07/09/2006 | Yazar: Ali Erol

"’Meğer Muzır Değilmişiz!’ metninde de okuduğunuz gibi Türkiye’nin tek lezbiyen ve gey dergisinin artık Başbakanlık ile bir hukuk mücadelesi başlatmasına gerek kalmadı. Şüphesiz ki bu, sevindirici bir haber oldu. Bununla birlikte biz eşcinseller sanki bu toplumun eşit birer parçası olmayı hak etmiyormuşuz gibi bizi yadsıyan ya da ayrımcılığa maruz bırakan zihniyet birden ortadan kalkmayacak. ‘Özgür Kaos GL’ kampanyamızın hukuki ayağının maddi temeli fiilen ortadan kalksa da eşcinseller olarak eşitlik ve adalet talebimiz devam ediyor. Hayatın her alanında lezbiyen ve geylere yönelik ayrımcılık son bulana kadar..." Ali Erol’un yorumu.

"'Meğer Muzır Değilmişiz!' metninde de okuduğunuz gibi Türkiye’nin tek lezbiyen ve gey dergisinin artık Başbakanlık ile bir hukuk mücadelesi başlatmasına gerek kalmadı. Şüphesiz ki bu, sevindirici bir haber oldu. Bununla birlikte biz eşcinseller sanki bu toplumun eşit birer parçası olmayı hak etmiyormuşuz gibi bizi yadsıyan ya da ayrımcılığa maruz bırakan zihniyet birden ortadan kalkmayacak. “Özgür Kaos GL” kampanyamızın hukuki ayağının maddi temeli fiilen ortadan kalksa da eşcinseller olarak eşitlik ve adalet talebimiz devam ediyor. Hayatın her alanında lezbiyen ve geylere yönelik ayrımcılık son bulana kadar..." Ali Erol'un yorumu.



“KAOS GL Dergisi aynı adlı grup tarafından Eylül 1994’ten bu yana düzenli olarak yayınlanıyor. Kasım 1999’a kadar underground koşullarda yayınlanan dergi, aynı tarihte Emniyet Basın Bürosuna bağlı devletin resmi güçlerince uyarıldı. Bu tarihte dergi, devletin ilgili kurumuna kaydoldu ve Aralık 1999’dan bu yana da yasal lezbiyen ve gey dergisi olarak yayınlanmakta. Tam da sorun bundan sonra başladı. Basın Savcılığı derginin sorumluları olarak kabul ettiği Ali Özbaş ile Ali Erol’a dava açtı. Aynı şekilde dergiyi basan matbaaya da dava açıldı. Gerekçe ise derginin kopyalarını Basın Savcılığı ile T.C. Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’na göndermemek. Özbaş ile Erol mahkemeye çıktıkları halde mahkeme matbaa sorumlusuna ulaşamadığından dava sürüncemede kaldı ve henüz nihai karar verilmedi. İkinci sorun ise dergi yasal olarak yayınlanmaya başladıktan sonra “küçüklere zararlı” olduğuna karar verildi. Karar T.C. Resmi Gazete’de yayınlandı ve tarafımıza bildirildi. Başbakanlığa bağlı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun verdiği bu kararla dergi 18 yaşın altındakilere satılamadığı gibi aynı yasal zorunluluktan dolayı kitapçılarda da kapalı zarf içinde (“poşet”) satılabiliyor.

Şüphesiz ki eşcinsellik ile “küçüklerin manevi gelişimi” arasında olumsuz bir bağın kurulması KAOS GL Grubu üyelerince kabul edilmiyor. KAOS GL Grubunu oluşturan gey ve lezbiyenlerin, yıllar önce bir araya geliş gerekçelerinden biri de topluma, eşcinselliğin sadece cinsellikten, cinselliğin de sadece pornografiden ibaret olmadığını anlatmaktı. Türkiye’de eşcinsellik yasalarda “suç” ya da “hastalık” olarak görülmediği halde devletin bir bürokratik kurumu kendi alanından hareketle eşcinselliği baskılayabiliyor.

Söz konusu dergi ile Türkiye’de gey ve lezbiyen harekete damgasını vurmuş olan grup önümüzdeki süreç için bir “poşetten çıkma” kampanyası planlıyor. Çünkü zamanı geldi artık!

Grubun üyelerinin çoğu son iki yılda kamusal alanda fiziken görünür olmaya başladılar. Büyük sorumluluk üstlenip ve tüm riskleri göze alarak, Türkiye’de bir ilki daha gerçekleştirip yasal derginin merkezini gey ve lezbiyen kültür merkezi olarak organize ettiler. Öğrenci olan üyelerin pek çoğu kampüslerde gey ve lezbiyen kimlikleri ile ortaya çıktı. 1 Mayıs gibi büyük toplumsal mitinglere KAOS GL pankartı ve gökkuşağı bayrakları ile katıldılar. Tüm bu gelişmeler yazılı ve görsel medyada geniş ve pozitif şekilde yer buldu. Kültür Merkezinde pek çok akademisyen panel, söyleşi ve seminere katıldı. Özellikle Kültür Merkezi açıldıktan sonra grupla iletişime geçen üniversite öğrencilerince aids’ten gey ve lezbiyenlerin kamusal alanda görünürlüğüne kadar çeşitli konularda pek çok dönem ödevi ve bitirme tezi gerçekleştirildi.

Kampanyanın hukuki boyutu için grubun artık gönüllü bir avukatı var. Kampanyanın kamuoyu oluşturma boyutunda ise grup, iki konuyu tartışmaya açmayı planlıyor. Bunlardan ilki eşcinselliğin pornografik olduğu iddiası. İkincisi ise gey ve lezbiyenlerin kültürel, toplumsal ve politik çerçevedeki duygu ve düşünceleriyle şekillenen KAOS GL Dergisinin Başbakanlıkça “muzır” kararıyla damgalanması. Türkçe’de “küçüklere zararlı” anlamına gelen bu kararla bir gey ve lezbiyen araştırmaları dergisi olan KAOS GL, pornografik yayın grubuna sokulmuş oluyor.

Türkiye’de gey ve lezbiyenlerin yavaş yavaş da olsa “dolaplar”dan çıkıp kampüslerde ve mitinglerde “gerçeğiz, gey ve lezbiyeniz, burdayız” diye bağırırken, aynı insanların duygu ve düşüncelerinden oluşan KAOS GL Dergisinin “kapalı zarfta” satılması çelişkisinin kampanya ile ortadan kaldırılıp kaldırılamayacağını önümüzdeki aylarda hep birlikte göreceğiz.”

Kaynak: Kaos GL, Eylül-Ekim 2002, Sayı 12


Etiketler: insan hakları
nefret