04/03/2010 | Yazar: Seyhan Arman

Kızılay, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Lamia Tanıtım'ın desteğiyle 2 Mart akşamı, Taksim XLarge kulüpte tarihinin en büyük depremini yaşayan Haiti'

Kızılay, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Lamia Tanıtım'ın desteğiyle 2 Mart akşamı, Taksim XLarge kulüpte tarihinin en büyük depremini yaşayan Haiti'ye yardım amacıyla, ünlü sanatçıların katılımıyla konserdüzenledi. Bir çok sanatçının katılımı ve Enbe orkestrasının eşliği ile alelacele hazırlanmış güzel bir organizasyondu.
 
Fakat sıradan bir Salı günü sıradan bir kulüp doluluğundaydı içerisi ve inanılmaz şaşırtıcıydı. Biletleri 75 tl olan gece için öğrenciler 20 tl idi. Acaba 75 tl mi fazla gelmişti insanlara yoksa Haiti kimsenin umurunda değil miydi?
 
Sahneye çıkan sanatçılar arasında Hadise, Murat Boz, Mustafa Ceceli, Emir, Gülşen,Atiye, Soner Sarıkabadayı, Ayşe Özyılmazel, Gökhan Tepe,Ceynur ve Selda Bağcan vardı. Kral TV canlı yayınla geceyi tüm Türkiye’nin izlemesini sağladı.
 
Aslında Atiye sahneye çıkana kadar hiçbir sorun yok gibi görünüyordu, şarkıcılar tek tek sahneye çıkıp 2 playback yapıp iniyorlardı. Atiye Enbe orkestrası eşliğinde canlı performans yapmak için sahneye davet edildiğinde üzerinde geceye özel yapılmış “hala bir umut ışığı var” yazılı bir tişört ile çıktı, introsu çalan müziği durdurup “Bir dakika bir şeyler söylemek istiyorum, Haiti'de insanlar çamur yiyorlar. Dünyanın dikkatini bu depremle çekmiş olabilir Haiti ama aynı zamanda dünyanın en yoksul ülkelerinden bir tanesi, bu yüzden bugün şarkılarımızı acılı ve yoksul Haiti için söylemek istiyoruz.” dedi ve tokadı o an hem salonda bulunan, hem ekrandan izleyen, hem de sahneye çıkan herkese aynı anda attı.
 
Sözleri ile beni sahneye daha fazla yaklaştırmayı ve duygusal bir ortama girmemi sağlamıştı Atiye ve söylediği 2 şarkı boyunca sahne önünden ayrılamadım.
 
Sesinin güzelliği, seçtiği şarkılar bir yana o ana kadar gecenin anlamını kavrayan tek kişiydi. Ben de dahil herkes için bir çok şarkıcının çıktığı bir bayram eğlencesi gibiydi belki ama Atiye hepimize aslında ne için orada olduğumuzu hatırlattı ve en azından benim için gecenin anlamı o andan itibaren değişti.
Evet 2868’e mesaj yazmıştım, evet o an ordaydım ama Atiye kadar işin içinde hissedememiştim sanırım.
 
Atiye’den sonra sahne alan isimlerde öncekiler gibi davrandılar ve iyi eğlenceler dileyenler bile oldu hatta gecenin tek starı kendisiymiş gibi davranıp, sahne öncesi kulise girip sahneden hemen sonra magazin kameraları eşliğinde mekandan ayrılan assolist kostümlüler ve “Ay ben çok hastayım, yoksa en son çıkacaktım, hasta olduğum için önce çıktım, şimdide hastaneye gidiyorum, ne kadar iyi kalpliyim” alt metni ile mesaj verenler de vardı.
 
Kral TV ekranlarına nasıl yansıdı bilmiyorum ama canlı olarak olayın burasından bakıldığında organizasyon hiç de iç açıcı değildi.
 
Mesela salonda birkaç kişi haricinde hiç LGBTT birey yoktu, oysaki aynı mekanda hafta sonları 1000 kadar kişi oluyor ve büyük çoğunluğu LGBTT’lerden oluşuyor. Belki de benim beklentim yüksekti bilemiyorum ama etrafımda çok fazla LGBTT olacağını düşünmüştüm, maalesef yoktu.
 
Neyse ki Kızılay yetkililerinden öğrendiğime göre 2868’e mesaj çeken çok fazla insan olmuş ve organizasyon en azından maddi açıdan amacına ulaşmıştı.
 
Ünlülerle fotoğraf çektirmeyi pek sevmem ama (normalde çok büyük hayranı olmasam da) Atiye ile fotoğraf çektirmeye gittiğimde “Çok destek oldun, teşekkür ederim” dedi yani benim ondan aldığım elektriği o da sahneden benden almıştı, işte bu sevindiriciydi.
 
Fotoğrafı web sitelerinde kullanacağımı söyledim ve sakıncası olup olmadığını sorduğumda samimi olarak “hayır sorun yok elbette kullanabilirsin” dedi.
 
Çok teşekkürler Atiye, sayende o gece çok anlamlıydı.
 


Etiketler: kültür sanat
İstihdam