04/06/2024 | Yazar: Aslı Ceren Aslan
“Hayatta kalmak” sadece temel ihtiyaçları karşılayabilmek ile sınırlandırılabilir mi? Ötekileştirilmenin, toplumsal kutuplaştırmanın, marjinalize edilmenin hayatın bir parçası olduğu Türkiye’de, yaşama tutunma mücadelesinin özellikle LGBTİ+’lar açısından ne kadar çetrefilli bir noktada durduğu bilinen bir gerçek.
Ekonominin ahvalinin malum olduğu Türkiye’de, temel ihtiyaçları karşılayabilmenin hayatta kalma savaşının en önemli parçası olduğu günlerden geçiliyor. İş güvencesizliği ve istihdam sorunu ile sürekli karşı karşıya kalan LGBTİ+’lar açısından bu savaşın daha da kanlı yürüdüğünü kestirmek zor değil.
Ancak “hayatta kalmak” sadece temel ihtiyaçları karşılayabilmek ile sınırlandırılabilir mi? Ötekileştirilmenin, toplumsal kutuplaştırmanın, marjinalize edilmenin hayatın bir parçası olduğu Türkiye’de, yaşama tutunma mücadelesinin özellikle LGBTİ+’lar açısından ne kadar çetrefilli bir noktada durduğu bilinen bir gerçek. Onur ayının kutlularca geldiği bu günler ise, Türkiye’de ve tüm dünyada yılın her gününe ve yaşamın her alanına yayılan LGBTİ+ görünürlüğü ve eşitlenme mücadelesinin gücünü ve coşkusunu hissettiğimiz zamanlar.
İşte tam da bu günlerde Sportify üzerinden yayın yapan bir podcast kanalıyla rastlaştım: “Hayatta Kalma 202”. Ana akım medyada yer bulamayan seslere mikrofon uzatma iddiası ile 2021 yılında Fırat Uran ve programın sunucusu nam-ı diğer “Kara Şimşek” Burcu Eken işbirliğinde yayın yapmaya başlayan podcast kanalında, Türkiye’de hayatta kalmaya dair pek çok farklı deneyim paylaşımını dinleme şansıyla karşılaşıyorsunuz. Bu deneyim paylaşımları, programın isminin neden “Hayatta Kalma 202” olduğunu da açıklıyor. Üniversitede 201 adı altında verilen derslerde, derse dair daha basit ve ana bilgileri öğrenirken, 202’de ders ayrıntılandırılır; tıpkı hayatta var olma mücadelesinin sadece temel ihtiyaçları karşılamaktan ibaret olmaması gibi. Nitekim Burcu da programın ilk günlerinde neden 201 değil de 202’yi seçtiklerini tam da böyle açıklıyor.
Kendini ayrık otu gibi hissedenlerin programı
Programın sunucusu Burcu Eken ile “Hayatta Kalma 202” podcast programının amacına dair küçük bir röportaj gerçekleştirdik. (Bu arada röportaja geçmeden önce bir kitap tavsiyesi: “Göbek Bağı”. Burcu’nun yeni kitabı “Göbek Bağı” Edisyon Kitap tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlandı.)
“Hayatta Kalma 202” podcast serisinin amacını, “Programın başlangıcından bu yana hakkında yüksek sesle konuşulmayan +18 konulara, çetrefilli gerçek hayat hikayelerine, fantezilere, alternatif hayat tarzlarına; kapsayıcı, sansürsüz ve içten yer vereceğimizin altını çiziyoruz. İnsanı, en sahici insan halleriyle ele alma derdindeyiz” sözleriyle açıklayan Burcu, kimlerin konuk olabileceğini şöyle ifade ediyor:
“Herhangi bir sebepten ötekileştirilen, ayrık otu gibi hisseden her dürüst, kendini iyi ifade etme yeteneğine sahip kişi konuğumuz olabilir.”
