16/08/2021 | Yazar: Umut Güner

LGBTİ+ aktivizmini anlatmak zorunda kalmadığım nadir insanlardan biri olduğunu hatırlıyorum Dilek’in.

Anlatmak zorunda kalmadığım insan: Dilek Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Dilek (Kumcu) ile Af Örgütü Ankara grubunda yollarımız keşişti.

2000’li yılların başları, LGBTİ+ haklarının yeni yeni farklı alanlarda tartışılır olmaya başladığı bir dönemdi ve LGBTİ+ aktivisti olarak kendimi tanıttığım herkesle neredeyse en azından eşcinsellik, transseksüellikle ilgili birkaç kelam etmek zorunda kaldığım dönemlerde kendimi, LGBTİ+ aktivizmini anlatmak zorunda kalmadığım nadir insanlardan biri olduğunu hatırlıyorum Dilek’in.

Af Örgütü Ankara grup toplantılarımız; özellikle “sorulmayan sorular”a ve gizlenmeye çalışılmayan önyargılara cevap vermeye çalışan benim için, göz teması ile destekleyen, devam etmem için güç veren bakışları ile Dilek’i tanımaya başladığım zamanlar. Ankara grubu içinde insan hakları kültürünün oturmasında bence bu bakışların ve varlığının etkisinin önemini kimse inkar edemez. Sonrasında beraber organize ettiğimiz toplumsal cinsiyet seminerleri, aslında diğer Af Örgütü aktivistlerinin beni googlelamalarına engel olacak bir planlama süreci idi.

Yıllar sonra Af Örgütü Genel Kurulu’nda yönetim kuruluna girmesini istediğimizde, ilk önce yedek üye olmayı kabul etti, sonrasında orada olmasının bizim için neden önemli olduğunu söylediğimiz de asil üyeliği kabul ederek tam adaylığını açıklamıştı.

O dönemin genel kurul tartışmalarına hiç girmeyeceğim ancak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, Dilek’le karşılaşmalarım, bir arada olmalarımız, birlikte bir şeyler yapmaya çalışmalarımız hep “ortada bir sorun varsa birlikte çözebiliriz” mottosuyla hareket etmelerimizle gerçekleşti. Sorumluluk almaktan hiç kaçmayan, aldığı sorumlukları her seferinde yerine getiren ve hep geri bildirim vermesine tanıklık ettiğim bir süreç yaşattı.

Hem Ankara Grubu’nda hem de Af Örgütü Yönetim Kurulu’nda aynı özen, sorumluluk duygusu ile hareket etmesini hep hayranlıkla izledim. Hastalandığı zamanlarda, hastalıkla mücadele ederken bile, hastalandığına ilişkin bize geri dönüş yapar ve sorumluluklarına ilişkin iş planlarını güncelleyerek geri dönüş yapmadan duramazdı. Bu yüzden; Dilek’in hep zor bir hastalığı olduğunu bildiğim halde, Dilek’in bu zor hastalıkla hep baş ettiğini düşündüm. Dilek’le ara ara başka başka gündemlerden doğru haberleşip, minnak sohbetlerimizde uzun uzun konuşmak, sohbet etmek için sözleşmelerimiz ve kendi adıma bu sözlerin peşine düşmemem de hep bu yüzdendi.

Dilek’i kaybettiğimizin haberini ilk aldığımda bütün bu yazdıklarım zihnimde dolaştı durdu. Sonrasında Yıldız, Kaos GL olarak bir açıklama yazsak mı diye sorduğunda Dilek’in Kaos GL ile ilişkisi üzerine düşündüm. Yapıp ettikleriyle, alan açmalarıyla, her daim dayanışmasıyla gerçekten Kaos GL’in dostlarındandı.

Dilek’in arkasından mutlaka birileri onun adına iyi şeyler yapacak, Dilek iyi şeyler yapmamıza vesile olmaya devam edecek. Bir kısmımız kolektif bir şeyler üretecek, bir kısmımız kendine çeki düzen verecek.

Ben her ikisini de yapmaya çalışacağım kendi adıma… Kendime bakmaya, Dilek’in bundan 15-20 yıl önce bana baktığı gibi yeni aktivistlere sevgiyle ve destekleyen bakışlarla bakmaya ve kolektif üretim süreçlerine destek olmaya çalışacağım. Hem kendim için hem Dilek için hem de hepimiz için… İyi ki yollarımız keşişmiş Dilek! Ve eminim yollarda tekrardan tekrardan keşişecek…

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

**Bu yazı ilk olarak Zıtlar Mecmuası’nda yayınlanmıştır.


Etiketler: kadın, yaşam
İstihdam