25/10/2013 | Yazar: Murat Renay

İki erkeğin öpüşmesi ‘genel ahlak ve tv yayıncılık kurallarınıza aykırı’ iken, iki kadının öpüşmesini lezbiyen ilişki size haz verdiği için mi sansürlemediniz? Kadın ve erkek eşcinseller arasındaki sansür mevzuatı farklı mı?

Sansürcü Digiturk’ün yeni vukuatı: Eşcinsellerin öpüşme sahnelerini kesmek!
 
Sevgili Digiturk,
Google’da “censorship in pay tv” yani “paralı tv platformlarında sansür” diye arama yaptım. Konuyla ilgili bir makale bulamadım. Yani var olan makalelerin hiçbiri para ödenen bir platformdaki sansürden bahsetmiyor. Zira zaten bu iki konsept birbirine tezat. Para ödediğin bir platformda sansür olmaz, olamaz. Ben istediğim şeyleri izlemek için para ödemişim. Sen neyi kimden esirgiyorsun? Burası Samanyolu Tv mi? TRT mi? Neden para ödüyoruz aynı kafaların ürünlerini göreceksek?
 
Elbette tematik kanallar çerçevesinde, tv platformları istemedikleri yayınları yapmak zorunda değil. Her paralı tv platformunun erotik veya porno filmler yayınladığı kanalı yok mesela. Ancak yabancı dizi yayınlamayı taahhüt ettiğin tematik kanalında yayınladığın dizileri sansürsüz yayınlayacaksın arkadaş. Bu işin başka çıkar yolu yok ki.
 
Neyden mi bahsediyorum? Elbette senin bir süredir “hassas dengeler”i korumak adına biz abonelerine yaşattığın sıkıntılar ve yaptığın terbiyesizliklerden bahsediyorum.
 
Futbol maçları sırasında Gezi protestolarının sesini kısman bu çirkin davranışların en beteriydi. En kazık fiyatlı paketlerinden biri olan Lig TV’ye her ay onlarca lira ödeyenler evlerinde stadyumun heyecanını eksik yaşadılar. Neden efendim? Çünkü Gezi protestoları maça dahil değildi. Lig TV paketinde bu yoktu. Ne münasebet kardeşim? Sen ne hakla o yayının sesini kısıyorsun. O yayına para veren biziz, hatta belki orada bu protestoları yapan da. Sen bu sesi kısmaya nasıl karar verdin ey Digiturk?
 
Daha bu ahmakça ve durumdan vazife çıkaran kraldan çok kralcı davranışın etkisi geçmemişken bu kez, 22 Ekim 2013 Salı akşamı Dizimax Drama HD kanalında yayınladığın ve Amerika’dan 24 saat sonra yayına vermekle övündüğün Revenge (İntikam) dizisinde iki erkek eşcinselin öpüşme sahnesini makasladın. Hem de dizinin en büyük sürprizlerinden biri olan bu önemli gelişmeyi hoyratça kesmenin umursamazlığıyla. (Sen diziyi kuşa çeviriyorsan, 24 saat sonra yayınlasan kaç yazar? Açar internetten izlerim bu diziyi ben zaten)
 
Hemen senin Twitter adresin @digiturkdestek’e yazıp konuyla ilgili bilgi almak istedim. Elbette bana cevap vermedin. Sonraki saatler içinde yazdığım diğer 4 tweetimi de görmezden geldin. Digiturk Destek hesabın o sırada diğer abonelerine “kablonuzu çıkarıp takın” “cihazınızı yeniden başlatın” gibi yardımlar sağlıyordu. Herhalde konu “eşcinseller” olunca, dersine çalışmamış olan Digiturk Destek hesabın bana “konuyu araştırıyoruz” gibi bir cevap bile vermeyi çok gördü.
 
Ben “gey olsam da” size her ay onlarca lira parayı vermiyor muyum ve bu konuda bir cevabı hak etmiyor muyum ey Digiturk? Sen nasıl olur da bana (bize) cevap bile vermeye tenezzül etmezsin? Sen kimsin? Markalar cinsel yönelim ayrımı yapabilir mi?
 
Size her ay onlarca lirayı, benim kendi tercihimle izlediğim dizileri kesmeniz için mi ödüyorum? İki erkeğin öpüşmesi “genel ahlak ve tv yayıncılık kurallarınıza aykırı” iken, iki kadının öpüşmesini (Bkz. aynı kanalda yayınlanan Orange Is The New Black dizisi) lezbiyen ilişki size haz verdiği için mi sansürlemediniz? Kadın ve erkek eşcinseller arasındaki sansür mevzuatı farklı mı?
 
Cevap olarak bana RTÜK, MTÜK de deme Digiturk! Gerekirse RTÜK’e davalar aç, insan hakları mahkemesine başvur ama dünya üzerinde hiçbir yerde olmayan bu uygulamanın korkaklığının ve sana ödenen paraların hakkını veremeyen basiretsizliğinin sonucu olduğunu unutma. Gerekirse RTÜK’ü, yapacağın baskı ile PAY TV’lere uygulanan bu denetime karşı daha yumuşak olmaya zorlayabilirsin.
 
Yıl 2013, Haziran ayı boyunca her yerde LGBT’lerin ve destekçilerinin “Nerdesin Aşkım?” sesleri yankılandı Digiturk, senden gey porno oynatmanı istemedik, her hafta izlediğimiz bir dizideki kıçı kırık bir öpüşme sahnesini sansürlememeni istiyoruz. Bu da en doğal hakkımız. Sana para ödüyoruz hani o yüzden?
Digiturk, nerdesin aşkım? Senin kafan nerede?
 
Paranla rezil olmak herhalde böyle bir şey. Senin faşizmin, hetero-gay ayırmadan, gerek maçlarda gerekse eşcinsellerin olduğu dizilerde elinden geleni arkana koymuyorsa madem, bizlere de enayi yerine konmadan Digiturk’le bağları  koparmak düşer. Ne de olsa bu dijital platformu var eden devlet veya hükümet değil bizim her ay bayıldığımız paralar değil mi? Biz olmasak sadece hükümet erkanına mı yayın yapacaksın Digiturk?
 
13 yıldır sana ödediğim bunca paraya karşılık bana bu muameleyi reva gördüğün için Digiturk’ümü iptal ediyorum. Benimle aynı fikirde olan bütün arkadaşlarıma da aynısını yapmalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Ödediğim para bana hizmet olarak geri dönmüyorsa ne işim var orada? Hele de bana cevap vermeye bile tenezzül etmiyorsan?
 
Müşterilerine saygı duymayan bir kurum her zaman bitmeye mahkûmdur. Senin de bu kafayla devam edersen o kara günleri görmen dileğiyle!

Etiketler: medya
İstihdam