21/12/2008 | Yazar: Sinem Sinan Göknur



Avustralya İnsan Hakları ve Eşitlik Komisyonu resmi mercilere 'kadın' ve 'erkek' kategorilerine ek olarak 'interseks'i tanıtmak için uğraşıyor. İnsan Hakları ve Eşitlik Komisyonu’nun sunduğu planın en can alıcı noktalarından biri ameliyat şartı gözetmeksizin vatandaşlara kimliklerindeki cinsiyeti değiştirebilme olanağı tanıması. Yazarımız Sinem Sinan Göknur, komisyon'un girişimini değerlendiriyor.

  Avustralya hükümetinin insan hakları başkanlığı resmi mercilere 'kadın' ve 'erkek' kategorilerine ek olarak 'interseks'i tanıtmak için uğraşıyor. İnterseks terimi yaygın kullanımı dâhilinde hermafrodit veya doğumu esnasında doktorlarca tam anlamıyla kadın veya erkek olarak betimlenemeyen bebekler için kullanılıyor. Avustralya hükümetinin terimi ne esneklikte kullandığı ise henüz belirsiz.

İnsan Hakları ve Eşitlik Komisyonu’nun sunduğu planın en can alıcı noktalarından biri ameliyat şartı gözetmeksizin vatandaşlara kimliklerindeki cinsiyeti değiştirebilme olanağı tanıması. Ülkemiz de dâhil olmak üzere dünyanın pek çok yerinde cinsiyet değiştirme sürecinin temel şartları arasında hormon tedavisinin yanı sıra ameliyat şartı gözetilmekte. Çeşitli sebeplerle ameliyat olamayan veya resmi mercilerce şart koşulmuş ameliyatların hepsini yaptırmak istemeyen trans’ların evrak değişimi yaptırması imkânsız kılınırken, kimliğinde yer alan cinsiyet ile günlük yaşamı arasında açık fark olan trans bireylerin şiddetten korunma ve çalışma hakkı başta olmak üzere muhtelif hakları kısıtlanmış oluyor.

Avustralya’da bu gelişmeler olurken, trans lobi grupları 'interseks' kategorisini yetersiz bulduklarını açıklayıp, cinsiyet kimliği bu kategorilere denk düşmeyen veya günden güne değişebilen bireyler için plana 'diğer' gibi daha muğlâk dördüncü bir cinsiyet kategorisinin eklenmesini talep etmeye devam ediyor. Bu noktada trans bireylere ve cinsiyet kimliği kavramına 'heteronormatif' ve 'kategori temelli' bir çerçeveden yaklaştığımız sürece dört değil, kırk dört kategori de eklesek insanların kimliğe dair algı ve performatif çeşitliliğini tam yansıtamayacağımızı not düşmek gerebilir.

Sıra dışı önerge geçtiğimiz günlerde komisyona destek olan trans istişare gruplarıyla tartışmaya açıldı. Taslak'ta altı çizilmesi gereken maddeler arasında 'interseks kategorisinin resmen tanınması talebi', 'bu talep ile kendilerini kadın veya erkek olarak tanımlamayan bireylerin kimliklerinde interseks olarak tanımlanabilmeleri', ve 'ameliyat olamayan veya olmak istemeyen bireylerin kimliklerinde yazan cinsiyeti değiştirebilme olanakları' yer alıyor.

Avustralya Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet Enstitüsünün taslağa ilk tepkisi bu üç kategoriye de sığmayan bireyleri hatırlatıp, dördüncü bir kategori talep etmek oldu. Enstitü sözcüsü Tracie O'Keefe 'Yasa önergesi bu sefer insanları kadın, erkek veya interseks olmaya zorlaması itibariyle yetersiz' dedikten sonra yerli kültürlerin pek çoğunda cinsiyet sayısının ikiden fazla olduğunu vurguladı.

Daha yeni Minnesota'da LGBT konularına yoğunlaşan Kızılderili bir aktivistin sunumuna katıldım. Kabilesinde 6 adet cinsiyet bulunduğunu, cinsiyetin biyolojiden ziyade avcılık/toplayıcılık gibi toplumsal işlevi olan görevler ekseninde tanımlandığını ve bireylere sonsuz esneklik (değişme, değiştirme olanakları) tanındığından bahsetti. Eski Ermeni ve Türk kültürlerinde de (Türk derken Orta Asya mı, Anadolu kültürüne mi referans yaptığını anlayamadım, kaynak isteyecem) benzer nosyonlara rastladığını ve bunların Ataerki, Hıristiyanlık, İslam gibi faktörlerle kaybolduğunu söyledi. Keşke bu arkadaş İstanbul Pride veya Anti-Homofobi günlerine gelebilse, konuşabilse, hayatın olanaklarının bize öğretilenden ne kadar daha fazla olduğunu ve hatta kendi kültürel mirasımızda da bunun izlerine rastlayabileceğimizi gösterse…



Etiketler: yaşam, dünyadan
nefret