12/05/2011 | Yazar: Caner H

Mariana Valverde Feminist Studies’in 32/1 sayısı içindeki Cinselliğin Tarihinde Yeni bir Mevcudiyet: Saygın Eşcinsel Çift adlı yorumunda eşcinsel evliliklerin kül

Mariana Valverde Feminist Studies'in 32/1 sayısı içindeki Cinselliğin Tarihinde Yeni bir Mevcudiyet: Saygın Eşcinsel Çift adlı yorumunda eşcinsel evliliklerin kültürel ele alınışına ana akım medya ve hukukun söylemlerinde bakıyor.
 
Valverde, vücudunun farklı kısımlarıyla ne yapıldığının ne tür bir insan olunduğuna işaret ettiği, bu hareketlerden patolojiler yaratıldığı, cinsel ilişkide acı hissetmekten vücudun herhangi bir parçasını sevmeye kadar her deneyimin tanımlanmadan bırakılmadığı cinsellik biliminden, ''amaçlı olarak muğlâk'' kuir'e geçerken yeni bir mevcudiyetin de doğduğunu söyler. Bu Valverde'nin deyimiyle ''Saygın Eşcinsel Çift' (SEÇ)dir. İleriki paragraflarda Valverde gibi kısaca SEÇdiye bahsedeceğim.
 
Evet, eşcinsel evlilik hakkı bir kazanım. Valverde'yi ilgilendiren, artık gazetelerde, mahkeme kararlarında, ticari alanda bahsedilen eşcinsel evliliğin ne oranda cinsel olarak ve ne oranda eşcinsellerin mal-mülküyle ilgili olarak ele alındığıdır. Bu olgunun cinsel bir haz olarak ve finansal bir problem/ticari bir olgu olarak ele alınışı iki farklı olgudur. Ve Valverde'ye göre Kuzey Amerika'da SEÇ daha çok finansal bir problem/ticari bir olgu olarak ele alınmaktadır. Yani Valverde'ye göre düğün pazarında ve ana akım medyada ''saygınlık'' tüketici olmakla da ilişkilidir.
 
Valverde'ye göre Kuzey Amerika'da eşcinseller arasında eşcinsel çiftleri evliliğe yönlendirme heyecanı var. Eğer Kuzey Amerika'daysanız birinin birkaç yıllık partnerinizle ne zaman evleneceğinizi sorması olasıymış. Peki, evlilik kurumunu istiyor muyuz? Ben evlilik kurumunun ortadan kaldırılmasını istiyorum. Evlilik adlı kurallar bütünü, düzenle(n)me şekli, finansal tertibe daha iyi bir dünya için ihtiyacımız olmadığını düşünüyorum. Hatta daha iyi bir dünya için toplumsal olanı ayakta en iyi şekilde tutabilmenin garantisinin evlilikte değil, evlilik gibi ticari bir anlaşmanın yıkıldığı bir yaşam etiğinde olduğunu düşünüyorum. Evliliği o yüksek/değerli mertebesinde tutan evlendiği sürece bir bireyin korunmasıdır. Ya peki evlenmeden de korusaydı bizi hukuk, daha iyi olmaz mıydı?
 
Valverde'ye göre kadın SEÇ’ler ve erkek SEÇ’lerin evliliklerine bakınca ideolojinin boyadığı bir tüketim kültürü var. Amerikalı kadın SEÇ'lerin, Kanadalı kadın SEÇ'lerin tersine evlilik törenlerinde gelinlik giymeleri ne kadar parodi amaçlı, ne kadar tüketim mekanizmalarının kışkırtmasıyla gelinlik metasını fethediyormuşçasına sahip olma amaçlı, ne kadar gerçek evlilikleri tamamen taklit amaçlıdır sorularını uyandırarak anlatır. Ama bir karara varmaz. Fakat tabiî ki heteronormatif taklit içeren, tüketici bir olay da pekala olabilir. Moda evlerinden alınmış olduğu belli yüzlerce dolarlık gelinlikler ve klasik bir düğün resmiyetinin ne kadar taklit ne kadar parodi olduğu farklı bir konu olarak ele alınabilir. Okyanus ötesindeki insanların niyetleri ne kadar heteroseksüel evlilik kurumunu tıpatıp taklidini veya ne kadar onun parodisini içeriyor kestiremeyeceğim. Her ikisi de bu kapitalist, heteronormatif, sınıfsal evrende mümkün.
 
