03/01/2014 | Yazar: Sanaç Yortu

İnsana ‘insan’ gözüyle bakamamanın cezasını translar ‘kendi cinsiyetlerini yaşayamayarak’ çekecekler…

Toplumsal cinsiyete dair hepimizin bildiği kültürel inanışlar, cinsiyet kalıp yargılarını, biyolojik cinsiyete göre ortaya seriyor. Biyolojik cinsiyette; erkeklere mavi, kadınlara pembe renk kodlamasıyla kimliklendirilerek konumlandırılıyoruz. Hal böyle olunca resmî kurumlarda, çalışma hayatında, çalıştığımız iş yerlerinde kimlik üzerindeki cinsiyetimize göre bir davranış sergiliyorlar.
 
Trans kadın ve trans erkeklerin, kendilerini ait hissettikleri cinsiyetin kimliğini alma aşamasında, asıl cinsiyetleri görmezden geliniyor. Bunlara en iyi örnek; kimliklerin renklerine göre kıyafet prosedürlerinin uygulanması. Trans erkeğin, kadın personel kıyafeti uygulamasına ve trans kadının da, erkek personel kıyafeti uygulamasına dâhil                                         edilmesidir.
 
Translar toplum içinde ötekileştirilmeye maruz kalıyor. Hislerine bir darbe de toplum ve yasalardan geliyor. Kanunların altında ezilmeye günbegün devam ediyor. Bazı translar belki de ait olduğu cinsiyetin kimliğine hiçbir zaman ulaşamayacak buna ya ömürleri yetmeyecek ya da ameliyat masraflarını karşılayabilecek parayı bulamayacaklar… Ya da kültürel inanışlarımızın oluşturduğu ön yargılarımıza karşı kendilerini ifşa etmeyip, ömrünü bedenin yarattığı o hapishanede geçirecek…
 
Kimilerimizin insancıl duygulardan yoksunluğunun cezasını, her zaman ki gibi translar da çekecek… İnsana “insan” gözüyle bakamamanın cezasını “kendi cinsiyetlerini yaşayamayarak” çekecekler… Ön yargılarınızla, ruhlarını öldürdüğünüz bu insanların “ruhsal cesetlerini” vicdanınız nasıl kaldırabilecek?
 
Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığında, Cordelia Fine’nin de dediği gibi “Küçük çocukların kıyafetine renk kumaşlarının sokulması, toplumsal cinsiyetin bugün pembe-mavi diye başlangıcını temsil eder, erkek bebeklere mavi giydirilir, kızlara pembe…” sözleriyle, kimliklerin renk ayrımcılığına tabi tutulmasının, cinsiyet farklılığı ideolojisinin başlangıcının nasıl yaratıldığını da özetliyor.
 
Hollanda geçtiğimiz günlerde translar için büyük bir adım attı. Trans vatandaşlarına uygulanan zorunlu cinsiyet geçişi için ameliyat olmayı şart olmaktan çıkardı. Yeni yasayla, resmi belgelerdeki cinsiyet bilgileri beyan üzerine de değiştirebilecek. Bizim yaşadığımız sınırlar içerisinde, kimliklerimizdeki renklere göre cinsiyetlendirme daha ne kadar devam edecek? Kimlik rengine göre personel kıyafet prosedürleri uygulanıp, kimlik rengine göre hitap şekilleri oluşturuluyor ve bu cinsiyetlendirilmiş renk tercihlerine diyebileceğim tek şey ise: Vajinayla kadın, penisle erkek olunmuyor!   

Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
İstihdam