19/04/2010 | Yazar: Seyhan Arman

“Türkiye’de insanların HIV’i bilmediğini düşündüğümde Türkiye için endişeleniyorum”   Benjamin Col

“Türkiye’de insanların HIV’i bilmediğini düşündüğümde Türkiye için endişeleniyorum”
 
Benjamin Collins 62 yaşında, gey restoran işletmecisi ve 28 yıldır HIV ile yaşıyor…
 
Benjamin “1981 yılında San Francisco‘da HIV/AIDS ilk olarak gey hastalığı olarak ortaya çıktı ve cinsel yolla bulaştığı belli bile değildi. Yüz binlerce insan hastalanıyor ve gey hastalığı olduğu için bir çalışma yapılmıyordu, sadece bu konuya duyarlı kişiler ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı’’ diye anlatıyor HIV ile tanışmasını.
 
Pozitif Yaşam Derneği ve Kaos GL’nin ortaklaşa yürüttüğü Erkek Erkeğe çalışmasının da fikir sahibi. Pozitif Yaşam Derneği başkanı Arzu Kaykı ile Benjamin mutfakta makarna yaparlarken Türkiye’de yaşayan geyler arasında HIV durumunu konuşmuşlar ve “Erkek Erkeğe” böyle doğmuş. İyi ki o mutfakta bu sohbet yapılmış ve iyi ki erkek erkeğe projesi var diye düşünüyorum. Çünkü hep uzak kaldığımız ‘’aman eşcinsellikle HIV/AIDS ismi birlikte anılmasın’’ dediğimiz için gelişmelerden biraz uzak kaldık ve HIV ile AIDS arasındaki farkı bile bilmiyoruz maalesef. Benjamin ile 1980’li yılları ve dünyada HIV/AIDS algısını konuştuğumuz güzel bir sohbet yaptık ve sizler için bu sohbeti aşağıda toparlamaya çalıştım. Unutmayın ki korkarak kaçarak değil üzerine giderek, bilgilenerek, öğrenerek yenebiliriz korkularımızı…
 
O dönemi ve tedavi durumlarını biraz anlatabilir misin?
1981 yılında San Francisco da HIV/AIDS ilk olarak gey hastalığı olarak ortaya çıktı ve cinsel yolla bulaştığı belli bile değildi. Yüz binlerce insan hastalanıyor ve gey hastalığı olduğu için bir çalışma yapılmıyordu. Sadece bu konuya duyarlı kişiler ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Gönüllüler her şeyi yaptılar. Restoranlardan yiyecek alıp AIDS basamağındaki insanlara dağıttılar. Birçok insan yemek yiyemeyecek kadar hastaydı. Ayaktakiler onlara yardım ediyordu. O zamanlar tek haber şurada şu hastanede şöyle bir şey başlayacakmış gibi küçük düzeydeydi. Ama biz bilim insanlarına ‘’arkadaşlarımız ölüyor, siz ne yapıyorsunuz?’’ diyorduk. Sürekli arıyorduk, hiç durmadan arıyor ve soruyorduk. Araştırmacılar sonunda gönüllülerle iş birliği yaparlarsa dikkat çekip, para kazanabileceklerini anlayıp iş birliği yaptılar. Doktorlar ve hastaların bir arada çalışmasına imkân tanımış bir olay oldu ve bu aslında tıpta çok olan bir şey değil, normalde önce araştırmacılar işi hallederler.  1982 de seks yoluyla bulaştığı anlaşıldı. Bir süre sonra cinsel yol dışında da bulaştığı öğrenilince tüm topluma anlatmaya yönelik hareket başladı. Enfeksiyonun artış grafiği çok dikti. Güvenli seks başlayınca artış birden düştü.  Gönüllülerin bu mücadelesi sayesinde telefon danışmanlıkları, festivallerde ücretsiz kondom dağıtımı, şırınga değişim programları başladı. 
 
Heteroseksüellerin katılımı nasıl oldu bu mücadeleye?
Araştırmacılar HIV’i anlamak için seks partnerlerimi, ne yiyip içtiğimi, nasıl seviştiğim gibi sorular soruyorlardı. Gey erkeklerden damar içi madde kullanan kadınlar enfekte olmaya başladı, seks çalışanlarından askerler enfekte olmaya başladı. Herkes biliyordu ki geyler büyük bir epidemiydi (gey camiada herkes öncelikle geylerin bu virüsü almasının tesadüf olduğunu düşünüyordu.) Bir süre sonra kişinin cinsel yolla bulaşan hastalığı varsa HIV’e yakalanma riskinin daha fazla olduğunu fark ettiler. Çok partnerin tek partnere göre daha riskli olduğunu fark ettiler. Sonuç olarak insanlar bu virüsün nasıl yayıldığını ve çoğaldığını anladılar. Mesela heteroseksüel bir erkeğinde birçok kişi ile korunmasız olarak birlikte olduğunda HIV ile enfekte olabileceğini anladılar.
 
