29/04/2011 | Yazar: Erkan Altay

Takıntılı, ezik ve saldırgan... Böyle olmak istemezsiniz değil mi? Ben de istemem. Kim ister ki?

Takıntılı, ezik ve saldırgan... Böyle olmak istemezsiniz değil mi? Ben de istemem. Kim ister ki? İşte benliğini kabul etmeyen, öteleyen, yerine başka ‘uğraşlar’  koyan insanlar aynen böyledir. Eşcinsel, transeksüel ya da etnik kimlik öğeleri… Hepsi bizim zenginliğimizdir, yeter ki ne merkezimize dikelim ne de göz ardı edelim… İnkâr edip, bastırmaya çalıştığımız noktada ise bize olan zararına gelince…
 
CHP ‘de Işık Çok Görünüyor
Beni tanıyanlar bilir. CHP’ye yakın bir siyasi görüşe sahibim… Bunu da her yerde söylerim… Kaos GL dâhil eşcinsel örgütlerinde de her görüşten kişi vardır ve –genelde- görüşlerini özgürce ifade ederler… İyi-kötü CHP ile ortak haberler yapmak fırsatım da oldu.. Mehmet Sevigen, Gürsel Tekin gibi isimlerle Kaos GL’ye özel haberler ve söyleşiler yaptım.. Sevigen’in Kavaf için verdiği soru önergesi ortak işbirliğimiz ile hazırlandı.. Diğer vekillerimizden Nevin Gaye Erbatur verdiği yasa önerisinde cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ayrımcılığının  yasaklanmasını istedi.. Aynı şekilde Çetin Soysal her zaman işbirliği içinde olabileceğimizi söyleyen vekillerden.. Yeni dönemde meclise girecek Binnaz Toprak da her fırsatta cinsel yönelim ayrımcılığına da dikkat çekiyor.. CHP’nin Son açıklanan seçim vaatleri arasındaki anayasa önerisinde de cinsel yönelim şu şekilde geçiyor: Kadın-erkek eşitliği konusunda, atama ve seçimle üstlenilen kamusal görevlerde “eşit temsil (denklik) ilkesi” anayasaya girmelidir. Ayrımcılık yasağı açıkça yer almalı ve diğer ayrımcılık nedenleri yanında, “yaş, etnik köken, cinsel yönelim, engellilik ve benzeri nedenlere dayalı ayrımcılık da’’ yasaklanmalıdır. Kısacası internette gay, gey kelimelerini yasaklayan, TV’de tartışma programlarında bile eşcinselliğe hakaret eden birileri olmayınca, RTÜK aracılığı ile kanallara uyarı ihtarı çeken AKP’nin çok ötesinde bir demokratik bakış açısı, vizyon, en önemlisi ise ışık görüyorum…
 
Başından beri savunduğum şey, CHP’nin mevcut koşullar ve seçenekler açısından eşcinsel haklarına destek vermeye  en müsait parti olduğu ve karşılıklı çabalar sonucunda oldukça ilerleme sağlanabileceğidir…Özellikle Kılıçdaroğlu dönemi ile birlikte olumlu yönde her konuda ilerleyen bir CHP görüyorum.. Diğer konularda da, Türkiye vatandaşlığı kavramını benimseyen, Kürtçenin devlet eli ile öğretimine vurgu yapan bir Kılıçdaroğlu var… Hele hele oy kazanımı olmayacağını bile bile, sadece özgürlükler bağlamında üniversitede türbana fiili olarak yeşil ışık yakan bir CHP.. Özellikle bu noktada hele hele ‘tatmin’ olmanın bu kadar kolay olduğu ülkemizde, desteğimizi  Kılıçdaroğlu’ndan esirgememiz,  bizim gözlüklerimizde  sorun olduğunu da gösterir.
 
Hal bu iken, “bazı” çevrelerden arkadaşlar, CHP’yi destekleyen, gözlemleyen ve iletişim ağında yer almaya çalışan bizleri, hâlâ kaynağı tutarsız bir ‘Faşizm’ ile suçlayabiliyor… Bir de dünya soytarısı malzemesi tekerlemeleri var ezberledikleri.. Mesela toplumumuzun geri kaldığı yönlere işaret ediyoruz, siz zaten türbanlıları şöyle şöyle görürsünüz gibi, temelsiz, iftiracı, aşağılık iftiralara maruz kalabiliyoruz… Kardeşim türban ne alaka şimdi, ben toplumun geri kalmışlığından bahsediyorum genel olarak? ‘Yok siz türbanlılara da şöyle şöyle dersiniz zaten…’ saçmalıkları, Kürtlerin özgürlüğüne karşısınız zırvaları…
 
Başta da bahsettiğim gibi önyargılarımızdan arınmak, ufku dar bakış açıları ile birbirimizi suçlamaktan kaçınmak, anlamak dinlemek varken, saldırmaktan vazgeçmemiz gerekiyor..

Etiketler: yaşam, siyaset
nefret