02/03/2010 | Yazar: Erkan Altay

Cüretkarlık, meydan okuma... Bunlar bizim için değil onlar için bu sefer. Ne yazık ki 'bizler', 'onlar' kelimelerini kullanıyoruz hala; kullandırtanlar utansın...

Cüretkarlık, meydan okuma... Bunlar bizim için değil onlar için bu sefer. Ne yazık ki 'bizler', 'onlar' kelimelerini kullanıyoruz hala; kullandırtanlar utansın... Ama onlar da pek şikayetçi değiller bu durumdan aslında değil mi?
 
AKP hükümeti ele geçirdiği kalelerin jübilesini yapmak için sonunda anayasaya da el attı. Anayasa konusu eşcinsellerin de gündeminde olduğu için ben de bu konuya kulak kabartayım dedim. Kabakulak olaydım da duymayaydım, görmeyeydim, bilmeyeydim. Üç maymunu oynayan yandaş medya gibi, rüzgara doğru el edeydim. Ama gelin görün ki, 'bunların da derdi başka!' sözleri çınladı kulağımda. Kuzu gibi kaldım ortalıkta!
 
Yapmayı planladıkları değişikliklerden en tartışmalı olanlardan bazıları:
 
-HSYK'yı kendilerine bağlamak,
-Anayasa mahkemesini kendilerine bağlamak,
-Partilerinin kapanma kararını kendilerine bırakmak,
 
Bel kemiğini bu değişikliklerin oluşturduğu anayasa ile bu halde, demokratikleşme falan göremiyorum ben. Yalnızca tek manzara var ki, bir tek bizim sözümüz geçsin kavgasının son noktası olacağı... Çünkü benim gözüme girdi artık, başkalarının neresine bilemiyorum...
 
Kendine Müslümanların Ülkesi
Bu anayasa değişikliğinde, nerede modernleşme? Tek görebileceğimiz manzara var o da sadece at koşturma... Burhan Kuzu eşcinseller anayasal eşitlik isteyince bunu küçümsemiş, bu yüzyılın gündemi olmadığını söylemiş ve 'Bunların da derdi başka' diyerek, eşcinsellerin, transeksüellerin 'kanlarını' elinin tersi ile itmişti... AKP'yi samimi buluyorum diyen, liberal geçinen, aslında 'geçinmeyi' ilke edinenler için hava hoş olduğu için nasıl olsa bunu da desteklerler... Peki cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği neden anayasaya giremiyor? En basitinden yargı neden özerk hala getirilmiyor? Çünkü Türkiye bunu kaldırmaz. Türkiye 'kendine' müslümanları kaldırır ancak.
 
Peki şimdi ne yapmalı? Zamanında ve her zaman bizim en samimi şekilde, yaşam hakkı, çalışma hakkı gibi temel haklar için yasal destek istediğimiz ama geri çevrildiğimiz, AKP'nin kendini kayıran ve krallık tacını temsil edecek anayasa çalışmalarına karşı çıkma zamanı olacak... Çünkü asıl şimdi, kimin derdinin başka olduğu gözümüze girmiş durumdadır. Yani gerisi dırdır ve benden 'hayır' ola...
 
XLARGE'ta bir muhafazakar
Geçen Cumartesi XLarge adlı 'gey' barda muhafazakar iktidarın muhafazakar eşcinselini ve 'söylemini' gördüm. Gogoboy'ları falan keyfi yerinde bir şekilde izliyordu. Herhalde ne kadar özgürüz 'barlarımızda' diyerek izliyordur şimdi diye düşündüm. Etrafında fıldır dönüyordu 'ün' hayranları. Kimin derdinin ne olduğunu bulasım geldi yine...
 
Hülya'dan 'Özür' Programı
Hülya Avşar yine şaşırttı. Önceki geceki programında, eşcinsellerden aldığı tepkiyi samimi olarak yanıtsız bırakmadı ve kendini affettirmek için ilk önce özür maiyetinde bir konuşma yaptı sonra da eşcinsel aktivist, yazar ve üniversite öğretim üyesi Kürşat Kahramanoğlu'nu konuk olarak aldı. Arkadaki ekranda İstanbul onur yürüyüşünden görüntülerin yer aldığı programda,'aile' kavramı sorgulandı, demokrasinin, hukukun vazgeçilmez olduğu, bunu geliştirmek için iktidarın samimi olamadığı gibi düşünceler dillendirildi. Kullandığı dilin incitici olmaması için neler yapması gerektiğini sordu. Gayet verimli bir program oldu. Hatta yapmayı düşündüğü bir program için Kahramanoğlu'na teklif bile götürdü Avşar... Ahlak tüccarı ile yaşanan skandal programın acısını bir nebze unutturdu gibi?
 
Ne Zaman Omurgalı Oluruz?
Dik durmayı ilke edinip, hafiften uygulamaya da başladığımızda omurgalı olabiliriz...


Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam