28/12/2021 | Yazar: Rıza Yılmaz

Yalnız olmadığımı biliyordum ama susup bekledim yılların beni yalnızlığımdan kurtaracağı günün gelmesini. Kendimle büyük bir savaşın içindeydim diğer herkes gibi hissedebilmek için.

Çocukluğumun zor zamanlarından şimdikilere Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

17 Mayıs Derneği’nde Sosyal Hizmet Uzmanı olma hikayemi paylaşacağım, en başından. Çocukluğumdan başlayarak yıllarca biriktirdiğim ve mücadelesini verdiğim zor zamanlara bugünden bakacak, kendimi bulma yolumda yeni bir açılma hikayesi anlatacağım. Geçmişimden şimdiye kendimi arayacağım bu hikâyede sizlerle.

Bazı zor sorulara cevap aramakla geçti çocukluğum:

Neden bu kadar yalnızım? Sorunum, onlardan farkım ne benim? Nasıl başarabilirim onlar gibi olmayı?

Olmadı, beceremedim. Yıllarca yanıtsız kaldı bu sorularım. Bir gün yalnız olmadığımı keşfettiğimde buruk bir mutluluk duydum. Benim gibi hisseden başkaları da vardı. Ancak çevremde kimse “böyle bir şeyin” olasılığından bile haberdar değildi. Yalnız olmadığımı biliyordum ama susup bekledim yılların beni yalnızlığımdan kurtaracağı günün gelmesini.

Kendimle büyük bir savaşın içindeydim diğer herkes gibi hissedebilmek için. Neler yaptıklarını, nasıl oyunlar oynadıklarını, kimlerle ilişkiler kurduklarını izledim. Taklit etmeye çalıştım onları ama yine olmadı. Okul bahçesinde futbol değil voleybol oynamak istiyordum sadece. Hep utandım bunu yaparken. Tek başıma kızlarla oynarken fısıltılar duyuyordum sanki. Diğerleri gibi olma savaşımı kaybettiğimi söylüyordu bu fısıltılar. Bu yüzden yalnız başıma oturmayı seçtim birçok gün. Yalnızlığın beni daha çok mutlu ettiğini düşünürdüm mesela. Fakat artık biliyorum ki yalnızlığı sevsem de öyle bir yalnızlık değil beni mutlu eden.

Üniversite Yılları

Üniversitede Sosyal Hizmet okumaya başladığımda hem yeni bir keşif hem de yeni bir özgürleşme alanı bulmuştum kendim için. İlk kez gerçekten yakın hissettiğim arkadaşlarım oluyordu. Beni henüz tam olarak tanımıyorlardı ama ben kendimi tanıyor muydum ki? Burada ilk kez utanmadan LGBTİ+ hakkında konuşulabildiğini görmüştüm. Arkadaşlarım sayesinde herkesin LGBTİ+’ları yok saymadığını ve aslında bunun olağan bir durum olduğunu anlamaya başlamıştım. Alan dersimiz kapsamında LGBTİ+ çalışmalarını anlatmak için Kaos GL’den gelmişlerdi bir gün. O günü iple çekip, o gün geldiğinde heyecanla dinlemiştim onları. Tüm heyecanım içimdeydi tabii. Oturuşumu ufacık değiştirsem tüm sınıf beni anlayacak diye korkuyordum. Sınıftan birkaç kişi homofobik sözler söylemişti o gün gelenlere. Ben daha da donmuş, oturduğum sandalyede yok olmak istemiştim. O gün sosyal hizmetin de tamamen güvenli bir liman olmadığını anladım. Ayrıca çizdiğim yolda kim olmayacağıma ve kimleri yanıma alıp kimleri almayacağıma karar vermiştim o gün.

Kendim gibi kişileri daha çok görüp, onlarla daha çok vakit geçirmeye başlamıştım bu keşifte. Bir gün kendini tamamen kabul etmiş ve çevresindeki herkese açık biriyle tanıştım. Fantastik bir kapıydı bu kişi benim için. Şaşkınlıkla dinlemiştim kendisiyle savaşmayışını. Belki de o gün açmama yardımcı olduğu o kapı sayesinde, içimde yaşadığım zor zamanları arkadaşlarımla paylaşma ve birlikte bu savaşı barışa döndürebilme cesaretini gösterdim.

