01/06/2022 | Yazar: Yıldız Tar
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Eskişehir H Tipi’ndeki LGBTİ+ mahpusa işkenceyi Adalet Bakanı’na sordu. Gülüm’ün geçtiğimiz yıl verdiği önerge içtüzüğe aykırı bir şekilde yanıtsız kalmıştı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Eskişehir H Tipi Cezaevi’nde kalan LGBTİ+ mahpus Caner’e (Memiş Akbaş) işkence ve cinsel saldırıyı bir kez daha Meclis gündemine taşıdı.
Geçtiğimiz yıl Caner’in yaşadıklarını Adalet Bakanı’na soran Gülüm, 15 gün içerisinde yanıt verilmesi gerekmesine rağmen yanıt alamadı. Bunun üzerine Gülüm, tekrar soru önergesi verdi.
Fiziksel ve cinsel şiddet, homofobik ayrımcılık…
Caner’in hem gardiyanlar hem de koğuşundaki kişiler tarafından fiziksel ve cinsel şiddete uğradığını, gardiyanlarca intihara yönlendirildiğini, dilekçe ve mektuplarının iletilmediğini, sistematik olarak homofobik ayrımcılığa maruz bırakıldığını hatırlatan Gülüm, şöyle dedi:
“İçtüzük Madde 99’ a göre yazılı önergelerin ilgili makam tarafından 15 gün içinde yanıtlanması gerekirken söz konusu önerge de birçok önergemiz gibi yanıtsız kalmıştır. Geçen süre içinde LGBTİ Mahpus Memiş Akbaş’a yönelik psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet devam etmiş ve mahpus CİSST isimli sivil toplum kuruluşuna yazdığı mektupta verilen soru önergeleri ve ulaşan şikâyet dilekçeleri sebebiyle hapishanedeki baskının daha da ağırlaştığını yazmıştır.”
“Personel hakkında soruşturma açılacak mı?”
Gülüm, Bakan’a şu soruları yöneltti:
1) LGBTİ mahpus Memiş Akbaş’ın Eskişehir Hapishanesi’nde gardiyanlar ve koğuşundakiler tarafından fiziksel ve cinsel saldırıya uğradığı yönündeki şikâyet talepleri niçin alınmamıştır? Bu iddialar Bakanlığınız tarafından soruşturulacak mıdır?
2) Tarafımızca konuya ilişkin verdiğimiz soru önergesi niçin yanıtsız kalmıştır? Önergenin yanıtsız bırakılması İçtüzüğü’n 99. Maddesine aykırı değil midir?
3) Memiş Akbaş’ın şikâyet dilekçeleri ve verdiğimiz soru önergesiyle mahpusa yönelik baskı ve şiddet artmıştır. Hak arama hakkının bile baskı sebebine dönmesine ilişkin bir önlem alacak mısınız?
4) Memiş Akbaş can güvenliğinin olmadığını belirtmesine rağmen hasmı olan kişiyle neden aynı koğuşta tutulmuştur? Mahpusun güvenliğini sağlayacak tedbirler alacak mısınız?
5) Ayrımcılık ve işkence yasağına aykırı olarak Memiş Akbaş’a fiziksel saldırıda bulanan ve Akbaş’ı intihara yönlendiren personeller hakkında bir soruşturma açılacak mıdır?
İşkence gördüğü için şikayet eden LGBTİ+ mahpusa, şimdi de şikayet ettiği için işkence yapılıyor!
Caner CİSST’e 7 Mart günü ilettiği mektupta çok yoğun baskı ve şiddete maruz kaldığını söylüyor:
“4 Mart tarihinde hasmım olan kişiyle birdenbire aynı koğuşa verildim. Çok büyük ve çok zor olaylar yaşadım. Bunların hepsi koğuşun önünde bulunan kameraların karşısında meydana geldi. Yine geçtiğimiz günlerde bir koğuş arkadaşım revire gidip geldikten sonra o gün nöbetçi olan soyadını bilmediğim E. isimli bir memur ‘içeri girince Memiş Akbaş’a saldır, ona ciddi zarar ver, biz seni koruruz’ demiş. Sağ olsun o arkadaş da gelip bana her şey anlattı. Şu an ölümle yaşam arasındaki son çizgideyim. Bana burada hayatı zindan ediyorlar. Sizden başka yardımcı olacak kimse yok. Acil yardımınızı bekliyorum. LGBTİ+ mahkum olduğum için nefret suçuna ve şiddete maruz kalıyorum ve kurum tarafından intihara teşvik ediliyorum.”
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, siyaset