18/02/2010 | Yazar: Nagehan Alçı

Doğu toplumlarının başbelası 'ata erkillik' öyle bir kemiklerimize işlemiş ki 'tül'ün ardından yaşamaya 'eyvallah' ediyoruz. Bkz.

Doğu toplumlarının başbelası 'ata erkillik' öyle bir kemiklerimize işlemiş ki 'tül'ün ardından yaşamaya 'eyvallah' ediyoruz. Bkz. Cemil İpekçi'nin eşcinsellikle ilgili Fatih Altaylı'ya yaptığı açıklamalara...

***
Şöyle diyor İpekçi: 'Türkiye'de eşcinsellere yönelik bir ayrımcılık yok. Tam aksine. Türkiye bu konuda Avrupa'dan daha özgür... Fransa'da 20 sene önce eşcinselliğe hapis cezası vardı... Bizde ise kimse onlara baskı yapmadı... İstanbul'da 60-70 tane gey bar var. Tıklım tıklım...'

***
Bunları söylerken bu ülkedeki eşcinsellere kızıyor: 'Hak aramaları çok da gerçekçi değil, onların derdi ruj sürme ve seks. Oysa asıl mesele istedikleri işi yapabilme hakkı olmalı.'

***
Evet, doğrudur, eşcinseller kendi kimliklerinin üzerine tül atmadan var olabilme hakkını aramalılar bu ülkede. Aramıyorlar. Ama bunun sebebi, İpekçi'nin söylediği gibi tek dertlerinin süslenip kırıtmak bir de sevişmek olması değil ki. Mesele eşcinsellerin kimliklerini ancak marjinal bir düzeyde ifade edebilmeleri. Yalnızca karanlıklarda var olabilmeleri. Karikatür malzemesi haline getirilmeleri. Öyle olduğu için  gece aleminde alabildiğine özgürler. Çünkü o alemde gün ışığı yok. O alemde maskeler var. Doğu toplumlarının ikiyüzlülüğünü gizleyen sis var...

***
Bu 'sisler arasında kaçak güreşmek' özgürlüğünü nasıl olur da 'eşcinsellerin hiçbir sorunu yoktur' diye yorumlar Cemil İpekçi? Anlamak mümkün değil.

***
Eşcinsellerin bu ülkede temel bir sorunları var: Gün ışığında var olamamak. İpekçi'nin söylediği talepleri dile getirebilmeleri için önce kendileri olarak ortaya çıkmaları gerekiyor. Ama  'ataerkil' ikiyüzlülük buna izin vermiyor.

***
Bu öyle dallı budaklı bir ikiyüzlülük ki... Toplumun genel geçer 'egemen erkek', 'yardımcı kadın' resmi bozulmadığı sürece her türlü arka bahçe oyunu serbest. Kamusal alanda ataerkillik korunuyorsa gerisi önemli değil.

***
Bu nedenle eşcinsellerin istedikleri işi yapma hakkı hala bir mit. Bunu talep etmek için sistemi bozmak gerekiyor. Oysa bunu kadınlar bile tam anlamıyla yapabilmiş değiller ki...

***
Durum böyleyken Sayın İpekçi önce şu soruları yanıtlamalı:
' Bir kadın vekili başörtüsü taktığı için yaka paça dışarı atan Meclis, başka bir vekili 'ben eşcinselim' dediği için bağrına basar mı?
' Bırakın cinsel özgürlüğü, yabancıyla evlenmeyi bile yasaklayan dışişleri 'ben kendi cinsimden biriyle beraberim' diyen bir diplomata kapılarını açar mı?
' Kendi kitlesine kadınları yok sayarcasına 'efendiler' ve 'beyler' diye hitap eden bir siyasetçi geyliğini ilan eden bir partiliye 'buyur aramıza otur' der mi?

***
Biz aynı ülkede mi yaşıyoruz Sayın İpekçi?

Bir transseksüelin kayboluş hikayesi
BU gerçek hikayeyi Sayın İpekçi'ye ithaf ediyorum: Üniversitede okurken sınıf arkadaşlarımdan biri cinsiyet değiştirmiş bir eşcinseldi. Sonradan kadın olmuştu. Boğaziçi'nde öğrenciydik. Türkiye'nin en liberal ortamlarından birinde. Saçımızı pembeye boyardık, kimse dönüp bakmazdı. Ortaçağ kostümleriyle derse girerdik, hocalar oralı olmazdı...

***
Ama iş bu 'cinsiyet değiştirmiş' arkadaşımıza gelince dikkat mekanizmaları son sürat harekete geçerdi. Vay efendim, o gün mini etek mi giymiş? Herkes köşe başında fısıldar, onu gösterir. Aman yırtık çorapla mı gelmiş bir önceki gece ile ilgili fanteziler sıralanır...

***
Kısacası özgürlük alanı sıra ona gelince bir anda bitiverirdi nedense...

***
'İçeride' hal böyleyken siz bir de 'dışarıyı' düşünün... Arkadaş bazen günlerce okula gelmezdi. Sonradan öğrenirdik ki yolda yürürken polis çevirmiş. Kimliğini sormuş, üniversite kartını çıkardığı halde dinletememiş, fuhuştan gözaltına alınmış... (Kimliği hala değişmemişti. Yani erkek ismi vardı o kimliğin üzerinde)

***
Onun izini mezun olduktan sonra kaybettim maalesef. Çok başarılı bir öğrenciydi. İki bölümü birden, iyi bir ortalama ile bitirmişti. Ama bu gün görünürde yok. Ne siyasette, ne akademide, ne medyada... Belki Türkiye'de de yok artık. Google'layınca bile ismi çıkmıyor.

***
Ne dersiniz Sayın İpekçi? Onun tek derdi ruj sürüp, seks yapmak mıydı?

Kaynak: [[http://www.aksam.com.tr/2010/02/18/yazar/16355/nagehan_alci/cemil_ipekci_nerede_yasiyor_.html|aksam.com.tr]]


Etiketler: insan hakları
İstihdam