye sürekli arkama bakıyorum.”
Oktay bütün bu yaşadıklarından dolayı psikolojik destek almaya başlayacağını da söyleyerek, “Ancak bu olayın peşini bırakmayı düşünmüyorum” dedi ve ekledi:
“Sosyal yaşantıma dönmek, rutinime dönmek istiyorum. Şüpheyle endişeyle yaşamam mümkün değil. Hiç kimsenin yaşaması mümkün değil. Ama önceliğim can güvenliğim.”
Üstünden 11 kurşun ve bıçak çıktı ama ‘silah bana ait değil’ diyor
Fail Harun S., polise, savcıya ve hakimliği beyanlarında birbiriyle çelişen savunmalar yaptı. Polisler, savcı ile görüşmelerinde ayrıca Harun S.’nin kendilerine de hakaret ve tehdit ettiğini belirtti.
Harun S., Asel ile nasıl tanıştıklarına dair ifadelerinde her seferinde farklı bir şey söylerken silahın da kendisine ait olmadığını öne sürdü. Öte yandan Harun S.’nin üzerinde silah dışında bir bıçak ve ayrıca 11 adet kurşun da çıktı. Hakimliğin bütün bu delillere rağmen tutuklama kararı vermemesini Asel Oktay’ın Avukatı Levent Pişkin’e sorduk.
“Önyargılı bir kararla karşı karşıyayız”
Av. Pişkin, “Ortada çok net bir şekilde transfobi var, eril şiddetin cesaretlendirilmesi var. Hakimliğin değerlendirmesi transfobik ve cinsiyetçi önyargılara dayanarak verilmiş bir değerlendirme. Silahla oral yolla tecavüz edilmesi nitelikli cinsel saldırıdır ve tutuklamayı gerektiren katalog suçlardandır. Ancak trans kadınların, LGBTİ+’ların yargılandığı ‘polise mukavemet’, ‘2911 Sayılı Kanuna muhalefet’ gibi iddialarla açılan davalarda tutuklama, ev hapsi gibi kararlar alınırken; esas tutuklamayı gerektiren nitelikli cinsel saldırı davasında tutuklama kararı verilmemesi mağdurun trans kadın olmasıyla doğrudan alakalı. Önyargılı bir kararla karşı karşıyayız” dedi.
Öte yandan Harun S., savunmasında nefret suçlarında sıklıkla karşılaşılan ‘kadın sandım, travesti çıktı’ ifadelerini de kullandı. Av. Pişkin’e göre, bu ezberlenmiş ifadeler üzerinden sıklıkla haksız tahrik indirimleri uygulanıyor. “Öğrenilmiş, ezber edilmiş ifadeler var. Bu konularda önyargılı hakimleri etkilemek için sıklıkla kullanılıyor maalesef. Bu ifadeler gerekçe gösterilerek tutuklama kararları verilmemesi, haksız tahriğe gerekçe olarak gösterilmesi cezasızlık rejimi yaratıyor. Eril şiddet ortamını güçlendiriyor.”
Harun S., karakoldaki ifadesinde ayrıca daha önce ruhsatsız silah barındırmaktan sabıkası olduğunu da belirtiyor. Av. Pişkin, “Hakimliğin polis tutanaklarını dikkate almamış olması bile söz konusu” diyerek, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor:
“Bu karar, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı yürütülen kampanyalardan ayrı düşünülemez. İstanbul Sözleşmesi içselleştirilmiş ve uygulanıyor olsaydı bu tarz kararlarla karşılaşmazdık. Ortada tutuklamayı gerektiren katalog bir suç varken, kaçma şüphesi varken tutuklama kararı verilmemesi kadına yönelik eril şiddetin cezalandırılmaması ve cesaretlendirilmesi anlamına geliyor.”
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları