11/11/2008 | Yazar: Kürşad Kahramanoğlu
Hiç şüphe yok.
Hiç şüphe yok. 47 sene önce doğduğunda, ülkesinde insanların otobüste siyahlar ve beyazlar yan yana oturdular diye, polis tarafından kıyasıya dövülen, babası Kenya’lı bir ‘zencinin’ dünyanın en güçlü politik mevkisine seçilmesi, bütün dünyada hemen hemen her kesim tarafından umutla karşılandı. Kürşad Kahramanoğlu’nun yazısı.Ben doğunca siyahım,
Büyüyünce siyah,
Güneşin altında kalınca siyah,
Korktuğumda siyah,
Hastalanınca siyah,
Ölünce hâlâ siyah olacağım.
Sen beyaz arkadaşım:
Doğunca pembe,
Büyüyünce beyaz,
Güneşin altında kalınca kırmızı,
Korkunca sarı,
Hastalanınca yeşil,
Ölünce gri,
Üşüyünce morarıyorsun!
Niye bana rengimle hitap ediyorsun?
(2006’da, BM tarafından en iyi şiir adayı gösterilen, Afrikalı bir çocuk tarafından yazılmış bir şiir - benim tercümem)
Hiç şüphe yok. 47 sene önce doğduğunda, ülkesinde insanların otobüste siyahlar ve beyazlar yan yana oturdular diye, polis tarafından kıyasıya dövülen, babası Kenya’lı bir ‘zencinin’ dünyanın en güçlü politik mevkisine seçilmesi, bütün dünyada hemen hemen her kesim tarafından umutla karşılandı. Dünyamıza, 8 senedir kan kusturan kökten dinci bir tutucunun ardından, insanlar nasıl umutlanmasınlar ki?
Bizim Van’da bile, köylüler 44 koyun kurban ederek, kurbanların kanının Obama’nın resminin alnına sürüp halay çektiler! (44. Başkan ya, Vanlı köylüler, milletlerarası politikayı iyi takip ediyorlar demek! Bir de Türkiye’yi iyi takip etseler de, AKP’ye 80 Kürt kökenli milletvekili ile katkıda bulunmasalar, hepimizin yararına olacak! Belki Obama, 44 masum koyunun şerefine kurban edildiğini duysa bozulur ama ben, TV’de gördüğüm bu manzaralardaki Van’lılara kızamadım,çünkü saf saf nedenlerini açıkladılar: ‘İyi adam diyorlar, bize de faydası olur belki diye, sevindik’ dediler…)
Şimdi dünya liderleri, yeni seçilen ‘birinci lider’in’ arkadaşı olmak, ona sesini duyurmak için sıraya girecek. Başbakan Erdoğan, 14 Kasım’da ziyaret edeceği ABD’de, Obama ile görüşmek istediğini açıkladı bile. Hepimizin beklentileri var. Mesela ben, bu görüşme gerçekleşirse veya ileriki bir tarihte Oval Ofis’te yeni başkanın, ‘Sayın Başbakan veya Cumhurbaşkanı, ne oldu Hrant Dink’in katillerinin sistem içindeki uzantılarını ortaya çıkaramadınız, Ermenistan sınır kapısı hâlâ açılmadı, Türk polisi hala işkenceci diye raporlar geliyor, çalışanları hâlâ itip kakıyormuşsunuz, partiniz hâlâ eşcinsellerin Türkiye’de sorunları yok, anayasal haklarını vermeyiz diyormuş, Güneydoğu’yu ele geçirir Kürtlerin sesini kısarız diyormuşsunuz?’ demesini bekliyorum. Der mi? Der. Bu adam ABD başkanı olacak ama Ermeni Lobisinin, sendikaların ve eşcinsellerin büyük bir çoğunluğunun oyları ile seçilmiş bir ‘zenci’. Ya bizimkiler ne cevap verecekler? ‘Aman Başkan, Türkiye’nin zencileri de’ biziz, onların hepsini kurtarırız siz merak etmeyin!’ mi diyecekler?
