02/11/2007 | Yazar: Güneş Erdem

Homofobinin mücadele alanlarından biri olduğunu söyleyen Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) üyesi Merih Güler parti çatısı altında LGBTT örgütlenmesine başladıklarını belirtti.

Homofobinin mücadele alanlarından biri olduğunu söyleyen Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) üyesi Merih Güler parti çatısı altında LGBTT örgütlenmesine başladıklarını belirtti. Isparta’da yaşayan İranlı mülteci transeksüellerle de bağlantıya geçtiklerini söyleyen Güler, Ispartalıların muhafazakarlığına da dikkat çekti. Petek Erdem’in söyleşisi.

Parti olarak neler yapıyorsunuz?

Merih Güler: SDP Isparta’da ortalama 3–4 senedir faaliyet gösteriyor. Var olduğumuz diğer tüm yerellerde olduğu gibi kapitalist sistemin anti-demokratik tüm dayatmalarına karşı mücadele ediyoruz. Isparta da parti nüfusumuzun çoğunluğu gençlerden oluştuğundan diğer tüm sorunlarla beraber gençliği doğrudan kesen sorunlar üzerine de özenle eğilmeye çalışıyoruz. Homofobi de yoğun mücadele verdiğimiz sorunlardan biri.

Neden özellikle genç kesim?

Merih Güler: Birçok kişinin bildiği gibi Isparta Türkiye illeri arasında demokrasi açısından kendini çok geliştirememiş bir şehir. Bu yüzden buradaki oluşumumuz diğer illere göre daha geç başlamış oldu. Halkının genelinin de muhafazakar olmasından kaynaklı olarak ‘bir şeyler’ yapmak biraz daha zorlaşıyor. Zaten yaptığımız şeyler de (basın açıklamaları, eylemler, imza standları vs.) bu tür etkinliklerin bu şehirde yapılmasına alışkın olmadıklarından halk tarafından ‘marjinal’ karşılanıyor, ötekileştiriliyorsun. Hal böyle olunca kalıplaşmış fikirlerinden dolayı daha yaşlı kesime ulaşmak daha zor oluyor; ki genç dediğin kesimi kaba taslak tanımlayacak olursak ‘sistemi sorgulayan çevresiyle yaşamın farklı alanlarıyla ve kimi zaman kendisiyle çelişen/çatışan kişidir.’ Bu açıdan baktığımızda gençler bizim hayatımızda ve sonrasında kurmayı hedeflediğimiz yaşamı oluşturmakta belirleyici rol oynamaktalar.

Homofobinin mücadele alanlarınızdan biri olduğunu söylediniz. Peki, neler yaptınız?

Merih Güler: Homofobinin tanımını bir sosyalistin gözünden yapmam lazım aslında: Türkiye sosyalist hareketi içinde kadın sorununu sosyalist devrimden sonra değil devrimin öncesinde çözülmesi gerektiğini, başlı başına bir demokrasi sorunu olduğunu ilk anlatan kişilerin kurduğu bir partiyiz. Kadın sorunun çıkış sebebini üretim ilişkilerine dayalı iş bölümü ve bunun soncunda erkeğin erk olma ve bu ‘makamda’ kalma çabası, ardından kültleşen erkek egemen zihniyetin ürünü olduğunu çok açık görebiliyoruz. Bu yüzden erkek egemen sistem karşısında sıfır tavizle çok dik duruş sergiliyoruz. Bu bağlamda homofobiye gelirsek; o da erkek egemen zihniyetin ürünü. Toplumumuza baktığımızda her şeyi erkekler belirliyor; cinsiyet rollerini, kadının ‘yerini’ ve kendine hep oturacak bir taht buluyor, geriye kalanlarsa köle oluyor. Bugün cinsel yönelimleri farklı olanların da toplumsal yaşam alanlarından dışlanması, dahası yok sayılması, fiziki ve psikolojik şiddete maruz kalmasının sebebi doğrudan bu sistemdir ve biz de bu sistemle mücadele ederken, bu bağlamda yara almış herkesin yanında olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Erkek egemenliğin demokrasi ve kişilerin gerçek kimliklerini yaşaması konusunda büyük bir engel olduğunu ve bu engel ortadan kalkmadan bu topraklarda insanca yaşanamayacağının farkındayız.

Isparta’da verdiğiniz büyük destek sayesinde bir oluşum çabasına başlandı. Bu süreci anlatır mısınız?

Merih Güler: Bu sene Barışarock’ta Genç-Sen’in (Öğrenci Gençlik Sendikası) standını açmıştık. Bildiğin gibi birçok farklı oluşumun kendini tanıttığı stantların açıldığı bir yer orası. Bu stantların bir tanesi de Mor-El Eskişehir LGBTT Oluşumu’nun standıydı. İlgimi çekti ve sohbet etmek istedim. Bana etkinliklerinden ve başarılarından bahsettiler. Bu mücadeleyle sosyalist mücadeleyi gözümün önüne getirdiğimde ilk aklıma gelen şey bu mücadeleyi veren insanlarla dayanışmak olmuştu ve düşündüğüm zaman eğer SDP’yi kurduysak neden bir LGBTT oluşumu kurulmasın dedim kendi kendime. İlk işim Isparta’dan LGBTT bireylerle iletişime geçmek için telefon numaraları istemek oldu ve Isparta’ya döndüğümde bu arkadaşlarla görüştüğümde bir oluşum kurmak için ne kadar istekli olduklarını gördüm ve ‘maceramız’ böyle başladı.

Ne aşamaya geldiniz, şu an neler yapıyorsunuz?

Merih Güler: Birkaç toplantı yapıldı. Biz de toplantılardan ‘bilinç’ edindik, kendimizi geliştirdik ve dayanışmanın en güzel örneği oldu bu. Çalışmalara devam ediyoruz. Sırada Isparta’da yaşayan LGBTT mültecilerle iletişime geçmek var. İran’dan kaçmış on tane mülteci travesti ve transeksüelle konuştuk. ‘Pembe Hayat gibi bir oluşum mu olacak’ diye büyük bir heyecanla sordular. ‘Yoksa biz oluşturalım’ gibi çok istekli yaklaşmaları bizi çok sevindirdi. Umarım birlikte çok güzel bir yere getirebiliriz.

*Muhabirimizin diğer haberleri

[[‘Kimi kime şikayet ediyoruz?’]]

[[Amaçsızlıktan örgütlenemiyoruz]]

[[‘Kondom paketlerini şeker sanıp saldırıyorlar’]]

[[‘Türkiye’den pek de farkımız yok’]]

[[‘Küçük şehirde eşcinsel olmak: Ölüm!’]]

Etiketler: yaşam, siyaset
nefret