09/02/2022 | Yazar: Alp Kemaloğlu

Bazılarımızın aşkları diğerlerimizin aşklarından daha önemli değil mi? Heteroseksüel aşklar her zaman daha “aslolan” olmadı mı?

Biri bana romantik ilişkinin ne olduğunu söyleyebilir mi? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Romantik ilişki derken ne kastediyorsunuz?” 

Bir görüşme esnasında karşımdaki kişiye sorduğum bu soru ayağıma fena dolandı. Sorduğum andan itibaren zihnimin bir köşesinde dönüp durur oldu. Bazen bir kelime ya da bir nesneye çok dikkatli baktığınızda başka bir şeymiş gibi görünür ya öyle bir deneyim oldu benim için. Hanidir önüne bir sıfat iliştirilmiş her ilişkiye zaten merakla bakar olmuştum fakat romantik ilişki ne demek hakikaten?

İlişki dediğimiz şey temelde iki ya da daha fazla kişinin birbirlerine yönelik hissettikleri ve birbirlerine karşı yapıp ettiklerinden ibaretse bunun romantik olanı nasıl oluyor? Romantik olan ayrı ayrı ilişkideki kişiler mi yoksa bu kişilerin his ve edimleri birleşip parçalardan daha fazlası olarak romantik mi oluveriyor?

İlk bakışta, ilişkiyi tanımlayan bir şey olarak “romantik” olsa olsa aşk ve/veya sevginin gizli ya da açık bir şekilde ifade edildiği halleri anlatıyor olabilir diye düşünüyorum. Sağduyumuza cuk otursa da bu düşünce otomatik olarak “Aşk ya da sevgi ne ola ki?” sorusunu doğuruyor. Bence çanak çömlek zaten burada patlıyor ama oraya çok fazla girmeyeceğim şimdilik. Aşk ve sevginin ne olduklarından bağımsız güzide Türkçe’de bir teamül olarak farklı şeylere işaret ettiğine emin olduğumuz bu iki kavram kaliteli bir kafa karışıklığı yaratıyor. Aşk her zaman “daha çok” olanken sevgi her zaman “daha az” olan olarak kabul ediliyor. Sezen Aksu’nun çok büyük bir iyi niyetle “Belki de aşk lazım değildir” derken kastettiği de bu “daha” ilişkisi oluyor. Hazır kafalar iyice karışmışken şunu da ortaya atmak isterim: Aşk ve sevgi arasında bir hiyerarşi kuruyorsak pekâlâ çeşitli aşklar ve çeşitli sevgiler arasında da bu hiyerarşiyi kuruyoruzdur diye düşünüyorum. Bazılarımızın aşkları diğerlerimizin aşklarından daha önemli değil mi? Heteroseksüel aşklar her zaman daha “aslolan” olmadı mı? Hâl böyleyken aşk ve/veya sevginin ifade edildiği ilişkiler olarak romantik ilişkiler her zaman bir ideal olarak heteroseksüel romantik ilişkileri işaret ediyor olmasın? Eğer öyleyse, romantik ilişkiler kurmak isteyen lubunya beyhude yere mi çabalıyor? Ya da romantik ilişkilerin bir parodisini mi üretiyor? Ya da taklitler hep aslını mı yaşatıyor?

Gerçekliğin idealize edilmiş bir hali olarak romantiklik ise her daim arka planda duruyor. Yine Türkçe pop sağ olsun neredeyse hiçbirimizin gerçeklikten bir nebze uzaklaşmamış bir romantik ilişki kurgusu yok. İşin şakası bir yana aşk ve/veya sevgi üzerinden kurgulanan romantik ilişki öyle ya da böyle bir şekilde kişilerin ihtiyaçlarına cevap verebiliyor ama buna karşın idealize edilmiş bir hal olarak romantik ilişki ilişkideki kişilerden ziyade idealin kendisini yaşatıyormuş gibi geliyor bana. “Ne idealler hayatta kalıyor, bu idealle ne alıp veremediğin var?” diyebilirsiniz. Alternatif bir dünyada bu soru çok yerinde olabilirdi fakat içinde yaşadığımız dünyanın neredeyse herkesi öyle ya da böyle romantik ilişkilere sürüklemeye çalıştığını düşününce o kadar da yerinde bulmuyorum.

Burada dünya diyerek muğlak bir “öteki” yaratmak istemem. Aslında dünyadan kastım biziz en nihayetinde. Hem idealize edilen olarak hem de aşk/sevgi paylaşımı olarak romantik ilişki dediğimiz şey bizim icatlarımızdan yalnızca biri. Romantik ilişki kurgusunun belki de içerdiği potansiyel yakınlık unsuru ne olduğunu tam olarak incelemeden, ihtiyacımız olup olmadığından emin olmadan, reklamlara kanarak bu icadı satın almamıza sebep oluyordur diye düşünüyorum. Uymayınca tekrar alıyoruz, tekrar alıyoruz ve tekrar alıyoruz. Belki de kendin yap akımına en ihtiyaç duyduğumuz alanlardan biri romantik ilişkilerimizdir? Herkesin kendi ilişkisini şekillendirme, istediğini ekleme, çıkarma, paylaşma hakkının olması ne kadar da mantıklı bir cümle değil mi? Ama Türkçe popun yine bize öğrettiği gibi ilişki dediğin şey mantıksız, hoyrat ve en çok da kaderci olmalı. İlişki her zaman ilişkideki kişilerden daha önemli olmalı, kişilerden bir tanesi bile ideal romantik ilişkiden sapmayı önerse bu küfür olarak algılanmalı ve o kişi topa tutulmalı. Çoğumuzun içinde var olmaya çalıştığımız romantik ilişki düzeninin bu olduğunu düşünüyorum, umarım yanılıyorumdur.

