16/05/2009 | Yazar: Cihan Dağ

Günlerdir gündemde olan ‘eşcinsel hakem’  tartışması giderek saçma bir hal almaya başladı.

Günlerdir gündemde olan ‘eşcinsel hakem’  tartışması giderek saçma bir hal almaya başladı. AİHM’den olumlu sonuç alsa bile TFF (Türkiye Futbol Federasyonu) kararının kesin olduğunu ve söz konusu şahsın hakemliğe devam edemeyeceğini duyurdu.

Gerekçe ise yine komik yine aşağılayıcı… Eşcinsel hakemin görev sırasında söz konusu durumun (eşcinselliğinin) bir psikiyatri sorunu olduğunu ve bunun için karar mekanizması olmasını sakıncalı gördüklerini dile getirdi.  
 
Nedense bu haberi okuyunca aklıma ilk gelen isim Erman Toroğlu’ydu. Bu konu mutlaka kulağına gidecekti ve kışkırtıcı yorumlarını yapmaktan hiç çekinmeyecekti. Nitekim öyle de oldu. Hürriyet’te okuduğum haberde söz konusu olayla ilgili yorumu şu şekildeydi;
 
‘Gizli gay futbolcular var mı? O zaman gizli olarak gay hakem de olabilir. Ama kâğıda kaleme düşüp tescillenmişse, müsaade edin de hakem olmasın. İstediğiniz mesleği ona yaptırın ama bana biraz hakemlik yönü ters geliyor. Hele erkek maçlarında bu arkadaşların duygusal düdük çalacaklarını tahmin ediyorum. Mesela yakışıklı, sert futbolcu lehine daha çok düdük çalıp penaltı vereceklerini zannediyorum."
 
Erman Toroğlu’nun asıl kaygısının hakemin vereceği kararın doğruluğu değil, söz konusu hakemin eşcinsel olduğu apaçık. Daha önce de Tan Sağtürk’ün spor camiasında bir sürü eşcinselin olduğunu iddia etmesi üzerine yine cepheden savunmaya geçen Toroğlu, ‘Böyle bir iddia atıyorsan ortaya, kim olduklarını da söyleyeceksin. Herkesi zan altında bırakmayacaksın’ demişti.  
Bir kişinin eşcinselliğinin tescil edilmesi neyi değiştirecek bunu anlayamıyorum.  Çekinilen nokta taraftarlardan yiyeceği küfürse bu duruma karşı yeni düzenlemeler getirilmeli artık. Askerlik yapmayana düdük yok mantığı ancak fiziki veya zihin kusurları olduğu takdirde geçerli olabilir. Ki söz konusu hakemin ‘düdüğünün’ elinden alınması da psikoseksüelliğinden kaynaklanıyor. Psikoseksüellik eşcinsellik anlamına geliyor, doğal olarak bu kararla eşcinsellik psikolojik bozukluk çatısı altına sokuluyor.  
 
Diğer bir yandan Erman Toroğlu’nun hakemin eşcinselliğinden dolayı alacağı kararlar konusunda çekince duyması, ‘Mesela yakışıklı, sert futbolcu lehine daha çok düdük çalıp penaltı vereceklerini zannediyorum’ demesi kadın hakemlere, bayan tenis turnuvasında görev yapan erkek hakemlere ve bunun gibi diğer örneklere ve bu hakemlerin verdiği kararlara karşı ister istemez insanları şüpheci davranmaya çağırıyor.
 
Ama kenara itilen bir nokta var ki; o da hakemin cesareti. Homofobinin en yoğun yaşandığı bir alanda, futbol camiasında böyle bir mücadele vermesi ve kimliğine sahip çıkması herkesin ders alması gereken bir durum. Mutlaka hayatında değişiklikler olacak, belki adres, belki arkadaşlar, eş dost değişecek ama onuru yanında kalacak. Çoğumuzun futbola uzaklığından dolayı belki de yeterince ilgimizi çekmeyen bu konu aslında gündemin en önemli mevzularından biri.  
 
Anti-Homofobi yürüyüşüne az kalmışken, futbolun, eşcinselliğin ve homofobinin kesiştiği bu nokta da ‘Çarşı’ aklıma geliyor ve ufak bir hayalle yüzüme bir tebessüm iniyor:
 
‘Çarşı Homofobiye Karşı’


Etiketler: yaşam, spor
İstihdam