Afrika’da eş zamanlı ölen insanlar vardı ve Afrika‘da oldukları için önemsenmedi. Afrika’dakiler ile ilgilenmedikleri için cinsiyeti de bilmiyorlardı. AIDS’ten ölenleri açlıktan ölüyor zannediyorlardı. Amerika’da halk sağlığı sorunu olarak algılandı, çünkü halk sağlığı diye bir şey vardı. Afrika’da ise bu kavram yoktu. Afrika’da ölmek oldukça sıradandı. 1979 yılında 27 yaşındayken Provinstaun’da yazın tatil yaptım, 2 yıl sonra o yazı geçirdiğim herkes ölmüştü ve Amerika da 27 yaşındaki insanların ölmesi normal değildi, bunun için ilgilendiler.
 
Toplumda geylerden bulaş oldu diye bir kanı var mıydı?
Evet. Türkiye’deki durumun aynısı geçerli oldu. Bir hastalığı saçmakla suçladılar. Burada bir AIDS şoku yok, benim gördüğüm şey bu. Burada biri HIV olduğu zaman çok yalnız hissediyor kimse ile konuşamıyor. Ve çoğu zaman ciddi hastada olabiliyorlar.
 
AIDS şoku dediğiniz şey nedir anlatır mısınız?
AIDS şoku HIV bulaşının çok fazla olduğu yerlerde oldu. Ölümlerin ve hastalığın ilk duyulduğu 1981 yılında San Francisco’da durum bir AIDS şokuydu ve ne olduğunu kimse bilmiyordu. Avrupa’nın bazı yerlerinde 1980’lerin sonunda oldu. Gayromeo isimli web sitesinde birçok kişi ile konuştum ve Türkiye‘de 2010 yılında olunmasına rağmen hiç kimse HIV pozitif birini tanımıyor. Benim bahsettiğim ülkelerde hepimizin HIV pozitif arkadaşları vardı. Türkiye 30 yıl geride demeyelim çünkü 30 değil 35 yıl geride. Türkiye’de bir AIDS şoku olmayacağını düşünüyor ve umuyorum.
 
Türkiye’de HIV eşcinsel nefreti körükledi orada da aynı şeyler yaşandı mı?
Bu seksle bulaşan bir hastalık ve bunun çevresinde mutlaka damgalama olacak. Grip salgınları içinde aynı şeyler var (Domuz gribi, Asya gribi) geylerin bu konudan rahatsız olması için yeterince rahatsı edici şey söylendi zaten. Türkiye’de geyler için HIV/AIDS konusunda çok ciddi çalışma maalesef yok. Çünkü Türkiye’deki geyler bu şekilde bir şey yapmayarak gey hastalığı ön yargısını yenmeye çalıştılar ve görmezden geldiler. Ama geyler arasında da HIV bulaşı artmaya başladı.
 
Peki güvenli seks?
Güvenli seks ile ilgili her ilişkide konuşmak, tartışmak gerekli. Türkiye’de bir sır saklamak demek ve bu çok iyi bir fikir değil. Ayrıca çok büyük bir para kaybı. İnsanların şu anda HIV pozitif olmamak için seçenekleri var. Dışarı çıkıp korunmasız seks yapıp rahat rahat dolaşmalarını anlamıyorum ve çok sinirleniyorum. Aslında bu konu üzerine biraz daha düşünseler kendileri de çok iyi anlayacaklar. 30 yıldır HIV ile yaşan San Fransisco’dan gelen yaşlı bir moruğun söylemesini istiyorlarsa söylüyorum; GÜVENLİ SEKS YAPIN, BUNA DEĞERSİNİZ! Buradaki geylerin güzel zaman geçirmelerini istiyorum ve bunun için güvenli seks yapmalarını istiyorum. GÜVENLİ SEKS YAPIN, TEST YAPTIRIN!
 
