30/04/2009 | Yazar: Kaos GL

Emine Arslan 8 yıl çalıştığı Desa Deri'den sendikalı olduğu için atıldı. Desa'nın Düzce fabrikasında 40'ı aşkın işçi de Deri İş sendikasına üye oldu ve Arslan'la aynı kaderi paylaştı.

Emine Arslan 8 yıl çalıştığı Desa Deri'den sendikalı olduğu için atıldı. Desa'nın Düzce fabrikasında 40'ı aşkın işçi de Deri İş sendikasına üye oldu ve Arslan'la aynı kaderi paylaştı. Fakat Desa işçileri teslimiyet yerine direnişi seçerek örgütlenme haklarına sahip çıktı. İşçilerin eyleminin simgesi haline gelen Emine Arslan firmanın Sefaköy'deki tesisi önünde yaklaşık 300 gündür oturma eylemi yapıyor.

Merhaba, bizlere biraz direnişinin öncesini ve şimdiki seyrini anlatır mısın?

3 Temmuz’dan beri bugün tam 280. gün sizlerin de bildiği gibi devam ediyoruz. (Desa patronu) Masaya oturdu hiçbir olumlu yanıt vermedi. Dün söylediğine bugün uymadı. Mahkeme bitti. Temyize gönderdi. Hâlâ beklemeye devam ediyoruz. En sonunda bizi Ergenekonla da karaladı. Ama karalamacaylan falan olmaz bu işler. Her zaman söylüyorum Deri İş veya diğer sendikaların tarihini araştırsın sendikalar zaten çetelere hırsızlara karşı. Biz burada bir ekmek mücadelesi veriyoruz. Hakkımızın gasp edilmemesini istiyoruz. Çünkü yıllardır benim hakkımı gasp etti O, (işveren). Şu anda da öyle. Benim haziran ayı için almam gereken maaşım duruyor. Şu anda 2009 un 4. ayındayız. Onun için biran önce gelsin bizimle masaya otursun bizim sorunumuz masada çözülür diyorum.
 
Demiş ki (Desa patronu) içeride sendika yokken huzurlu bir çalışma ortamım vardı. Huzurlu bir çalışma var mıymış yok muymuş dedim canlı yayında bir yüzleşelim. Onun huzuru vardır ama bizim başımıza koyduğu usta başıları bize huzur veriyor muydu? Nasıl çalıştırıyordu? Ne ortamda çalışıyorduk ben ona tek tek anlatayım.
 
280 gündür burada direniyorsun, çok zor günler geçirdin. Yeri geldi saldırıya uğradın yeri geldi karda kışta soğukta burada bekledin bu 280 günün sende ne değiştirdiğini hissettin? Nasılsın şimdi?

Benim dünyam çok değişti farklılaştı çünkü biz içerde hani derler ya böyle at gözlüklerini takmışız, hiç dünyadan haberimiz yok. Kafesteki bir kuş gibi hiç bir şey bilmiyorduk. Yani ne hakkımız var, dışarıda neler olup bitiyor bilmiyorduk. Çünkü iş dışında ne bir komşuya gitme ne bir sosyal ortama gitme imkânı bulamıyorduk. Onu için buraya çıkınca her şeyi öğrendim. Ayrıca kendime özgüvenim arttı. Daha cesaretlendim. İşçi emekçi haklarını tam olarak öğrendim. Hani o diyor ya bunlar terörist. Sendikaya olsun benim çevreme bana desteğe gelenlere diyor bakın bunlar terörist. Ama kimse terörist falan değil bunlar işçinin emekçinin ezilmişin yanında yer alan insanlar. Hakkını birilerine gasp ettirmeyen insanlar terörist olamaz. Ben bunu diyorum.
 
Senin eyleminin dışarıdaki etkisini nasıl değerlendiriyorsun. Örneğin ATV-Sabah’ta gazeteciler greve gitti. Röportajlarında senden ilham aldıklarını senden güç aldıklarını söylediler. Birçok yerde kadınlar eylem yapıyorlar orada senin yanında olduklarını gösteren pankartlar taşıyorlar. Senin eyleminin özellikle kadınlar için ne ifade ettiğini düşünüyorsun? Dışardan bakınca ne hissediyorsun?

Tabii ki çok gururlanıyorum. Birde bu direnişlerin birleştirilmesini istiyorum. Direnişteki arkadaşlara da diyorum ki ben tek başıma burada 280 gün durabiliyorsam arkadaşım sizler kalabalıksınız. Ama sakın zavalamayın tek yürek tek yumruk olun. İçinizden bir kişiyi sarstıkları zaman direniş kalmaz. Onun için sağlam durun diyorum. Hepsine birden bunu söylüyorum.
 
Tek yürek tek yumruk olun diyorsun bir de şimdi biliyorsun işçi sınıfı için işçi bayramı yaklaşıyor. 1 Mayıs yaklaşıyor. İşçiler tek yürek tek yumruk oluyor. Bir sene boyunca ne yaşadılarsa ne için mücadele ettilerse onun için alanlara çıkıyor. Sen bu sene 1 Mayıs’a gidecek misin?

Evet, gideceğim kısmet olursa.
 
Daha önce gitmiş miydin?

Maalesef hiç kısmet olmamıştı. Hiç gidememiştim. Ama bu sene gideceğim. Bir de şunu söylüyorum. Yıllar önce Taksim Meydanı’nda kaç kişinin öldürüldüğünü biliyorum. Neden öldürüldü bu insanlar? Ne yaptı? Suçları ne idi de öldürüldü? Orada o insanlar, işçilerin hakları için canlarını feda ettiyse bu 1 Mayıs’ın da ne kadar Taksim alanı küçülmüş olsa da orada olmasını istiyorum.
 
Onların anısına mı?

Onların anısına çünkü orada canlarını feda etmiş öldürülmüş insanlar var. Bir de 1 Mayıs bizim işçi bayramımız olmasını istiyorum. Neden yurtdışında 1 Mayıs tatil olurken Türkiye’de olmasın. 1 Mayıs’ın işçi bayramımız olmasını istiyorum.
 
Sen Emine olarak, 280 gündür direnen bir kadın işçi olarak 1 Mayıs için işçileri kadınları çağırmak üzere onlara ne dersin?

Gelin derim bu gün bizim bayramımız. Bugün yaşadıklarımızı, sorunlarımızı hep birlikte haykıralım. Yaşasın 1 Mayıs yaşasın işçi bayramı derdim.


Etiketler: yaşam
nefret