İlk Açılma

Üniversitede ilk senemin sonlarında, bir bahar günü artık hazırdım dışarıda birine ilk açılmamı yaşamaya. Bu büyük sırrı paylaştığımda hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı ve reddetmeye çalıştığım içimdeki bu savaşın gerçekliğini ortaya koyacaktım. Artık hazırdım buna. Başka türlüsünün olmadığını, çocukluğumdan beri çabalamış olsam da diğerleri gibi olamayacağımı kabullenmiştim. Böyle bir vazgeçiş kurtardı aslında beni içimdeki büyük savaştan. Arkadaşımın olumlu yaklaşımı ve yanımda olduğunu hissettiren tavrı sayesinde, dünyamın en büyük savaşında tek başıma değildim artık.

Ertesi gün Kaos GL’nin kapısını çaldık arkadaşımla. Bir nedeni olmadan, sadece konuşabilmek için. Oradan çok daha dolu, çok daha güçlü çıktım. Artık yalnız değildim ve zor zamanlarda çalabileceğim bir kapının olduğunu biliyordum. Zamanla sosyal hizmet okurken de bunları öğrendim hep. “Çevresi içinde birey” diyorlardı buna. Yani bir değişim ve güçlenme için sadece kişiyi değil çevresini de değiştirmenin önemi vurgulanıyordu. Ben zaten bunu birinci elden deneyimleyerek öğrenmiştim. Bugün bunun farkında olarak yapıyorum ne yapıyorsam. Yalnız olmadığını hissetmek denen bir şey var ve bütün LGBTİ+’ların bu hisle yaşamasını istiyorum.

Sosyal Hizmet Uzmanı Olarak Bakmak

Sonraki yıllarda okulda öğrendiğim her yeni bilgiyi önce kendimde düşündüm. Sosyal hizmetin olumlu dönüşümü amaçladığı, destek sunabileceği gruplarda buluyordum sürekli kendimi. Herkesin biricik, birbirinden farklı ve değerli olduğu söyleniyordu. Evet farklıydım ve bu farklarla değerliydim. Çevremdeki LGBTİ+’ların da hepsi farklıydı birbirinden. Bizi bağlayan görünmez bir bağ dışında hepimiz kendi dünyalarımızda yaşıyorduk. Benzer zor zamanlardan geçiyorduk bazen. Çocukluğumuzda benzer savaşlar veriyorduk. Fakat nihayetinde aynı kalmıyorduk hiçbirimiz. Bu farkları keşfettikçe anlıyordum tekrar ne kadar biricik ve değerli olduğumuzu. Bazı savaşlardan yara alsak da birlikte bu yarayı iyileştirmek için çabalıyorduk tüm renklerimizle.

Güçlenmek. Hem çok zor hem de çok kolaymış gibi. Bunca zor zamandan sonra yenilmiş hissediyordum bazen. Artık savaşacak gücüm kalmamış gibiydi. Böyle zamanlarda bu güçsüzlüğümle de kendimi kabul etmeye çalıştım. Bunu kabul edebilmekti bazen güçlü yanım. Evet hayatın içi güçlüklerle doluydu ve sürekli çok daha zorları geliyordu. Böyle zamanlarda bir durup neler yapabileceğimi düşünmekti bazense güçlü yanım. Bunun da üstesinden gelebilir ya da buna da yenilebilirdim. Bunu kabul ederek ve her sonucun etkilerinin günün birinde geçeceğine inanarak güç buldum. Ne olursa olsun bir yolu bulunuyordu ve hayat bir şekilde devam ediyordu. Her devam edişte tutunabilecek dallar bulabilmekti önemli olan. Hayata tutunmamı en çok sağlayan zamanla kurduğum seçilmiş ailemdi böyle zamanlarda. Bana güç veriyordu onların hayatıma kattıkları. Bir diğer güç verense göremediğim bir bağ ile bağlı olduğum LGBTİ+’ların varlığını bilmekti. Birbirimizi tanımasak da gerektiğinde birbirimizin yanında olabileceğimize olan inancım tutunabilecek dallar uzatıyordu bana.

