29/07/2024 | Yazar: Esmeray

Birkaç gün daha kalıyorum İstanbul’da. Zira çok heyecan verici bir tiyatro oyunu projesi için buradayım. Kürtçe bir oyun olacak, gerçek bir tanıklık hikayesi. Oyun şu anda metin yazım aşamasında. Önümüzdeki sezon Diyarbakır da düşünüyoruz gala gecesini.

Bayramiç’ten İstanbul’a Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Uzun zamandır Kaos’a yazı yazmadım. Ayol mekan bizim olunca yazıya “anam bacım” demeden başlamak olmaz. Yaklaşık bir haftadır İstanbul’dayım. Malumunuz kaç yıldır Çanakkale Bayramiç’te oturuyorum. Kazdağları oksijeni bol meyvesi ile can veriyor insana. Lakin yaşamanın sosyal boyutu bir hayli sıkıntılı. Hele ki trans bir kadın için ve eski bir seks işçisi için daha da çekilmez oluyor bazen. Oradaki insanların demokrasi anlayışı CHP’ye oy vermekle sınırlı. Yani Bayramiç’te Kürt kimliğinin esamesi okunmaz. LGBTİ+ kimlik zaten yok hükmünde. Seks işçisi olabilme ihtimali yok! Durum böyleyken insanların cinsel ilişki durumlarını burada irdelendiğinde olay, heteronormatif durumun üstesinde bir yerlerde duruyor. Örneğin karı koca üç defa boşanmış ikisi ayrı ayrı üç kere evlenmiş en son boşanmış ve tekrar ikisi evlenmiş. Başka bir hikayede ise adamın karısı askerlik arkadaşına kaçmış.  Karısı kaçan adam da karısını kaçıran askerlik arkadaşının evli kız kardeşini kaçırmış. Buna benzer birçok hikaye var. Normal dedikleri normlarının dışında bir yaşam. Durum böyle iken. Tüm Bayramiç’in gözü kulağı benim kapıda, camda; ne zaman eve birini atacağım diye heyecan ile bekliyorlar. Maazallah öyle bir şekilde de yakalanırsam başıma neler gelir kestiremiyorum.  Bayramiç’ te herkes beni köpekli kadın diye tanıyor. Ya da dul ve çocuğu olmayan kadın. Bazen o kadar sıkıcı bir hal alıyor ki bu durum. Bana yapılan namuslu ak saçlı kadın muamelesi. Hele kapı önünde oturtup dedikoduya doymuş ve artık abuk subuk soru soran kadınlar.  Artık yeter diyorum bazen çığlık çığlığa bağırıp ben dönmeyim diye! Ya da Kürt’üm ulan Kürt ya da orospuyummm!

İstanbul’da Esenyurt’ta bir arkadaşımın evinde kalıyorum. Esenyurt gerçekten esiyor devasa mega bir kent köy kıvamında! Dev gibi binalar yapışık yapışık upuzun gökdelenler ve ara sokaklarda sıkışmış farklı kültürler. Her binada ayrı bir yörenin konuşma şivesi dar sokaklar da aksi eda! 

İnsan o binalara bakarken ürperiyor adeta. Olası bir İstanbul depremi olur ise ya. Mümkün değil ne AFAD ne AKUT hiç kimse giremez o sokaklara. Zaten deprem olmadan canlı mezar gibi her bir yer. Onca insan deprem olunca nerde toplanır acaba? Yok yani, gerçekten yok toplanma alanı! Birkaç park var lakin ne kadar insan sığar ki! Bu koca mega köy kentte bu parklara. İstanbul’un her yeri aynı, deprem konusunda değerlendirme yapınca. Ama Esenyurt kendi başına bir muamma. Pırıl pırıl görüntülü binaların ara sokaklarında cıvıl cıvıl çocuk sesi birden alıyor insanı götürüyor Kendi masumiyetine!  Bir de aralarda birden çıkagelen seyyar satıcılar ve megafonda bağırma sesleri. İşte bu ses kulağa hoş gelse de birden alıyor senden, az önce çocuk seslerinden gelen masumiyeti. 

Birkaç gün daha kalıyorum İstanbul’da. Zira çok heyecan verici bir tiyatro oyunu projesi için buradayım. Kürtçe bir oyun olacak, gerçek bir tanıklık hikayesi. Oyun şu anda metin yazım aşamasında. Önümüzdeki sezon Diyarbakır da düşünüyoruz gala gecesini. 

Bayramiç’te hayat güzeldir sloganı iyice sıkıcı geliyor bana. Ne yapayım anam bacım Kazdağı havası için değer.

sandikta-donme-var-1 

Bu yazı, Türkiye Avrupa Vakfı’nın yürüttüğü SAHNE projesi kapsamında Avrupa Birliğinin mali desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla yazarın sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.


Etiketler: kadın, yaşam, kent hakkı, sahne projesi
2024