18/07/2022 | Yazar: Şeyda Nur Yıldırım
karadeniz, seyircinin performans alanının etrafını çevrelemesine, hatta alana doğrudan müdahale etmesine izin veren ve queer bir izleme deneyimi sunan bir yapıya sahip.
Fotoğraf: Spyros Rennt
Koreografi, konsept ve uygulaması caner teker’e ait olan karadeniz, Münih Halk Tiyatrosu’nun düzenlediği Radikal Jung [Radikal Genç] festivalinde “Prize der Welcome Class” ödülüne layık görüldü.
karadeniz, caner teker’in kimlik, emek ve göç temalarını işleyen üç kişilik otobiyografik performansı. Performans ilk defa 10 Eylül 2021’de Düsseldorf’taki tanzhaus nrw’de seyirciyle buluşmuş. teker, Ewa Dziarnowska ve Billy Morgan ile birlikte queerleştirmeyi bir yöntem olarak kullanarak ailesinin 1968 yılında Türkiye’den Almanya’ya konuk işçi olarak göçmeden önceki köklerini, Karadeniz’i, yeniden keşfediyor. Evlilik pratiklerini performans ve ritüel olarak ele alan karadeniz, çoksesli ve çok bedenli bir Türkiye panoraması çizerken hem bölgeler hem de Türkiye ve diasporaları arasındaki sınırları makbul bedenlere meydan okuyarak bulanıklaştırıyor.
karadeniz, 1-2 Temmuz tarihlerinde Münih Halk Tiyatrosu’nun düzenlediği Radikal Jung [Radikal Genç] festivalinde tekrardan seyirciyle buluştu. Gösteri, fuayede bekleyen izleyiciyi davul ve zurna ile performans mekanına davet ederek başlıyor. Performans mekanına giren seyirci, kırmızı halı ile kaplanmış, birkaç obje dışında boş bir mekanla karşılaşıyor. Bu özelliğiyle karadeniz, seyircinin performans alanının etrafını çevrelemesine, hatta alana doğrudan müdahale etmesine izin veren ve queer bir izleme deneyimi sunan bir yapıya sahip. Gösteri sırasında dönüştürülerek icra edilen danslar arasında misket, halay, horon, semah ve zeybek ön plana çıkarken kemençe, tulum, darbuka, davul ve zurna gibi yöresel müzik aletleri yer yer gittikçe yükselen bir tekno müzikle bir arada kullanılıyor.
Açılıştan sonra performans, teker’in tavana asılmış bir ayna karşısında kafasını özenli bir şekilde tıraş ederek “düğüne” hazırlanması ile devam ediyor. Bu uzun sekans, teker’in tıraştan hemen sonra kendisine bir hormon iğnesi vurmasıyla sonlanıyor. Bir arada kullanılan kolonya şişesi ve hormon iğnesi ile karadeniz, sadece Türkiye’deki heteronormatif evlilik pratiklerini eleştirmiyor, aynı zamanda evrensel bir soruna, queer bedenler için elzem sağlık politikalarına, işaret ediyor.
Gösterinin son bölümünde koreografinin çok katmanlılığı doruk noktasına ulaşıyor. Projeksiyon ile yansıtılan kırmızı çay yaprağı performans alanında gezinirken teker kırmızı bir tulum çalıyor ve Dziarnowska ve Morgan gösteri boyunca tekrarlanan alından öpme ve ardından güreşme hareketlerini sürdürüyorlar. teker tulumu performans alanının ortasında bacakları arasına alarak sustururken dakikalarca güreşen Dziarnowska ve Morgan’ın son öpücüğüyle sahne kararıyor. İcracının bacakları arasında sesi kesilen tulum hem başkaldırı hem de bir boyun eğiş olarak okunabilir. Bu esnek anlatı biçimiyle, teker, queerleştirmeyi bir yöntem olarak gösterinin her anına işliyor ve diasporada queer bir Karadeniz’i yeniden inşa ediyor.
PARASITES PROJESİ
Konsept/ uygulama/ koreografi caner teker
Performans Ewa Dziarnowska, Billy Morgan
Sanatsal Prodüksiyon / Dramaturjik Prodüksiyon Sofie Luckhardt
Müzik Uygulama LABOR (Farahnaz Hatam, Colin Hacklander)
Müzisyenler Ali Hasan, Emrah Oğuztürk, Deniz Mahir Kartal
Dramaturji / Metin Lou Drago
Dış Göz Göksu Kunak, Black Joy, Ahmet Öğüt
Tasarım Billy Lobos
Kostüm Olivia Ballard
Oda / Set Katharina Pia Schütz
Işık Uygulama Max Wegner
Etiketler: kültür sanat