Kendimle verdiğim bunca savaştan sonra karar verdim. Benim yaşadığım savaşı yaşayan LGBTİ+’ların savaşında da yerimi alacaktım. Güvenli alanlar yaratabilmek ve yargılanmadan hizmet alabilecekleri sistemler oluşturabilmek için çabalayacaktım. Ben nelere ihtiyaç duyduysam oradan yola çıkarak amaçlarımı belirleyecektim. Sosyal hizmetin heteronormatif ve ikili cinsiyete göre kurulmuş düzeni içinde kendime bir alan açacak ve buradan diğer alanlarında değişim için çabalayacaktım.

17 Mayıs Derneği’nden Bakmak

Böyle bir hikâyenin sonunda tanıştım 17 Mayıs Derneği’yle. Kurulmakta olan Psiko-Sosyal ve Hukuki Destek Programına başvurdum ve kabul edildim. İçinde bulunduğum onca zor zamana inat bir ışık yaktı hayatımda. Gerçekten istediğim yerde, gerçekten istediğim işi yapabilecektim. Şu an 17 Mayıs’ta altıncı ayımdayım ve bir gün bile pişmanlık duymadım burada olduğum için. Yaptığın işin bir yerlerde birilerinin zor zamanlarına dokunabildiğini bilmek eşsiz bir his…

Hak temelli bir meslek olan sosyal hizmeti burada uygularken LGBTİ+’ların güçlenmesi odak noktamda hep. İhtiyaç duyulan konularda yapabileceğimiz neler varsa yapmak için çaba gösteriyorum. Güçlenmenin yanı sıra kişilerin daha özgür hissetmeleri ve sosyal destek alabilecekleri kişilere ulaşabilmeleri önemli benim için. Ayrıca belki de LGBTİ+ kimliğini ilk kez birileriyle paylaşan kişilere güvenli ve gizliliklerini koruyan bir alan yaratıyor olmak çok değerli. Hem kendimize hem de aile ve çevreye açılma süreçlerinde destek sunmaya çalışıyorum. Bunlarla birlikte askerlik muafiyeti, cinsiyet uyum süreci, sosyal hizmet kurumlarına başvuru gibi konularda da danışmanlık hizmeti vermeye çalışıyorum. Bunların en temelinde ise sorun yaşadığımız konularda yalnız olmadığımızı hissettirmek adına çaba gösteriyorum.

Burada da zor zamanlarım oluyor. Bütün başvurulara çözüm bulmak mümkün olmuyor ne yazık ki. Bu işi yaparken en çok zorlayan kısımlardan biri bu benim için. Maalesef içinde yaşadığımız sistemlerde bazı sorunlar çözümsüz kalıyor. Bunları kabul etmek ve yapabileceğim bir şey olmadığını söylemek işimin en zor kısmı benim için. Böyle çözümsüz kaldığım zamanlarda yalnız olmadığımızı hissettirmek, farklı çözüm yolları aramak ve bu yolları birlikte denemek için orada olduğumu hissettirmeye çalışabiliyorum sadece. Yeterli olamadığımın farkında olarak ve yapabileceklerimin bunlarla sınırlı olduğunu kabul ederek aşmaya çalışıyorum böylesi zor zamanları.

Sosyal hizmet alanında LGBTİ+’lara daha çok yer açılması çok önemli. Çünkü birbirimizden çok farklı kişiler olarak çok farklı da ihtiyaçlarımız oluyor. Bu yüzden hayatın birçok yerinde var olduğumuz gibi sosyal hizmetin de hizmet sunduğu noktada yer alabiliyoruz. Bu sebeple kapsayıcı ve kendimizi rahatça ifade edebildiğimiz bir hizmet ortamı yaratmak çok önemli.

LGBTİ+’lar olarak birbirimizle dayanışma bağlarımızı güçlendirdiğimiz ve zor zamanlarımızın ortaklıklarını fark ederek birbirimizin yanında durduğumuz günlerin farkında olmak kıymetli. Dayanışmanın gücüyle nice zor zamanları aşma ve içimizde savaş vermek zorunda olmadığımız çocukluklarımızın olması umuduyla…

Kaos GL dergisine ulaşın

Bu yazı ilk olarak Kaos GL dergisinin Zor Zamanlar dosya konulu 179. sayısında yayınlanmıştır. Dergiye kitapçılardan veya Notebene Yayınları’nın sitesinden ulaşabilirsiniz. Online aboneler dergi sitesinden dergiyi okuyabilir.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

 


Etiketler: yaşam, eğitim, sosyal hizmet
İstihdam