10/04/2023 | Yazar: Miran Koçkır
Bizim dostumuz, tarihimiz, kaderimizdi aynı zamanda. Kendi kaderimizi de bu yüzden omuzlarımıza sırtlamıştık. Onu sürgüne iten, yok sayan, her gün hakaretler edenlerin karşısına tekrar dikilmesi hepimize güç veriyordu. Hem de Süleyman Soylu’nun aday olduğu İstanbul 2. bölgeden adaydı.
9 Nisan’da Türkiye İşçi Partisi’nin aday tanıtım toplantısına giderken içimde anlatamayacağım büyük bir heyecan vardı. On yıldır siyasetin içerisinde LGBTİ+ görünürlüğünü sağlamak ve daha özgür bir dünyada mücadele ederken, Türkiye LGBTİ+ hareketi tarihinde önemli bir ana şahit olacağımın bilinciyle gidiyordum. Şişli Lütfü Kırdar Toplantı Salonuna vardığımda gördüğüm kalabalık ve heyecan beni kat be kat daha da yükseltti. Uzun bir zaman sonra gördüğüm dostlarım, LGBTİ+ harekette mücadele veren birçok kişi ve Esmeray’dan gözlerimi alamadım.
TİP’e karşı mesafeli durduğunu bildiğim birçok aktivist de gelmişti. Onlarla konuşunca diğer partilerin LGBTİ+ları listelerine dahil etmemeleri ve LGBTİ+’ları ağızlarına bile almayan siyasetçilerden yılgın olduklarını söylediler. Uzunca söyleştikten sonra aday tanıtımı için salona geldik.
Salondaki heyecan muazzamdı. İnsanlar salona sığamadı büyük bir kısmı ayakta izliyordu. Salonda gökkuşağı bayrakları ve trans bayrakları dalgalanıyordu.
Adaylar salona girer girmez heyecan daha çok artmaya başladı. İlk olarak TİP’in seçim beyannamesi okundu. Alkış kıyamet kopmaya başladı. Hiçbir konu es geçilmedi, her başlıkta insanlar ayağa kalkıp alkışlıyordu.
Sonrasında Erkan Baş’ın o hepimizi derinden etkileyen ve umudu olan konuşması başladı. Tabii LGBTİ+ dilinden düşmedi. Zaten bu konuda LGBTİ+’ları diline almaktan korkmayan tek parti liderinin o olduğunu söylemek yalan olmaz herhâlde. O konuştukça umutlanıyor ve daha güçlü hissediyorduk.
Sonra sıra adayların ve sıraların ilanına geldi. Her aday açıklandıkça alkışlar kopuyordu. İsimler söyledikçe adaylar kendilerini gösteriyorlar.
Sıra Esmeray’a gelmişti. Esmeray’ın ismi söylenince alkış kıyamet koptu. Esmeray elindeki gökkuşağı bayrağını aldı ve sallamaya başladı. İnsanlar ayağa kalkıp onu alkışlamaya başlayınca bu tarihi anlara şahit olmak beni inanılmaz umutlandırdı. Uzun süredir onun adaylığı için çalışmalar yapan TİP LGBTİ+ Komisyonu olarak yaşadığımız mutluluğun ve aldığımız karşılığın bizim nezdimizdeki değerini anlatamam. Esmeray’ın yüzündeki mağrur ve gururlu bakışları sanki LGBTİ+ tarihinin yaşayan sembollerinden olmasının ağırlığı ve tarihin izlerini taşıyordu. Evet bir yol daha almıştık. Hem de büyük bir yol. Bir adım daha yaklaşıyorduk. Her geçen gün milim milim ilerlesek de bu Türkiye’deki LGBTİ+ların tarihinde çok önemli bir adımdı. Seçilme ihtimali olan bir sırada Türkiye’deki LGBTİ+ hareketinin önemli bir isminin olmasının getirdiği onur tüm LGBTİ+ hareketinin ortak bir kazanımıydı. Bu aynı zamanda omuzlarımızda büyük bir yükün de oluşmasını beraberinde getiriyordu. Çünkü Esmeray Hortum Süleyman’ın işkencelerini yaşamış, Ülker sokaktan atılmış, hayatını geçindirmek için sokaklarda midye satmış ve bir transın yaşadığı ne kadar zulüm varsa yaşamış bir kadındı. Bizim dostumuz, tarihimiz, kaderimizdi aynı zamanda. Kendi kaderimizi de bu yüzden omuzlarımıza sırtlamıştık. Onu sürgüne iten, yok sayan, her gün hakaretler edenlerin karşısına tekrar dikilmesi hepimize güç veriyordu. Hem de Süleyman Soylu’nun aday olduğu İstanbul 2. bölgeden adaydı.
Bu tarihi seçimde bu kararlılıkla tekrar bayrağımızı aldı ve diğer adaylarla sahneye çıktı. Hemen Erkan Baş’ın yanı başında dakikalarca alkışlandılar. İnadımızın gerçekten bizim irademize dönüşme vakti tam da bu vakit. LGBTİ+ tarihinin unutulmayan sözlerinden birisi aklımdan çıkmıyor artık; “Dolaplardan çıkma vakti.”
Esmeray’ın tabiriyle “başaracağız anam bacım”
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: insan hakları, kadın, kültür sanat, siyaset, tarihimizden