Sizce Türkiye’deki durum nedir?
Gayromeo da konuştuğum kişiler şunu söylüyor; Geyler çok fazla ayrımcılığa uğruyor. Yani kendi kendilerine ayrımcılık yapıyorlar. Güvenli seks yapmak istediklerinde güvenli seksin ne olduğunu bilmediklerini ve kondom kullanmak istemediklerini söylüyorlar. Çok fazla damgalama var buda insanların konuşmasına engel oluyor.  San Fransisco ile kıyaslarsak orada birçok insanın öldüğünü gördüm ve Türkiye’de insanların HIV’i bilmediğini düşündüğümde Türkiye için endişeleniyorum. HIV artık ölümcül değil ama Türkiye’de bunu bildikleri için ‘’korunmazsız seks yaparım, HIV pozitif olursam da ilaç alırım’’ diye düşünüyorlar. Çok fazla basitleştirici bakıyorlar. HIV pozitif olmak sadece ilaç kullanmak değil. Doktor randevuları, mide bulantıları, ilaç yan etkileri, ishal, yüzlerce kan testi ve birçok ilaç demek.
 
Test için ne diyeceksiniz?
Ben HIV pozitif olduğumu HIV’i aldıktan birkaç yıl sonra öğrendim ve şu anda bu kadar muhteşem görünmemin sebebi erken teşhis. Vücudum deforme olmadan tanı aldım ve tedavi olduğum, HIV’i kabullendiğim için de bu durumdayım. Test yaptırmak için çok uzun zaman beklerseniz ve çok hasta olduğunuzda HIV taşıdığınızı öğrenirseniz ilerideki hayatınız daha zor olur. Test olup HIV pozitif olduklarını öğrenenlere göre, test yaptırmayıp geç öğreneler daha zor durumda olacaklardır. Düzenli test yaptırın. Bu sizin için ve panterleriniz için önemli.
 
Türkiye’deki geylere ne söylemek istersiniz?
Türkiye’deki gey insanlar mutlu bir seks hayatlarının olduklarını düşünüyorlar mı? Gey tarihi için bu önemli bir tartışma. HIV’i bir kenara bırakalım 1960, 70 ve 80’lerde sadece batıda değil burada da insanlar gey olarak bir kimlik yarattılar. Birbirleri ile konuştular. Bir örnekle açıklayayım; 1960’larda gey aktivizminden önce boy’s in the band diye bir oyun vardı New York‘ta bir doğum günü partisinde herkesin gey olduğu bir partide herkes birbirini eleştiriyor, elleri belinde bir ortam. O oyunun çok anti gey bir hareket olduğunu düşünüyorlardı.
 
Geçenlerde bir arkadaşımla o oyunu konuşuyordum ‘’berbat bir oyun’’ dedi. Ben de ona bu oyun çıktığında benim hayatımdan bahsettim. Bir arabada ya da kirli bir dairede sevişirdik, konuşmazdık bile. İnsanlar o zaman seks yaparken konuşamazdı bile. Seks oldukça gergin geçerdi ve ben kaçardım sonra. Benim için o günlerle karşılaştığında bu oyun aslında çok daha hayat doluydu. İnsanlar en azından birbirleri ile ilişki içindelerdi. Bu oyun aslında güzel bir örnek. İstanbul’da, San Fransisco’da, New York’ta barlarda buluşabilmek için polisle mücadele ediyorlar. Bu çok önemli bir tarih. Türkiye’deki yaşı biraz daha büyük olanlara sorarsanız o günleri hatırlarlar. Birbirimize nasıl davranmamız gerektiğini öğrettik. “Partnerim olsun” demeye başladık, “kimle seks yaptığımı bilmek istiyorum” demeye başladık. Türkiye’de durum böyle mi? Gerçekten insan olduğumuz noktasına geldik artık. Artık sevdiğimiz ve saygı duyduğumuz iyi gey arkadaşlarımız var. Güvenli seks de tam bununla ilgili. Güvensiz seks yapıp bunun ok olduğunu düşünebilirler ama bu bizim içinde aşağılayıcı bir durum. Bizim içinde utanç verici bir şey. Sürekli birileri ile seks yapıyoruz. 1960-70’lerde cinsel yolla bulaşan hastalığı olanlar kondomsuz seks yapardı, hayat böyleydi. O zaman  ‘’gerçekten bir gey kardeşini enfekte mi edeceksin’’ denilmezdi. Bundan dolayı utanç duyuyorum ama böyle düşünmüyorduk ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar oldukça yüksekti. O zamanlar geyler birbirlerini enfekte ediyorlardı. Birbirimizi önemsediğimizi düşünürsek şu anda güvenli seks yapmak için iyi bir sebep var ortada.
 
Birçok korunmasız seks yapan kişi olduğunu biliyorum ama bu devam etmeleri gerektiği anlamına gelmiyor.
 
Teşekkür ederim


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam