20/04/2010 | Yazar: Deniz İlgin

Hayat ve hayatla ilgili kelimeler rivayet eder ki, her yerde bir benzeri vardır ölümün. Her insan benzer ölür çünkü.

Hayat ve hayatla ilgili kelimeler rivayet eder ki, her yerde bir benzeri vardır ölümün. Her insan benzer ölür çünkü. En çok da hayat kadınları benzer hayata, kendileri gibi ölürler, birbirinin aynı.
 
Aynen aktarıyorum memeden kesilip atılan kadının üçüncü sayfa hikayesini.
Hayat kadını bıçaklanarak öldürüldü. Mersinli olduğu bildirilen 45 yaşındaki Şenay lakaplı Songül Pekgenç 15 yıl önce geldiği Batmandaki evinde kimliği belirsiz kişi veya kişilerce öldürüldü.05 Ekim 2009 (Oscar Wilde da Reading Zindanı Baladı'nı böyle yazmıştı. Bir üçüncü sayfa haberinden)
 
Hatırlamak, unutmaya en yakın olduğumuz andır. Bu yazı hiç yoktan belleğin unutma iklimine girdiği şimdilerde, onbeş yıl Batman’da gebe yaşayan, onbeş yılın sonunda Meydan Mahallesinde doğuran Manukyan Şenay’ın anısınadır. Selam olsun o her şeyi rahminde taşıyan toplum düşmanına.  
 
Onbeş yıl sonra Batman’da altı bıçak darbesiyle ellisinde bir sevgili kadın Manukyan Şenay öldürüldü. Adres; Cumhuriyet Bulvarı 48/2 Batman, kayıtlara böyle geçsin. O yıllar ki faili meçhul insan yıllarıydı, babalar, abiler ve devlet el ele gül gibi yuvarlanıp giderlerdi, Mersinden kalkan doğu bandıralı bir otobüsle Batman’a gelmiş Sason Oteline yerleşmişti Şenay. İki katlı Sason Oteli bulanık bir dehliz boyunca uzanan Elma sokağındadır ve orta hallidir.  Bakırcılar, kazancılar, tenekeciler yan yana, burun buruna uzanıp giderler bu sokak boyunca. Gün yüzü görmemiş aşklar geçerken kaldırımdan, Sason Otelinde bir eski zaman söylencesi yazar Şenay, memeden kesilmiş fedakar ve cefakar kadınlara. O günden sonra, onbeş yıla denktir memeden uzak dudakların hasreti, onbeş yılında tamam olur Meydan Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı’nda hayat ve kadın ömrü.
 
Öldürüldüğünde sıcaktı, kaysı aromalı krem yüzünde buharlaşıyordu, boynunda Suriye işlemesi bir tanık kızgın kızgın(kırmızıdır bu taşın rengi) bakıyordu. Ne mahmuzları vardı, ne de omuzlarında attığı her adımı tartan, kötülüğü alıp iyiliği satan melekler. Bir tek bildiğim, dilimlediği portakalın kabuklarını yanan sobaya yapıştırıp çıkan kokuyu içine doğru severken, bir küçük hanımeli hayaldi.
 
Seksenlerde doğdum da yetişemedim olan bitini yakinen görmeye, tanığı olmaya. Yetişemedim babaların önlerinde peşi sıra ekmek, gaz, makarna kuyruğuna girdiği kötü kadınlı, müzeyyenli yıllara. Lakin bilen bilir işte devlet dersini. Herkesin gözü de kör değil ya bu ülkede(selam olsun sana Ece Ayhan). Yeşilçam sokağında bitmez tükenmez bir telaşla koşuşturulan, yani sinemanın sokaklı olduğu yıllarda kapı önlerinde, vitrinlerde seyre açık bekleyen nice Şenay filme çekildi. Hepsinde de her istediğini keyfince cezalandıran, had bildirip, dışarıdaki her şeyi kontrol etmeyi arzulayan bir erkek doktrini mevcuttu. Şişirip şişirip babaların yüzünde soğuk tokat gibi patlattığı sakızıyla, attığı her kahkahada oturduğu koltuğu tırmalayan babaları Freud’un gözlükleri altına iten kadınlara bir kez daha selam olsun o halde. Eşiğe oturtulmuş,  namusunu açmış, iş bu namus künyemize kazılı(mı)dır, her geleni içine çekecek bir karadelik gibi büyüyen Melahat’tan (bu soruşturmayı Ece Ayhan yapmıştı) bu yana toplum dersinde babalardan sıfır almış ne çok Şenay yaşadı ve yaşıyor. Şöyle yazmıştım defterime, bir Bülent Somay okumasından alıntılayarak, ‘erkek olmayı iktidarla özdeşleştiren erkeğin öldürme fiilinde bulunduğu bir dünyada öldürülmüş olmayı kabullenmek erkeği zedeleyecektir’. Bu haliyle iktidarın eril yapısı karşısında öldürülen kadın, öldürense erkektir. Diğer bir ifadeyle öldürülen nesne, öldürense erkek.
 
Melahat tombaladan kurşun çekti, Manukyan Şenay bıçak. İkisi de ve daha bir çoğu tombaladan çektiler, kimine kurşun, kimine bıçak, kimine şiş, kimine ise vinç çıktı. Ama hepsi de benzerdi. Demirden dövülmüştü. Hepsi de benzer öldüler, öldürüldüler.
 
Aşağıda, çeşitli gazete ve internet sitelerinde konuyla ilgili okuyucu yorumlarının bir kısmını aynen aktarıyorum. (Özellikle altıncı yorumu önemsiyorum, zira bu yorumdaki göstergeler son derece çarpıcı)
 
kıllı
Allah rahmet eylesin gençlere yazık oldu.
05.10.2009

Yazıkmı oldu!
Batman bir pislikten kurtulmuş oldu inşalah batman gid gide temiz bir batman olur
05.10.2009

Sonucta o Da Bir İnsan
Sonuçta o da Bir İnsan. Allah Rahmet Eylesin. Ama Tüm Batman Geniş Yankı Yapması Biraz Dikkatimi Çekti.
05.10.2009

güle güle
Güle güle good byee öbür dünyada yerin bellidir umarım….))
06.10.2009

özgür
vala millet kendi gözündeki çuvaldızı görmezken şenaya saldırı ile kendisini aklama psikolojisine kapılmış sanırım. Şenayı öldüren aslında sahte şenay lardır
11.10.2009     
 
Clean THE DIRT…
Batman’ı bu ve bunun pisLikLerden temizLemek LazIm..GençLerin ahLaki çöKüntüye sebep oLan böyLeLeridir.
31.12.2010

ne diyim
nasıl başlasam bilmem ama uzun lafın kısası… valla keşke böyle bişi olmasaydı düşmüş bir defa kötü yola napıcaksın ki arkadaşım ve kötü yolun yolcusu belidi zaten bu saatten sonra üzülmeye değecek bir şeyde yok artık. Ben derim ki cenabıallah affetsin onu.. 
20.03.2010


Etiketler: insan hakları
İstihdam