Romantik ilişkiler yerine ilişki çeşitliliğini konuşacağımız günlerin beklediğimizden de yakın bir tarihte kapımızı çalacağına inanıyorum ve bundan pek bir şüphem yok açıkçası. Zaten insan ilişkileri üzerine az buçuk düşünen herkes bu konunun genel geçer kuralları olmadığını, her kurulan ilişkinin tarafların iradesiyle aktif olarak şekillendiğini fark ediyor. Kurulan ilişki en alışılmış formda bir ilişki olsa bile kişilerin bunun farkında olması çok büyük bir fark yaratıyor. Gerçekten ihtiyaçların, arzuların, isteklerin ve rızanın gözetildiği ama bir romantik komedi gibi yaşanan bir romantik ilişkiye kim ne diyebilir ki? Öte yandan, arkadaştan, kuzenden, kişisel gelişim kitaplarından alınan akılla edilen flörtler, yapılan jestler, atılan tripler ile bir sağa bir sola savrulan ama “çok tutkulu” bir romantik ilişkiye bir şeyler dememiz gerektiğini düşünüyorum. En nihayetinde herkes seçimlerini yaşıyor fakat insan ihtimalini bile bilmediği bir şeyi seçebilir mi?

Aynı şekilde kişisel hayatlarımızda da ilişkilerimizi romantik, cinsel, duygusal gibi sıfatlar olmaksızın kurabilir hale hızlıca geleceğimize inanıyorum. Bu inancın bir kısmı bunun mümkün olduğunu gözümüzle göremesek de sezinlememizde bir kısmı da bakarken çok rahat hissetmesek de bu şekilde yaşayanları görmemizde yatıyor. Birileriyle yakın olmak için, onlara sarılmak istemek için, tüm vaktini onlarla geçirmeyi arzulamak için illa romantik bir ilişki kurmanın gerek olmadığını queer ilişkilenme pratiklerinde çok açık bir şekilde görebiliyoruz. Bu da bizi dönüp dolaşıp aynı noktaya getiriyor: Biz neye romantik ilişki diyoruz hakikaten?

Aşkın, sevginin ve romantikliğin ne olduğu bu kadar belirsizken kendimizden çok emin bir şekilde romantik ilişkilerden bahsediyor olmamızı gülünç buluyorum. Bununla birlikte Lady Gaga’nın da altını çizdiği üzere gerçeklik pekâlâ olduğu haliyle hatırlamak/bilmek istemediğimiz bir şey olabilir. Yani ben ilişkim de dahil her şeyi romantize edebilirim (kendisi “sanatsal” diyordu ama bu bağlamda sanki aynı kapıya çıkıyor gibi?). Farkında olduğum sürece romantik bir yaşam benim tercihim olabilir. Sanırım ilişkilerde bunun bu kadar rahat deneyimlenememesinin sebebi ilişkide tek başıma olmamam oluyor. Karşımdakiyle uyumlu bir şekilde ilişkimi romantize edebilecek miyim? Benim romantize etmek istediğim kısımları o da etmek isteyecek mi? Arada bir romantikliğe paydos deyip “sıkıcı” gerçekliğe geri dönecek miyiz? Yoksa bireysel romantik hedeflerimiz ilişkinin sonu mu olacak? 

İlişkilerde romantiklik diğer her tavır/tutum gibi sadece bir tercih aslında. Bunu ne kadar normalleştirebilirsek gönlümüzden geçtiği gibi romantik bir ilişki yaşamamızın da bir o kadar mümkün olduğunu düşünüyorum. Diğer ilişki tatlarından, kokularından herhangi bir üstünlüğü olmadığını vurguladıkça kendimize daha iyi oturan bir romantiklik deneyimleyecek olmamız belki bir noktada çelişkili gibi görülebilir ama yakından baktığımızda herhangi bir çelişki olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz. Nasıl ki lubunyanın görünürlüğü uzun vadede cis-heteroların da özgürlüğünü sağlamlaştırıyorsa, romantik ilişkilere olan takılıp kalmışlığımızı üzerimizden atabildiğimizde ilişkilerimizi de daha romantik yaşama özgürlüğüne sahip olacağız. Böyle olduğunda romantik bir ilişki yaşadığını söyleyen birisine rahatlıkla ne kastettiğini sorabileceğiz. “Peki bu ne işe yarayacak?” derseniz, bilemiyorum. Belki de bir diğerinin kendine ait bir deneyimi kendi kelimeleriyle tarifleyebilmesini özgürleştirici buluyorumdur sadece…

Not: Bu yazı arka planda çalan Türkçe ve İngilizce pop şarkıları eşliğinde yazılmıştır.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam, cinsellik
İstihdam