09/06/2010 | Yazar: İsmail Alacaoğlu

Bilirsiniz Bülent Özveren her sene bir şeyler yumurtlar Örovizyon şarkı yarışmasında.

Bilirsiniz Bülent Özveren her sene bir şeyler yumurtlar Örovizyon şarkı yarışmasında. Ülkeler hakkında atar tutar, şarkıcıların giyimlerine, hareketlerine laf söyler, komşuların neden birbirine oy verdiklerinden yakınır, komşuların bize oy vermemesine anlam veremez ve de özellikle Ermenistan, Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail üzerine aklı sıra iğneleyici yorumlar yapar bilirkişi edasıyla. Bu sene de ilk eleme gecesinde yine o özgün(!) yorumlarını yapmaya başladı. O sırada telefonla konuştuğum sevgilime “biri bir grup kursa facebook’ta şu adam örovizyon sunmasın diye” dedim ve gülüştük. Telefonu kapatınca da kalkıp “Bülent Özveren Eurovision sunmayı bıraksın” grubunu açtım. İkinci eleme gecesi Ermenistan'ın “kayısı çekirdeği” adlı şarkısının ardından "Ermenistan şarkısında ana vatanına duyduğu özlemi anlatıyor, hangi ana vatansa artık..." yorumunu yapınca o grubu açmakta ne kadar isabetli bir karar verdiğimi anladım.

Şu an sildiğim için göremeyeceğiniz yorumlar geldi Bülent Özveren'in Ermenistan şarkısı ile ilgili yorumunu destekleyen, alkışlayan ve hatta gurur duyduğunu söyleyen, küfürlerle ve çirkin bir dille destekli. Onlarla uzun uzun tartıştık, anlatmaya çalıştım, tarihi değiştiremeyeceklerini, Türkler bu topraklara geldiğinde zaten Ermenilerin burada olduğunu ve 1915'te de gitmek zorunda bırakıldıklarını o yüzden bu toprakları ana vatan olarak adlandırmalarının neresinin yanlış olduğunu... ama bu insanlar, Özveren de dahil, o kadar cahiller ki ve içlerindeki ırkçılık o kadar kör etmiş ki gözlerini anlamalarını beklemek fazla iyimser olurdu zaten. Hakaret ve küfür dolu mesajlar oldukları için sildim gitti.

Sonra final gecesi yorumlarına devam ederken yarı finalde söylediğinden tatmin olamamış olsa gerek Ermenistan’ın şarkısının ardından bir çirkin yorum daha yaptı Özveren ve "o kayısı çekirdeğini gidip başka yere gömsünler, başkalarının topraklarına değil" tarzında bir cümle kurdu. O kayısı ağacını Özveren’in neresine dokunmuş olabilir bilinmez ama bu faşizan ve provokatif yorumlar birçok insana dokundu. Nasıl dokunmasın ki? İnsanların geldikleri topraklara özlem duymaları ve bunu şarkılara dökmeleri gayet insani bir duygu hele de o toprakları kendi rızaları dışında terk etmişlerse... insani olmayan ise sadece tarihte olanları değil Ermenilerin buradaki varlığını bile yok saymak... İşte Özveren de bu topraklarda yaşayan milyonlarca çapsız ve densiz insandan bir farkı olmadığını devlet kanalında alenen göstermiş oldu.  

O sildiğim tartışmaların birinde "siz hala geldiğiniz orta asya'ya ana vatan demiyor musunuz?" diye sormuştum... cevap şaşırtıcı değil ama gayet tutarsızdı: "evet ama orada halen türkler yaşıyor orası ana vatan o yüzden…" e burada Ermeniler yaşamıyor mu? Hem de istatistiki nüfustan çok daha fazlası... Belki halen kayısı çekirdeği eken Ermeniler vardır Orta Anadolu'da, bir Ermeni'nin torunu olduklarını bile bilmeden!

O gün hortlayan sadece Özveren’in içindeki faşizm değil aynı zamanda homofobisiydi de. Yarışmada Sırbistan’ı temsil eden Milan stankovic’in performansının ardından “Rahmetli Zeki Müren’i hatırladım” yorumunu yaptı. Velhasıl biz bu yıl iyi performanslar izlemesek de Özveren’in müthiş performansına şahit olduk ve bir kez daha anladık ki nefret kusmanın ne zamanı ne de mekanı var! Öyle bir nefret ki bu bir şarkı yarışmasında çıkabiliyor karşımıza hatta bir kayısı çekirdeğinden bile… 


Etiketler: insan hakları
İstihdam