Burcu, her kayıt öncesinde konuklarla ön görüşme yaptığını, bu ön görüşmelerde konuk için hassas olabilecek konuları öğrendiğini ve bu hassasiyetleri göz önüne alarak programın akışını ve sorularını belirlediğinin altını çiziyor ve ekliyor:
“Kayıt günü konukla mümkünse bir saat önce buluşuyoruz. Tekrar notların üstünden geçerek karşılıklı rahatlıyoruz. Böylelikle kayıt sırasında dostluk ve güven içinde, keyifle akıp gidiyor sohbetlerimiz.”
Kendilerine programla ilgili gelen dinleyici geri dönüşlerinin genellikle “Bu hikayeler gerçek mi?” şeklinde şaşkınlık olduğunu belirten Burcu, bunu ana akım medyada yer almayan, gerçek hikayelere vermelerine bağlıyor.
“Deneyimlerimizi paylaşmak başka LGBTİ+’lara yalnız olmadıklarını hatırlatacaktır”
Kanalda yer alan pek çok podcastin içerisinde, LGBTİ+ konukların yer aldığı özel podcast listesi ise oldukça dikkat çekici. (Listeye ulaşmak için link burada) Bu listede “Eşcinsel Hakem Olarak Hayatta Kalma” ve “Esmeray Olarak Hayatta Kalma” kayıtlarıyla konuk olarak yer alan Halil İbrahim Dinçdağ ve Esmeray Özadikti ile “Hayatta Kalma 202” programına dair düşüncelerini konuştuğumuzda iki ortak nokta ortaya çıktı: Kendi deneyimlerinin başka LGBTİ+’lara güç vermesini sağlamak ve görünürlüğü artırmak.
Halil İbrahim, hayatta kalma deneyimlerini anlatmanın kendisine de güç verdiğini ve mücadele için motive olduğunu belirterek, “Bu deneyimlerim ve mücadelem pek çok kişiye ilham vereceğini düşünmek bana daha da güç veriyor” derken Esmeray ise yeni kuşaklara deneyimlerini aktarmayı önemli bulduğunu vurguladı. Her platformu LGBTİ+ görünürlüğü için kullanmanın gerekli olduğunu ifade eden Esmeray, “Deneyimlerimizi paylaşmak başka LGBTİ+’lara yalnız olmadıklarını hatırlatacaktır” dedi.
Programın farkındalığı artırdığını düşünen Halil İbrahim, bunu şu sözlerle ifade etti: “Unutulan veya unutturulmaya çalışılan hayatların varolduğunu ve burada dimdik ayakta olduklarını herkese gösteriyor. İnsanlara özel yaşamları ve hayatları ile değil yaptıkları işteki başarıları veya başarısızlıkları ile değerlendirmeliyiz. Bu bağlamda bu program çok değerli ve buna benzer programların sayısının artması gerektiğini düşünüyorum.”
Esmeray ise “Hayatta Kalma 202” nin ayrıca LGBTİ+’ların yaptıkları işleri tanıtmaya da olanak sağladığını “Sanatta ya da başka iş alanlarında ürettiklerimizi göstermemiz açısından bu programın önemli olduğunu düşünüyorum” sözleriyle dile getirdi.
“Anın fotoğrafını sesle çekmek”
Esmeray ve Halil İbrahim’in de dile getirdiği gibi deneyimlerinizi paylaşmak, yalnız olmadığımızı hissetmek-hissettirmek, başkalarına güç vermek için hikayelerinizi paylaşmak isterseniz @hayattakalma202 instagram hesabından ekibe ulaşabilirsiniz.
Şunu eklemekte de fayda var ki, Burcu’nun “Anın fotoğrafını sesle çekmek” şeklinde tanımladığı “Hayatta Kalma 202” programı bugünden geleceğe kendi tarihimizi bırakmak için de önemli platformlardan biri.
Etiketler: kültür sanat, yaşam