01/02/2011 | Yazar: Sarphan Uzunoğlu

Bildiğiniz üzere AKP Hükümeti, “Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu Kanun Tasarısı Taslağı”ndan “cinsel kimlik” (cinsel yönelim ve cinsiye

Bildiğiniz üzere AKP Hükümeti, “Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu Kanun Tasarısı Taslağı”ndan “cinsel kimlik” (cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği) ibaresini çıkardı. Bu da demek oluyor ki artık LGBT'ler ayrımcılığa uğradığında bu devletin umurunda olmayacak. Edinilen hakların muhafazakârlarca böyle derin bir ittifakla yok edilmesine ses çıkarmayacak mıyız?

Bütün dünya totaliter modernistlerin yıkılışını izlerken totaliter kapitalist muhafazakârların  ülkemizde böylesine güçlü olmasının acı sonuçlarından birini daha tecrübe ediyoruz. Erzurum'da kültürümüzde yok diyerek Türkiyeli oyuncuların odalarına kondom koydurmayan bir zihniyetin elbette bir lezbiyeni, geyi korumasını bekleyemezdik. Onlar ki, Sultan Süleyman'ın sevişmesine karşıydılar, elbette bize de karışacaklar, hayatımızın bir yerine çomak sokacaklardı.
 
Demokratik açılım kapsamında düzenlenecek bir kanunun içinden cinsel yönelim gibi nicel açıdan da nitel açıdan da çok ciddi önem arz eden bir grubu (ki bu konuda önem hiyerarşisi oluşturmak sonuna dek yanlıştır) yok saymak, şarampole yuvarlamak tam da Hilal Kaplan gibi sahte demokratların küfür saça saça savundukları AK PAK partilere yakışırdı.
 
Elbette durum AKP-CHP çatışmasında ele alınırsa daha acıklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Bursa'da transseksüellerin "bizi AKP'den kurtarın, bizi öldürecekler" sözlerini duymazdan gelen Kılıçdaroğlu'ndan çözüm alternatifi olarak bahsetmeye gerek yok. Çözüm alternatifi bizleriz. İktidarın alternatifi halktır, insanlardır.
 
Hakları, var oluşları ellerinden alınanlar, sokaklara çıkmaları o ya da bu şekilde engellenenler, istedikleri daireleri kiralayamayanlar, saklananlar, annelerinin babalarının cenazelerinden önce yüzlerini görmemeleri sağlananlar, kaybedilenler, yok edilenler olarak alternatif biziz.
 
Demokratik açılımda Kürtlere, Ermenilere, Kadınlara, LGBT'lere resmen "kazık atan" Hükümet'in demokratlığının ne denli pespaye ve acınası olduğu ortada. Memleketin dört bir yanından çıkan o toplu mezarlardaki çocuklarla aramızdaki tek farkın henüz "tamamen" öldürülmemiş olduğumuz gerçeğini kafamızdan atmamamız şart.

Devlet korumayı reddettiği herkesin düşmanıdır. Dersim'den, Diyarbakır zindanlarından ve tarihin tüm unutulmuş meydanlarından alınan ders budur. Jóhanna Sigurðardóttir kendi ülkesinde (İzlanda) iktidara geleli iki yıl oldu bugün. İzlanda'da eşcinsellerin evlenebilmesine olanak tanıyan yasanın parlamentodan geçmesinden sonra da evlenme hakkını kullanarak bir toprağı yaşanabilir kılanın insanını kucaklayışı olduğunu hepimize gösterdi.
 
Şimdi bakıyorum da "Batının ahlâksızlığı", "Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, ya satılıktır ya kiralık" diyenlerin iktidarında bize direnmekten başka bir şey kalmıyor.
 
Ya direneceğiz, ya boyun eğeceğiz.
 
Barikatta olmaya var mısınız?
 

Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam