02/05/2011 | Yazar: Özlem Sönmez Ertem

Aşağıdaki fotoğrafları, Reha Erdem'in geçtiğimiz günlerde izlediğim "Beş Vakit" isimli filminden çekerek birleştirdim.

Aşağıdaki fotoğrafları, Reha Erdem'in geçtiğimiz günlerde izlediğim "Beş Vakit" isimli filminden çekerek birleştirdim. İzlemeyenler için sadece merak uyandırabilecek bu kayıt, filmi tecrübe edenler için kimbilir neleri yeniden tetikleyecek? Nitekim geçmişle kurulan ilişki, geçmişin nasıl hatırlandığı, hangi yönleriyle hatırlandığı ya da nelerin unutulmaya terk edildiğine göre şekilleniyor.
 
"Doğanın içinde ölü gibi yatan bu çocuklar, uyuyor. Gözlerini her açtıklarında ise başka bir dünyaya uyanıyorlar. Her karşılaşma bir acıya yol açıyor. Büyüme, olgunlaşma, yaşlanma acısına..."
 
Filmde ağır anneler, babalar var. Olmayan anneler ve babalar da. Varolanların ağırlığı başka, olmayanların başka. Büyümeyen yetişkinler, yetişkin olmaya zorlanan çocuklar, kaybolan sınırlar... Şöyle diyor bir söyleşisinde:
 
“Doğumdan başlayarak, tüm bunlardan kaynaklanan hırpalanmalar, zedelenmeler, hem fiziken hem ruhen... Onların korku olarak üstümüzde kalan tortuları ve bunlarla mücadele etme arzumuz, yalanlarımız, dolanlarımız. Korkularımız bir kesitte birleşiyor. Bazen hatırlayarak teselli buluyoruz, bazen unutarak!"


Etiketler: kültür sanat
nefret