16/04/2018 | Yazar: Melika Vivian

Merak ediyorum, ben görünmez miyim? Bunca zamandır verdiğim çaba görünmez mi?

Merak ediyorum, ben görünmez miyim? Bunca zamandır verdiğim çaba görünmez mi?

Yatağımda oturuyorum, sigara içiyorum. Bu aralar çok fazla sigara içiyorum, hiç benlik değil bu. Gerçi artık kim olduğumdan çok emin değilim çünkü anksiyete ve depresyon beni hiç tanımadığım birine dönüştürdü. Saçımı pembeye boyadım ve tutmasını bekliyorum. O arada da uzun zamandır aklımda olan bu konu hakkında yazmaya başladım: anksiyete.

Anksiyete son zamanlarda çok fazla duyduğumuz bir kavram oldu ama bana öyle geliyor ki birçok kişi bunun nasıl bir şey olduğunu anlamıyor. Ben de tam olarak anlamış değilim. Herkes bunu farklı şekilde deneyimler, ben de size kendi deneyimlediğimden bahsedeceğim.

İki yılı geçkin bir süredir anksiyeteyle başa çıkma mücadelesi veriyorum ve ona ne zamandır sahip olduğumu bilmiyorum. Birçok şekilde karşıma çıktı bu sürede bu; yabancılaşma, öfke, izolasyon, sevgisizlik… Birçok şeklini deneyimledim. Bu konudan bahsetmek istememin sebebi de bu oldu. Biraz olsun anksiyete konusunda konuşabileceğimi hissediyorum ve birilerinin bu konu hakkında konuşması gerekiyor.

Çünkü zihinsel huzursuzluklarla mücadele etmenin ne kadar zor olduğunun farkındayım. Mücadelesini sürdüren insanlara biraz olsun yardımım dokunur niyetiyle ve belki birkaç insan bu konuda bilinçlenir diye bu yazıyı yazıyorum.

Daha önce de söylediğim gibi anksiyeteyi her insan farklı deneyimler bu yüzden tam bir genelleme yapmam mümkün değil ama kısaca şöyle özetleyebilirim; anksiyete (kaygı bozukluğu) olmuş veya da olmamış şeyler hakkında sürekli bir kaygılı hissetme halidir. Anksiyete bir kimlik değildir, mücadele eden insanı etkiler ve onun hayatının büyük bir parçası olabilir ama asla onun kimliği olamaz. Hasta bir insan, yorgun hissettiği zamanlar için suçlu tutup “o çok tembel bir insandır” demiyoruz. Peki neden bunu anksiyete ve depresyon gibi zihinsel rahatsızlıklarla mücadele eden insanlar için yapıyoruz?

Anksiyeteyle yaşarken hayatınızı her an patlamaya hazır yaşıyormuşsunuz gibi hissedersiniz ya da ben öyle hissediyorum. Sanki bir yerden bir kötülük çıkacakmış korkusu en bitirici olanıdır; hep diken üzerindesinizdir. Bu çok yorucu bir şey. Günün ortasında sanki taş taşımışım gibi vücüdümda ve zihnimde müthiş bir yorgunluk hissettiğim çok zaman oldu. Sabah uyandığım zaman on saat uyumuş olmama rağmen yataktan çıkma gücünü kendimde bulamadığım çok zaman oldu. Birden gelen ağlama atakları ve krizler, sınıfta duramadığım için ortasında çıktığım sayısız ders… Bunlar sadece birkaç örnek ve sadece hakkında yazabilme gücü bulduklarım.

Anksiyeteyle mücadele ettiğimi insanlarla paylaştığımda en çok karşılaştığım birkaç tepkiler şöyle: ”Neden stres yapıyorsun ki, ne var?”, “Amaan, ondan herkeste var zaten”, “Şimdilerde bu moda”, “Sürekli düşünüyorsun, kendi kendine yapıyorsun bunu, yoksa ortada bir şey yok.”

Bu örnekler çoğaltılabilir tabi ki ama birçoğu bunların etrafında gelişiyor. Fark ettim ki anksiyete ve depresyon çok fazla yaygın görülüyor ama kimse bunlar hakkında konuşmuyor. Herkeste var ya deyip kabullenilen bir hastalık olmuşlar ve anksiyete ve depresyonla yaşayan insanları anlamak için hiçbir çaba gözlemleyemiyorum. Aksine bu insanlara karşı bir itici kuvvet uygulanmakta; sırf rahatsızlıkları anlaşılmadığı için. Bu konu beni çok fazla üzüyor ve umudumu kırıyor.

En sinir bozucu tepkiler de ilaç kullanmaya başladığımı söylediğim zaman oluyor. “İlaca ihtiyacın yok senin”, “Başka yöntemler dene”, “Kimyasallar bağımlılık yapar, sadece ilaç bağımlısı olacaksın.”

Bunları duymak o kadar sinir bozucu ki zaten zor olan mücadeleye balta saplamaktan başka bir işe de yaramıyor. Ben kitap okuyabilmeye başladığım için mutlu olurken en yakınımdaki insanların kalkıp bana “Senin ilaca ihtiyacın yok” demesi beni derinden yaralıyor.

Merak ediyorum; ben görünmez miyim? Bunca zamandır verdiğim çaba görünmez mi? Elbette değil, sadece insanlar anlayamıyor. Anksiyete ve depresyon ilacı kullanmayı tercih eden birine ilaca ihtiyacın yok demek, kanserli birine ilaca ihtiyacın  yok demek gibi bir şey benim için. Sizin için ilaç bir yöntem olmayabilir ama o insanın ne yaşadığını anlayamadığınız için tercihlerine saygı duymaktan ve destek olmaya çalışmaktan başka yapacağınız bir şey yok. Anlamaya çalışın; biz de her gün vücüdumuza kimyasal almayı sevmiyoruz ama bizim için bir yol bu.

En önemli şeylerden biri destek. Şanslıyım ki bana destek olan harika arkadaşlarım var; her ne kadar tam olarak anlayamasalar da denediklerini biliyorum. Birçok kişi bu açıdan benim kadar şanslı değil. Bu nedenle bunu okuyan herkese bir şey söylemek istiyorum; deneyin. Anlayamadığınız davranışları olan arkadaşınızı anlamaya çalışın, onunla konuşmaya çalışın. Onun yanında olmaya çalışın. Bu demek değil ki o kişinin davranışlarını alttan almak zorundasınız. Sadece anlamaya çalışın ve ihtiyacı olan desteği alması için yanında olun.

Eğer bu yazı bir kişiye bile dokunursa benim için bir umut olacak. Çünkü biliyorum ki en zor savaş kafamızın içindeki savaştır ve buna katılmayı istemeyiz bile. Okuyan herkesin bilmesi istiyorum ki her şey geçecek. Her şey iyileşmeyi hak eder. Siz de hak ediyorsunuz. İyileşeceksiniz. İyileşeceğiz.

Not: Eğer bir zihinsel rahatsızlığınız olduğundan şüpheleniyorsanız lütfen psikolojik destek almaktan çekinmeyin. Siz değerlisiniz, yardım istemekten korkmayın.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam
İstihdam