22/01/2019 | Yazar: Melika Vivian

Kafamızın içinde o kontrol ediyor bizi, o karar veriyor davranışlarımıza. Ve o kadar bulanıyor ki kafamız, başka hiçbir şeyi görmüyoruz.

Kafamızın içinde o kontrol ediyor bizi, o karar veriyor davranışlarımıza. Ve o kadar bulanıyor ki kafamız, başka hiçbir şeyi görmüyoruz.

Zaman geçtikçe ve ben büyükçe insanlara dair fikirlerim de değişiyor. Daha çok anlamaya başlıyorum, daha çok görüyorum davranışlarının ardındaki nedenleri. Bu konuda bir uzman değilim elbette ya da bende kendi kafamın içinden çıkmayı tam anlamıyla başarabilmiş değilim. Ama şunu görebiliyorum ki birçoğumuz bir illüzyonun peşinde yaşıyoruz, gerçek anlamda iletişim kuramıyoruz.

İçine doğduğumuz bu dünya birçok acıyla kaplı ve bazen neden devam etmek istediğini sorguluyor insan. İçimizdeki bu umut tohumları nereden geliyor? Mutsuzduk hani, çaresizdik? Peki ya devam etme gücünü nereden buluyoruz? Benim düşüncem şu ki: Zaten o güç içimizdeydi en başından beri, sadece biz kendimize yabancılaştık.

Kendimizi tanımadıkça, neyi severiz, ne isteriz, ne bizi üzer bilmedikçe hep bir şeyler eksik kalacaktır.

Brunna Mancuso

Burası mutsuz bir dünya çünkü çok fazla acı var ve böyle bir dünyada tamamen mutlu olmak bence zaten mümkün değil. Yani demek istiyorum ki evet mutsuzuz hepimiz biraz ve muhtemelen o mutsuzluk içimizde her zaman var olacak. Ama bununla yaşamak da mümkün. İçimizdeki o mutsuz parçayı görüp, tanıyıp, kabul etmek mümkün. Ve fark ediyorsunuz ki sonra o acı hep orada ama sızlamıyor artık.

Evet çok fazla acı var, evet çok fazla adaletsizlik var. Her saniye kan akıyor, dünyanın da canı acıyor. Ve bizim de acıyor sonra. Ve biz acımıza o kadar yabancıyız ki onu anlamadığımız için onun kölesi oluyoruz. Kafamızın içinde o kontrol ediyor bizi, o karar veriyor davranışlarımıza. Ve o kadar bulanıyor ki kafamız, başka hiçbir şeyi görmüyoruz.

İşte böyle yabancılaştık bence dünyaya, birbirimize. Ve bize benzemeyeni düşman bildik. Ve bizi kabul etmeyeni varlığımıza hak saydık, kendimize içten içe eziyet ettik. Evet onların arkasında destekleyenleri var, bizden çok daha fazla sahip oldukları güçleri var belki ama inanın ki sizin tek bir emin duruşunuz dağları sarsacak güçte olabilir.

Peki ne mi öneriyorum? Şunu; kendinizi tanıyın ve kabul edin. Olduğunuz şekilde var olmaya hakkınız var. Bütün o tuhaflıklarınızla, canavarlıklarınızla ve muhteşemliklerinizle. Kendinizi kabul ettiğinizde diğer insanları kabul etmek daha kolay olacak ve biraz daha az acıyacaktır canınız.

Dünya sizin eviniz, buradaki alanınıza sahip olma hakkınız var. Kimsenin size aksini söylemesine ya da hissettirmesine izin vermeyin.

Not: Kendini kabullenmek demek zarar verici davranışlara bahane olarak kullanılmamalıdır. Ayrıca başka insanların zararlı davranışları için de. Eğer o davranış sizdeyse değişmekten korkmayın. Yok ama eğer o davranışı başka biri yapıyorsa kendinize bir iyilik yapın ve o kişiyi tamamen hayatınızdan çıkarın.

İllüstrasyon: Brunna Mancuso

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam
İstihdam