Tabii ki, milyonlarca insanın oy kullandığı böyle bir seçimde, Obama zaferinin birçok nedeni var ama hiç şüphe yok ki, bu zaferin ana nedeni; Obama’nın, ta Reagan döneminden beri, ABD’yi pençesine almış bulunan tutuculuğa karşı, bir ‘umut koalisyonu’ kurabilmesi. Sadece rengi farklı olan seçmenleri değil, kadınları, işçileri ve milyonlarca eşcinseli başka bir ABD ve dünyanın mümkün olduğuna ikna etti. Bu arada hemen şunu yazayım; bu gazetede, Obama zaferinin arkasından çıkan yazılar arasında biraz talihsiz bir yorum oldu. 6 Kasım Perşembe günü, L. Doğan Tılıç arkadaşımız, ‘ABD’nin Karaoğlanı…’ diye adlandırdığı Obama’ya, niye bu adı taktığını bizlere açıklarken; ‘rengine, kara kuru kavruk görüntüsüne karşın, …’ diye bir tarif kullandı. Siz onun kusuruna bakmayın, bu gazete içinde ve etrafında Hrant ve bir Kürt yazarımız hakkında, yönetimimizin ‘hep etnik konuları yazıyorlar….’ minvalinde tartışmalar yapıldı diye daha yakınlarda koparılan fırtınaları unutmuş olsa gerek! Ayrıca milyonlarca ABD’li kadın ve eşcinsel seçmen, Obama’yı seksi bulduğu için oy verdi. Belli ki, L. Doğan arkadaşım pek erkekten de anlamıyor!
Hazır eşcinsellerin, son ABD seçimlerinde oynadığı rolden bahsetmişken, dikkatinizden kaçmıştır diye bir de şunları ekleyeyim: Biliyorsunuz, son ABD’ki Başkanlık seçimlerinin yanısıra, yüzlerce başka kamu hizmeti makamı için de seçimler yapıldı. Bu seçimlerde yüze yakın makama, açık eşcinsel ve transseksüel adaylar seçildi. 100 üyesi olan Kongre’ye, eşcinsel oldukları zaten bilinen Tammy Baldwin ve Barney Frank yeniden seçildiler. Bu iki açık gey Kongre üyesine, 2008 seçimlerinde ilk defa seçilen yeni Kongre üyesi Jared Polis de katılacak. Sam Adams, ABD’nin 30 büyük şehrinden biri olan Oregon Eyaleti, Portlnad şehrinin belediye başkanlığını kazanarak, onlarca açık gey Belediye Başkanı arasına katıldı, vs., vs. Yani ABD’ki son seçimlerde LGBTT, (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel ve Travestiler) sadece Obama’yı iktidara getiren koalisyonda önemli bir rol oynamadılar, aynı zamanda da bizzat kendileri seçilerek, birçok yerde iktidar oldular.
Fakat biliyorsunuz, bir tek ABD yok. Son seçimlerde LGBTT böyle kazanımlar yaparken ve yeni Başkan Obama kısa zafer konuşmasında LGBTT’nin zaferine olan katkısını tanıyan ilk başkan olurken, Kaliforniya eyaleti Mormon Kilisesinin milyonlarca dolarlık kampanyası ile başı çektiği ve ABD kökten dinci ve tutucularını mobilize eden oylama, eyaletteki gey evliliğini, az bir çoğunlukla da olsa reddetti!
İşte ‘Beyaz Ev yolundaki Siyah Adam’ın’ ikilemi de burada. Seçilir seçilmez ABD’li kanaat önderleri, ‘Bu, ülkeyi sola kaydırmak için verilmiş bir oy değildir. Obama büyük başkan olmak istiyorsa, radikal hiçbir şey yapmamalı, sağı ürkütmemeli’ demeye başladılar. Kurmayı başardığı, kendisine zaferi getiren ‘umut koalisyonu’ ve ABD dışındaki dünya köklü değişiklikler bekliyor, seçimi kaybeden kökten dinci ve sağ koalisyon ise, ‘aman ha’ diye şimdiden aba altından sopa gösteriyor. Sonuncusu 35. Başkan olan ve kardeşini de başkanlık yolunda bir suikaste kurban veren Kennedy dahil, ABD tarihinde başkanken katledilen, 4 başkan var. Milyonlarca insan umutlarının gerçekleştirilebilmesi için, verdiği ‘değişim mümkün ve bunu gerçekleştireceğim’ sözünü tutabilmesi için ‘Beyaz Ev yolundaki Siyah Adam’ için dua ediyor.
Etiketler: yaşam, siyaset