16/04/2025 | Yazar: ayşe düzkan

moda asırlar boyunca kadınlara çok oyun oynadı. vatkaları, alt göz kapağına çizilen kirpikleri, beceriksiz bir makyözün elinden çıkma yaşlı makyajını hatırlatan meçi hatırlayın. bunlar insanı maskara etmiş olabilir ama hiçbiri yüksek topuklu ayakkabılar kadar acımasız değil.

bu topukluları ne yapacağız, yıldızcım Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

ne istese olabilecek, canı ne istese yapabilecek kadar, zengin ve ayrıcalıklı olan bir azınlık dışındaki insanlığı hizaya sokmak için başvurulan onlarca araç var. ölüm korkusu, sağlığından olma korkusu, hapishane korkusu, işkence, yoksulluk riski...

kadınları hizaya sokmak için bunlardan başka araçlara da başvuruluyor. ki bunların bir kısmına eşcinsel erkekler de maruz kalıyor.[1] örneğin çirkinlik korkusu; zaman zaman sağlığından olma korkusundan daha güçlü ki bu kadar insan komplikasyon riskini göze alarak, bıçak altına yatıyor.

ilk iki paragrafa bakıp da sıkıcı bir feminist diskur çıkacak diye yazıyı okumaktan vazgeçmeyin lütfen, moda üzerine yazmaya çalışacağım.

şalvar pantolon, perma, aslanbaşı

hepsi ara ara alay mevzuu oluyor ama ara ara geri dönüyor. moda, güzellik standartları da dahil olmak üzere pek çok ayrı kategoriyi içeren bir “disiplin”. çağlar boyunca görünüme dair hiçbir şeyin sabit olmadığını söylemek abartma olmaz ve bu döngüyü moda makul bir şey haline getiriyor. örneğin geçtiğimiz günlerde ölen filiz akın’ı hatırlayın. şimdi oyunculuk yapacak olsa ağzını asla rahat bırakmazlar, illa şişirtirlerdi! bize bunu alıştıran süreç moda.

ondan kaçış yok, en uzak duranımız, en sadelik yanlısı olanımız bile, eski fotoğraflarına baktığında üstüne başına, saçına bir yabancılık hissediyor. çünkü saç kesimleri, pantolon paçaları, kazak yakaları yıldan yıla bile değişiyor.

moda asırlar boyunca kadınlara çok oyun oynadı. vatkaları, alt göz kapağına çizilen kirpikleri, beceriksiz bir makyözün elinden çıkma yaşlı makyajını hatırlatan meçi hatırlayın. bunlar insanı maskara etmiş olabilir ama hiçbiri yüksek topuklu ayakkabılar kadar acımasız değil.

yeni meslekler; kaşçı, tırnakçı

git gide karmaşıklaşan makyaj teknikleri çok zaman alıyor, kaş çok karışık bir mesele, manikür desen ayrı masraf kapısı, dolgusuz ağız adeta bakımsızlık sayılıyor, üstelik her şey 13 yaş civarı başlıyor falan... yani uyuşturucuya başlama yaşı düştü diyorlar ya, modaya başlama yaşının da ondan aşağı kalır yanı yok. fakat bütün bunlara riayet etseniz, tonca para ve epeyce zaman harcasanız bile gündelik hayatınızı iyi kötü sürdürürsünüz.

yüksek topuk öyle değil. bırakın koşmayı, dans etmeyi, yürüyemezsiniz bile.

geçmişte kadınların giydiği korseleri, uzun etekleri düşünerek, modanın zaman içinde sadeleştiğini, daha özgürlükçü bir hale geldiğini söyleyenler var. bence haklılar. kadın pantolona el koyalı çok oldu, erkek doğuda zaten etek giyiyordu, batıda da ısınma turları başladı. cinsiyetin -en azından benim umduğum şekilde- ortadan kalkması biraz da cinsiyetler arasındaki görünüm farkının ortadan kalkmasıyla olacak. birinin kadın mı erkek mi olduğunun ilk bakışta anlaşılmaması en hafif  terimle güzel. daha kuirin adı yokken kuirin allahı olan david bowie’yi hatırlayın. ayrıca dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama özgürlük rüzgârlarının estiği dönemlerde kadın ve erkeklerin giyimi, süsü, bakımı birbirine yakınlaşır. örneğin, 1960’lı yılları, hippileri düşünün. erkeklerin uzayan saçları, benzer saç kesimleri,[2] benzer takılar, benzer giysiler görülmeye başlamıştı.

lafı daha fazla dağıtmadan, topuklara döneceğim. basit bir google araştırması, yıllar içinde ayakkabıların topuklarının istikrarlı bir biçimde yükseldiğini gösteriyor. 1970’lerdeki platform furyasının ardından iş çığrından çıkıyor, sonrası tufan.

ağacı yaşken eğen, kız çocuklarının beden algısını daha o yaşta bozan barbie bebeklerin ayakları da genellikle topuklu ayakkabı giyecek şekilde tasarlanıyor!

moda endüstrisi topukluya mecali olmayan biz ölümlüler için de bir çare buldu: artık gelinliğin altına bile spor ayakkabı giyilebiliyor. ama şıklık denen şeyi, reklamlardan, kliplerden, dizilerden falan öğreniyoruz. ve yüksek moda, yüksek topukları dayıyor burnumuza. birçok konuda uzlaşmaya varılabilir ama yüksek topukların, yeni yüzyılın kadınlara sunduğu bir cendere olduğuna şüphe yok.

geçenlerde birkaç bölüm “bu benim stilim” izledim. bunları o sırada düşündüm. sunucu ve yarışmacıların bir kısmı ayakta durmakta zorlanıyordu, birinin ayağında yara bantları gördüm. ayakkabıların içindeki ayakları zemine neredeyse 90 derecelik bir açı yapıyordu. zamanında çin’de kızların ayaklarını küçültmek için giydirilen ayakkabıların bir üst modeli bunlar. o kadar olmasa bile kalıcı hasar bıraktığına da şüphe yok! umarım yıldız da televizyona ulaşabiliyor,“bu benim stilim”i, sevdiği dizileri izleyebiliyordur;  keyfini çıkartacak kadar yerindedir keyfi.

Bu yazı 21 Şubat'ta tutuklanan KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar için başlatılan Yıldız Tar İçin Gazetecilik İçin çağrısı kapsamında yayınlanmıştır.

*KaosGL.org’ta yayınlanan köşe yazıları, KaosGL.org’un editoryal çizgisini yansıtmak zorunda değildir. Yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir. 


[1] örneğin araştırmalara göre şişmanlıkla ilişkilendirilebilen yeme bozuklukları çoğunlukla kadınlarda ve g/b erkeklerde görülüyor.

[2] Patti smith, ünlü kitabı çoluk çocuk’ta saçlarını keith richard’ın bir fotoğrafına bakarak kestiğini anlatır.


Etiketler: kadın, medya, yaşam, moda, yıldız tar için gazetecilik için
İstihdam