14/04/2011 | Yazar:
Bilimkurgu ustası Ursula K. Le Guin, ‘Rüyanın Öte Yakası’nda günümüzün Dr.
Bilimkurgu ustası Ursula K. Le Guin, ‘Rüyanın Öte Yakası’nda günümüzün Dr. Frankenstein’ı Haber ile yarattığı canavar Frankenstein George Orr’u hipnotik rüya seanslarında buluşturuyor.
Sisli bir havada uçsuz bucaksız ‘bin yayla’nın üzerinde alçaktan seyrediyorsunuz. İç içe geçmiş binlerce köksapa hafifçe mesafe almanın keyfiyle süzülürken, birkaç köksap aniden uzayıp sizi içine çekiyor. Tam köksapların arasında sıkışıp kalmışken bir ses size “Uyan!” diyor. Gözlerinizi açtığınızda gördüğünüz ilk şey ise, karşınızdaki duvarda asılı olan izlenimci bir ölü doğa portresi.
Her yer, birbirine girmiş yemyeşil otlarla kaplı. Terapistiniz sakince kalkmanızı söylerken sonraki randevunuzu not ediyor. Terapistin ofisinden çıkıp işinize dönmeden önce, öğle arası olduğunu hatırlayıp ayaküstü atıştırıyorsunuz. Koşturarak işe giderken yolda gazetelerin başlıkları gözünüze çarpıyor: “Japonya’yı tsunami vurdu”, “Londra metrosunda terör saldırısı”.
Modern dünyanın kaotik düzeninde, terapist ve iş yeri arasında bir rutin tutturmak sıradan her insanın yaşadığı olağan bir durum artık! Deleuze ve Guattari’nin “Bin Yayla: Kapitalizm ve Şizofreni” adlı kitaplarında anlattıkları gerçek. Parçalara ayrılmış dünyanın nevrotik ve psikoza yatkın bireylerini bekleyen küresel ve yerel felâketlerin, bireysel sorunlarla birleştiği zaman ortaya çıkan kaçınılmaz durum: kapitalizmin yarattığı yanılsamalı gerçeklikten şizofreninin sanrılı evrenine geçiş ve tedavi süreci. Kanadalı yazar Ursula Le Guin ‘Rüyanın Öte Yakası’nda, modern dünyanın yapay cennetinin dişlilerinde ezildiği için rüyaların gizemli evrenine geçen kahramanı George Orr’u, Dr. Haber aracılığıyla yeniden dünyaya uyumlu hale getirmeyi deniyor. ‘Rehabilitasyon Seansları’
19. yüzyılın ilk ütopik bilim-kurgu romanı kabul edilen ‘Frankenstein’ın modern bir yorumu olan ‘Rüyanın Öte Yakası’, gördüğü rüyaların dış dünyadaki gerçekliği değiştirdiğine inandığı için aşırı dozda ilaç içerek intihar etmek isteyen George Orr’un, başkalarının ilaç kartını yasa dışı kullanarak aşırı miktarda ilaç temin etme suçundan Gönüllü Terapi Merkezi’ne gitmesiyle değişen yaşamını anlatıyor. Terapi kliniğinde Orr’u tedavi etmekle görevlendirilen Dr. Haber’ın hasta-doktor ilişkisini kendi hırs ve çıkarları için kullanmaya başlamasıyla tehlikeli bir oyuna dönüşen rüya terapi seansları, kısa sürede gerçek bir kâbus haline geliyor. Orr’un rüyalarını telkin, hipnoz ve koşullama yoluyla kontrol altına alan Haber’ın klasik Freudiyen psikanaliz kurallarını alt üst edecek yöntemleri Orr’un şizofrenik bilinçaltını güçlendirirken, okurları felsefi ve edebi gerçeklik ile dış dünya arasında sıkı bir düşünce jimnastiğine yönlendiriyor.
Orr’un hipnotik rüya seanslarını merakla okurken, Haber ve Orr’dan hangisinin daha fazla delirdiğini düşünmekten de kendimizi alıkoyamıyoruz. Mesela, romanın başında var olan Mısrail adlı yeni Arap Cumhuriyeti’nin, sadece Orr’un rüyalarından okura yansıyan bir gerçeklik olup olmadığına ancak romanın sonunda, uzaylıların dünyayı işgal ettiğini öğrendiğimizde karar verebiliyoruz. Zira Le Guin’in, rüya ve psikanaliz terminolojisini kullanarak yarattığı Orr’un bilinçaltı tam bir fantezi evreni! Haber-Orr ikilisinin dışında, romanın tek kadın kahramanı olan Lelache ise gerçekten ‘Anti- Oedipus’a göz kırpıyor. Bilim kurgu ve fantezi türlerini sevenler için bir şölen olan romanın sonunda akıl hastanesine kapatılanın kim olduğu ise elbette sürpriz!
Rüyanın Öte Yakası
Ursula K. Le Guin
Çeviren: Aylin Ülçer
Metis Yayınları/ 216 s.
Etiketler: kültür sanat
