20/04/2010 | Yazar: Can Dündar

“Değerli katılımcılar,  Öncelikle İtalyan

“Değerli katılımcılar,  Öncelikle İtalyan meslektaşıma ve beraberindeki heyete ‘Türkiye’ye hoş geldiniz’ demek istiyorum.”

“Ben konuşmaya başladım, utanmadan hala bu kadının fotoğrafını çekip duruyorlar. ‘Dünyanın en seksi bakanı’ymış. Hıh! Dikkat çekmek için ben de soyunup şov kızı mı olmalıydım? Neyse ki bizim Başbakan’ın bakan seçmek için farklı kıstasları var.”

* * *

“21’inci yüzyılda demokrasiden bahsediyorsak mutlaka toplumsal cinsiyet eşitliğine değinmemiz gerekir.
Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, insan hakları ve demokrasi için ciddi bir engeldir.”
“Şu cinsiyet meselesine hiç girmese miydim? Gerçi ben ayrım yapmıyorum ki, kadın-erkek ayırmadan bütün eşcinsellerin hasta olduğunu söylüyorum. O anlamda eşitlikçi sayılırım.
“Şu arkada oturanlar ters ters bakıyor. Hasta olmasın onlar? Aaaa evet, hasta gibiler valla; bi münasebetsizlik yapmasalar bari elin bakanının yanında...”

* * *

“Kadınlara yönelik şiddetle mücadele, bugün öncelikli devlet politikamız haline gelmiştir.”
“Eyvahhh!! İşte açtılar pankartları... Ne yazıyor bakiym: ‘Nefret etme, eşcinsellerden özür dile’... Ay ‘Hasta bunlar’ diyordum da inanmıyorlardı. Sağlıklı insanın yapacağı iş mi şu? Hastasınız işte... Her halinizden belli...
“Neyse, ben aldırmadan okumaya devam edeyim.
“ Amma da çoklarmış. Bütün salon hasta sanki... Nasıl da bağırıyorlar. Niye girişmiyor ki şunlara benim korumalar?..”

* * *

“Yasalarımızda suç sayılan kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için, toplumsal anlayış ve davranış biçimlerimizin gözden geçirilerek sorgulanması ve değiştirilmesi gerekmektedir. Kadına yönelik şiddet vuku bulduğunda ilk başvuru yerleri olan kolluk kuvvetleri, sağlık personeli, yargı mensuplarına yönelik bilinçlendirme eğitimleri düzenledik.”

“Hah şöyle! Toplayın, vurun, alın ellerindeki pankartları... Atın hepsini dışarı! Hastaneye götürün bunları... Gerçi ben şu ‘şiddete karşı bilinçlendirme eğitimi’ konusunu bitirdikten sonra dövseler daha iyi olacaktı ya neyse... Bu, ‘aile içi şiddet’ sayılmaz; ‘hastanın ıslahı’na girer.
“Amma da çoklarmış. Hastalık salgına mı dönüştü ne? Bulaşıcı olmasa bari... Bir saattir aynı salondayız.”

* * *

“Toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışını tüm programlara yerleştirdik. Başbakanlık genelgesi ile kamu personel alımında cinsiyet ayrımı yapılmaması kesin hükme bağlanmıştır.”
“Oh olsun! İyi dövdüler hastaları! İtalyan’ın görmesi iyi olmadı, ama ne yapalım! Hoş o da biraz hasta gibi... Soyunmuş moyunmuş... Zührevi mi ne?

Şimdi soracaklar konuşma bitince... Neyse ben yine ‘Yorum yok’ diyeyim. Bizim Konya milletvekili karısını dövdüğünde ‘Dayak özel hayata girer, biz karışamayız’ dememiş miydim? Biz öyle soyunarak bakan olmadık. Üstelerlerse yine öyle derim.
Üff! Vallahi bu gidişle hasta edecek bunlar beni...

Ne diyordum? Hah:”
“Çağımızda kadına şiddet ve cinsel ayrımcılık asla kabul edilemez.”


Etiketler: yaşam
İstihdam