09/10/2012 | Yazar: Cenk Erdem

Geçtiğimiz hafta pop piyasasının son yıllarda kazandığı en yetenekli isimlerden biri ile daha sımsıcak bir sohbet şansı yakaladım. EMI Müzik Türkiye aracılığıyla muhabbet kurabildiğim uluslararası süperstar Sam Sparro.

Geçtiğimiz hafta pop piyasasının son yıllarda kazandığı en yetenekli isimlerden biri ile daha sımsıcak bir sohbet şansı yakaladım. EMI Müzik Türkiye aracılığıyla muhabbet kurabildiğim uluslararası süperstar Sam Sparro. Müzisyen bir aileden gelen ve kiliselerde şarkılar söyleyerek yetişen Sam Sparro; babasının konserlerinde sahneye de çıkarken; tıpkı bir şair gibi sözler yazan babasının şarkı yazarlığından da ilham almış. İlk olarak “Black and Gold” şarkısıyla büyük çıkış yakalayan ve soul ve disko tarzlarını buluşturarak alternatif bir pop şarkıcısı olarak yükselen Sam Sparro, ayrıca Adam Lambert’tan, Natasha Bedingfield’a kadar ünlü yıldızlara şarkılar yazarken, ikinci albümü ‘Return to paradise’ ile 70lerin, 80’lerin disko kültürüne ve efsanevi New York gece kulübü Paradise Garage ‘a saygı duruşunda bulunuyor.
 
Return to paradise bizde de piyasaya çıktı bile; yüksek enerjili disko havasından ve alternatif şarkılardan hoşlanıyorsanız, bayılırsınız. Hem şarkılara verdiği soul havası ayrıca albümün kalitesini artırıyor. Bir yandan da Sam Sparro’nun modayı çok sıkı takip eden ve 30’ların erkekleri gibi giyinmeyi seven, kendine özgü tarzı da oldukça dikkat çekiyor. Vintage erotik filmlerin erkek yıldızlarını hatırlatan imajına rağmen; ayrıca hafif bir Lady Gaga’nın erkek versiyonu çağrışımı da var denilebilir.
 
Katy Perry’den Adele’e kadar uluslararası pop yıldızlarının şarkılarına hayran olduğu Sparro’nun , özellikle Black and Gold şarkısını Adele öyle bir söylüyor ki şarkının da Sparro’nun da hayranı olursunuz. Bir ara üşenmeyip , en azından youtube üzerinden Adele’in akustik kaydını dinleyin. 6 Ekim’de İstanbul’da ilk kez konserinin heyecanını konuştuğumuz Sparro, ‘all originals party’ için en orijinal seçim olmuş.
 
Büyürken, hem babasının bir şarkıcı, hem de dedesinin bir caz müzisyeni olduğunu da hesaba katarsak, müzik Sparro’nun genlerinde var demek abartılı olmaz. Üstelik gitar çalan küçük erkek kardeşi ile de beraber çalıp, söylermiş. Büyükannesine de bir dansçı ve bir aktris olarak hayranlık duyan Sparro, Los Angeles’a taşındıklarında babasının onu başka şarkıcılarla tanıştırmak üzere götürdüğü kilisede , Stevie Wonder, Chaka Khan ve Michael Jackson ile birlikte şarkı söyleyen meşhur McCrary ailesinin üyeleriyle de beraber şarkılar söylemiş. Soul şarkılara çok küçük yaşlardan beri çok büyük ilgi duyan Sparro’nun pop şarkılarında temelde diğer pop şarkılarından en önemli fark şarkılara kattığı soul müzik tavrı. Return to paradise albümü de bu yüzden arşivinizdeki yerini hakediyor.
 
Ruhani biri olduğunun altını çizen ve bugünlerde yeniden aşık olmanın heyecanını yaşayan Sparro; aşk hakkında konuşurken; sesi parlıyor ve ekliyor :”Aşk bence son derece büyük bir güç.”
 
Eleştirmenlerin , Beyonce’den ; Fleetwood Mac’e kadar sanatçının kendisinin de etkilendiğini söylediği  isimlerin şarkılarında da hissedildiğini iddia ettiği ikinci stüdyo albümü “Return to paradise”  albümünde Sparro’ya en büyük ilhamı veren 70’lerin, 80’lerin New York’taki meşhur gece kulübü Paradise Garage’da çalan efsanevi dj, Larry Levan olmuş. Sparro, o dönemde gece hayatı ve dans müziği için çok özel isimlerden biri olan Larry Levan’a hayran.
 
Albümünün “Return to paradise”, ismindeki cennet “huzur ve mutluluk” metaforu olarak kullanılırken, cennet kelimesiyle aynı zamanda sıklıkla bahsettiği 70’lerin New York’taki meşhur gece kulübüne de gönderme yapılıyor.
 
Sam Sparro’nun albümde bahsettiği cennetle, ayrıca yaşadığı ayrılıklar ve hayal kırıklıklarından sonra mutluluğu yeniden keşfedişini anlattığını da düşünecek olursanız, bu alternatif disko albümünü kaçırmazsınız; benden söylemesi. 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam