23/08/2023 | Yazar: NilüVan

LGBTİ+ dostu olanlar ya da öyle olduğunu iddia edenlerden ne bekliyorum?

Dosttan ne beklenir? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Sosyal medya hayatımızın vazgeçilmez parçalarından biri oldu. Hatta yaş eşiğini de aşarak daha geniş bir yaş aralığına hitap etmeyi başardı. Duygularımızı, düşüncelerimizi ifade etmenin, anılarımızı belirli bir takipçi grubunun huzurunda kaydetmenin, sitem etmenin, yeni insanlarla tanışmanın hatta politik aktivitenin önemli bir kanalı oldu. “Klavye delikanlıları” denilerek küçümsenen sosyal medya aktivistliğine yönelik algı zamanla yerini “paylaşımı yüzünden gözaltına alındı, tutuklandı” gibi haberlerle önemsenen ve hatta talep edilen bir boyuta getirdi. Birileri gözaltına alınırken başkalarının neden bir tivit bile atmadığının hesabını sorarken de elbette yüz yüze değil sosyal medyadaki mecralardan birindeydik.

Sosyal medyada aktivizm meselesi politik mücadele açısından kafaları karıştırdı. İyi mi kötü mü? Yoksa sadece nötr bir araç mı? Burada ses duyurmak mücadele sayılır mı? Sosyal medyada ifade edilen görüşlerin “gerçek” hayatta bir karşılığı var mı? Peki neden birileri yazdığı veya başkasından direkt olarak paylaştığı gönderilerin hesabını hukuki mercîlere vermek zorunda kalıyor? Dayanışma, politik mücadele sosyal medya ile mümkün mü? Burada ifade ettiğimiz görüşlerin kaçını ailemize, akrabamıza, arkadaşlarımıza veya sokaktan herhangi birine söyleyebiliyoruz? Sosyal medyada daha cesur ancak yüz yüze iletişimde aynı durumda değilsek hangisi “gerçek” tutumumuz, hangisi “gerçek” biziz? Fikir ayrılıklarında haklarında epey bir öfke duyduğumuz o kişilerle aynı ortamda bir araya gelince sosyal medyada yaptığımız gibi aynı öfkeyle ve sloganvari laf sokmalarla mı hareket ediyoruz yoksa kibarca derdimizi mi anlatmaya çalışıyoruz? Konuya giriş sosyal medyadan oldu. Çünkü ben dostlara dayanışma eksikliğinden kaynaklı sitem ve öfkeye de sosyal medyada tanıklık ettim ve kendim de kimi zaman sert kimi zaman anlaşılmak isteyen yorumlarla dostları eleştirdim.  Eleştirdiğim insanlar LGBTİ+ fobik insanlar değillerdi ya da öyle olmadığını iddia edenlerdi. “E peki nerdesiniz?”, “hani dayanışma?” derken öfkeyle onlara bir daha güvenmeyeceğimi söyledim, kırılma noktasına geldiğimi belirttim, belki de olmayan gücümle “dostları” tehdit ettim.

Benim beklediğim dayanışma nasıl bir şey derken buralara geldim. Bir özne olarak LGBTİ+ dostu olanlar ya da öyle olduğunu iddia edenlerden ne bekliyorum? Bunların hiçbiri net cevabı olan sorular değil. Andan ana günden güne değişebilir. Ancak bu soruları anlamlı kılan şey düşünce özgürlüğünün yok olmaya tam gaz gittiği, “sen bana suçlu dedin, gel o zaman bir de dayak ye!” ülkesinde gerçekten dayanışmanın nasıl mümkün olacağı?

 

 

Dayanışmanın nasıl olacağı konusunda politik gruplar ve bireyler arasında bir ayrım yapmak isterim. Çünkü politik örgüt ve siyasi partilerden beklediğim -en azından LGBTİ+ dostu olduğunu iddia edenlerden- açık bir şekilde tehdit aldığımız bu dönemde açık bir savunu. Belirli günlerde profil fotoğraflarının rengini gökkuşağı yapmaktan daha anlamlı ve uzun vadeli bir dayanışma hali ve örgütlülük. Varlığımız ve eşitlik haklarımızı temel politik meselelerden biri olarak görerek hareket etmeleri. Öznelerin sözüne kulak vermeleri. Dayak yersek arkamızda duracak “abiler” değil, yan yana bizimle birlikte politika üretecek dostlar olmaları. Peki, bireylerden ne bekliyorum? Kimisi gerçekten hayatımda arkadaşım olarak yer alan, kimisi ise bireysel ilişki halinde olmasak da kendine LGBTİ+ dostu olmak gibi bir misyon seçmiş LGBTİ+ olmayan o insanlardan ne bekliyorum? “Benim de LGBTİ+ arkadaşlarım var” meselesini tersine çevirelim biraz.

Dostlar bizim için ne yapmalı? Ben onlardan ne bekliyorum? En kolay ifade mekânından başlayalım. Sosyal medyada ne yapsın? Burada LGBTİ+ nefreti ile yapılmış haberler ve hedef göstermeler yaygınlaşırken, sırf yürüyüş ve piknik gibi bir araya gelmeler için bile gözaltılar olurken sosyal medya bu işin neresinde? Ben açıkçası gündem edinmeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü iktidar bilse ki LGBTİ+’lar için sesini çıkaracak insan yok, yapabileceklerinin boyutunu hayal dahi etmek istemiyorum. Bilinmezlikte yaşadıklarımız kat ve kat fazlasıyla görünürlükte önümüze sunuluyor çünkü. Çünkü görünür olmaktan çok gösterilir haldeyiz. Nefret nesnesi olarak. Peki bunlar olurken sosyal medyada bir destek mesajı yayınlamak bana ne hissettiriyor? Elbette iyi ve elbette yeterli değil. Beni gerçek hayatta savunmasını istiyorum, evet. Ama düşünmeden de edemiyorum. Ya ailesi LGBTİ+ fobik ve şiddet faili olmaya yatkın insanlarsa karşılarına çıkıp kendini tehlikeye mi atsın dostum? “Gerçek” dünyada ben bile bir özne olarak evin içinde başkasını savunur gibi LGBTİ+ları savunuyorsam o beni nasıl savunsun? Beni dinleyip duygularımı mı sağaltsın?

Peki ya fobik dostları? Onlarla ne yapsın? Onları hayatından mı çıkarsın yoksa onların dönüşümü için zaman içinde emek mi versin? Hayatından fobikleri çıkarıp dursa, sadece LGBTİ+ lar ve  fobik olmayanlarla sosyalleşse bu onu benim dostum mu yapar?  Sorumluluk ve yüzleşme bu meselenin neresinde?

Politik doğrucu kelimeleri fazlasıyla bilerek öznenin önüne geçen, elimize alamadığımız bayrağı bize karşı diken “dostlar” ne olacak? Sosyal medyada en doğru politik kelimeleri kullanıp lezbiyen bir kadının cenazesinde onun yönelimiyle dalga geçen, Onur Yürüyüşü’nde benden özgüvenli yürüyen insanlar biliyorum. Ben yayınlanır da ailem görür diye süklüm püklüm tesadüfen karnaval görmüş masum köylü ayağına yatıp katılmışken, yürüyüşte dimdik duran o fobikler. En fazla “onlar da insan” derler ailelerine. Utanırlar mı sanmam? Bu yüzden sosyal medyada LGBTİ+ dostu görünüp homofobik şakalara gülen “dostlar” ne olacak? Kimlere hesap sormalıyım? Sosyalist, feminist insanlara mı? Sağcıya hesap sormayınca, solcuya daha çok öfkelenince ben de vurabildiği yere vuran biri mi oluyorum? E ama ben de solcuyum?! Ben de feministim?! Kısacası dosttan an be an ne beklenir bilemiyorum? Ama ben şahsen uzun vadede hayata bakışında benim varlığıma yer versin istiyorum. Yol uzun, dert bugün bitmeyecek. Mücadele de.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam
İstihdam