Valverde erkek SEÇ'lerin törenlerini de anlatır. Kuzey Amerika'da bu törenlerde masa örtüleri gibi davetliler de ''beyaz'' olabilir. SEÇ törenlerinin gazete haberlerinde çoğunlukla beyaz, orta-sınıf, takım elbiseli düğün davetlilerini ve yine beyaz, orta-sınıf çifti görebilirsiniz. Işıl ışıl beyaz dişlere sahip orta-sınıf erkek çift gülümser size evlilik fotoğraflarında. Valverde'ye göre ''drag-queen'ler görünürden kaybolmuştur'' ve erkekler ''ya sakin kütüphaneciler ya da gövdeli brokerlar'' gibi görünüyordur. Ortada tüketici olma gücüne, sınıfsal güce erişmiş erkeklerin çeşitliliği vardır anlayacağımız.
 
Valverde'nin gördüğü SEÇ haberlerinde SEÇ’lerin cinselliğinden söz edilmez. SEÇ'ler sanki cinsel arzudan arınmıştır ya da düğün hazırlıkları nedeniyle cinselliğe zamanları yoktur. Valverde'nin eline aldığı Kanada'dan bir gazetede, Onur Günü özel bölümünde 2 LGBTT içerikli haber vardır. Birinci haber LGBTT hareketinde yaşlanmış birinin (George Hislop) onyıllar önceki deneyimlerini içeren bir röportaj. Bu LGBTT topluluğunun geçmişi, tarihi hakkında bir örnek. İkinci makaledeyse, topluluğun tarihinin zıddına şimdisi ve geleceğinin resmi var. Bu röportajdaki topluluğun şimdisi ve geleceğini yansıtan simge ne bir kuir ne de transeksüel bir aktivisttir. Tahmin edilir ki röportaj yapılan orta-sınıf bir erkek SEÇ. Makalede düğün hazırlıklarının finansal ve lojistik zorlukları konu edilmekte. Valverde'nin deyimiyle feminist bir kabus tasavvurunda olabileceği gibi SEÇ’in ikisi de ''renk düzeni, yemek, eğlence ve davetli listesini saplantı haline getiriyor.'' Sonrasında Prens William ve Kate Middleton düğününden bahsedilirken duyduğumuz gibi düğün hazırlıkları hakkında bilgiler eşlik ediyor. Son olarak da düğün hazırlayıcısı girişimcilerin gey evlilik piyasası, gey tüketici davranışları hakkında düşünceleri.
 
Valverde, yasal kazanımların olumluluğunu görürken, Kuzey Amerikan hukuk ve medya dilinde, eşcinsel çiftlerin sadece ekonomik, tüketici varlıklar olarak ele alındığını da görmemiz gerektiğini belirtiyor. SEÇ’ler hukuki dilde sadece mal-mülk sahibi bireyler. Heteroseksüel boşanma, nafaka davalarındaki romantik havadan ziyade SEÇ’ler sanki cinselliği anımsatmayacak şekilde finansal bir dille anlatılıyor. SEÇ’ler sanki iki ortaklı bir şirketin iki tarafı. Valverde'ye göre SEÇ düğün hazırlığı anlatımında da ikili arasındaki cinsellik hissettirilmez sanki yokmuşçasına. Onlar sanki sadece tüketicidir. Sanki cinsellik kapanmış bir konudur (yoksa eşcinsellikler mi?) Heteronormativite tanımını ilk oluşturan Michael Warner hala uygarlığımızda cinsellikten bahsetmenin gerekliliğinin zamanının geçmediğini söyler The Trouble With Normal'da. Norm olan bir cinsellik var... Bu gazete kupürlerinde SEÇ’lerin genel okuyucuya cinselliği yokmuş gibi yansıtılmasının altta yatan nedenleri de gayet politik. Bazı SEÇ’ler kapitalist evlilik marketinin yeni tüketicileri mi? Bazı kapsamlarda SEÇ’lerin düğün marketindeki tüketimleri magazinleştirilip, bu tüketimin arttırılması için kışkırtılırken, cinsellikleri yokmuş gibi davranılıyor Valverde'ye göre. Ve bence asıl önemli olan anne babalarımız gibi evliliğin olduğu bir gelecek tasarısıyla büyümek değil, evliliksiz de düzenin, sevginin, eşitliğin olduğu bir gelecek hayal etmektir.
 

Etiketler: insan hakları, aile
2024