20/08/2007 | Yazar: Umut Güner

Milli Gazete yazarlarından Ali Haydar Haksal ‘Bereket Niçin Kesilir, Yağmurlar Niçin Yağmaz’ başlıklı yazısında AKP politikalarını eleştireyim derken eşcinsellere sataşıyordu.

Milli Gazete yazarlarından Ali Haydar Haksal ‘Bereket Niçin Kesilir, Yağmurlar Niçin Yağmaz’ başlıklı yazısında AKP politikalarını eleştireyim derken eşcinsellere sataşıyordu. Umut Güner, Haksal’ın homofobik tavrını yorumluyor.

Milli Gazete’nin eşcinsellere yönelik yaklaşımını üç aşağı beş yukarı herkes bilir. Eşcinselliği ahlak, günah kavramları ile açıklamaya çalışarak eşcinsellere yönelik kin ve nefreti besleyen yaklaşımlarına yeni bir açılım getiremeyen milli görüş cephesinin yeni yaklaşımı AKP’yi eleştirmek için eşcinselliği koz olarak kullanmak…

Türkiye’deki eşcinsellerin gündemini çoğu gey-lezbiyenden daha yakından takip ettiklerini görmek hepimizi şaşırtıyor. Daha ilginç olanı ise eşcinsellikle ilgili olan gelişmeleri AKP’yi eleştirmek için kullanıyor olmaları…

Milli gençlik vakfının kapatılması ile başlayan süreç, Saadet Partisi’nin Papa’yı protesto etmek için düzenlediği Çağlayan Mitingi’ne İstanbul Valiliği’nin izin verip vermeyeceği tartışmalarına bile yansımıştı.

Milli Gazete yazarlarından Ali Haydar Haksal’ın 16 Ağustos tarihli köşesinde ‘Bereket Niçin Kesilir, Yağmurlar Niçin Yağmaz’ (1) başlıklı bir yazısı yayımlandı. Gazetenin eşcinsel derneklerine izin verilmesinin AKP’nin basiretsizliği olarak sunması yeterli bir etki yaratmamış ki, Haksal Akepe’nin (evet, aynen böyle yazıyor) Avrupa Birliği politikalarının ‘yanlışlığını’ zinanın yasalarca serbest bırakılması, Kemer’de eşcinsel otelinin açılmasını ve Tekirdağ’da iki lezbiyenin düğün yapması örnekleriyle açıklıyor. Aslında biz eşcinseller açısından AKP ile Saadet Partisi arasında bir fark olmadığını, hatta elimizde bir ‘homofobi ölçer’ olsa Saadet Partisi’nin ve Milli Görüşçülerin CHP ile birincilik için yarışacağından bile eminiz.

Eğer Milli Görüş cephesi ve Saadet Partisi, AKP’yi eleştirerek muhalefet yapma yolunu seçecekse, AKP’nin yaptığını söyledikleri ile değil yapmadıkları ile ilgilenmeli. Örneğin AKP’nin iktidar olduğu dönemde cinsel yönelim ayrımcılığı tartışılmıştı. Ancak eşcinselleri ayrımcılığa karşı koruyacak düzenlemeler halen yapılmadı. Travesti ve transeksüeller eğitim ve çalışma haklarından mahrum yaşadıkları için zorunlu olarak fuhuş yapıyorlar; AKP her hangi bir şekilde travesti ve transeksüellere iş olanakları yaratmadı. Yüzümüz Avrupa’ya dönük diyen AKP’yi insanlık dışı uygulamaların halen birçok alanda devam ettiği gerekçesiyle eleştirebiliriz sanirim. Saadet Partisi de eleştirebilir.

Milli Görüş cephesi siyasetçilerinde ve yazarlarında dikkatimizi çeken bir diğer nokta ise ‘Osmanlı’ Türkçe’siyle özen gösterirken eşcinsellik söz konusu olduğunda ‘Türkçe olmayan kelimeleri bilinçli olarak seçiyor olmaları. Örneğin ‘homoseksüel’ kelimesinin bire bir çevirisi olduğu halde eşcinsel kelimesini hiç kullanmıyorlar. Bununla ‘homoseksüelliğin bize ait bir durum olmadığını’ iddia ediyorlar. Nedim’inden Fuzuli’ye onlarca şairi yok sayarak tarihi yeniden yazıyorlar. Sanırım bu yaklaşıma en güzel yanıtı, Bursa Gökkuşağı Derneği’nin düzenlediği yürüyüşü ‘Osmanlı’ya başkentlik yapmış bir şehirde eşcinsellerin yürümesine izin vermeyiz’ diyerek engelleyen Bursaspor taraftarlarının sözü üzerine Hürriyet gazetesinde yayımlanan yazısıyla Murat Bardakçı verebilir. (2)


(1) http://www.milligazete.com.tr/index.php?action=show&type=writersnews&id=14071

(2) http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/4985167.asp?yazarid=28


Etiketler: medya
2024