24/01/2008 | Yazar: Fatih Özgüven
Cemil İpekçi’nin gerçek bir muhafazakârlığa, eşcinsel düşmanlığına ka

Ennis del Mar ölmüş. Gece yarısına yakın öğrendim. Amerikan sinemasının ünlü erkek mutabakatı filmlerinden birinden çıkmış, eve gelmiştim. 'Amerikan Gangsteri'nde Denzel Washington'ın canlandırdığı zenci uyuşturucu baronu Frank Lucas'ın trajik hatası, klas (neredeyse beyaz) bir zenci olma uğruna verdiği mücadeleydi ve işte beyazlara da herkese de tam o noktada kuyruğu kaptırıyordu.
(…)
Hemen film üzerine yazamadım gerçi; televizyonda birileri Cemil İpekçi'yi 'Muhafazakâr eşcinselim' dediği için sıkıştırmaktaydılar, ona daldım. Bu 'muhafazakâr eşcinsel' lafını ben de önceleri İpekçi'nin sevdiği Osmanlı lezzetinin abartılı bir uzantısı saymıştım. Fakat sıkıştırmanın aslı esası 'muhafazakâr' kelimesinin yerinde olup olmadığından çok, 'eşcinsel' kelimesinin telaffuz edilmesine yönelik bir suçlamaya dönünce işin rengi değişti. Cemil İpekçi, muhafazakâr kelimesinin birçok şeyin önüne konulabileceğini anlatmak istediyse de, onu sıkıştıranların asıl dertleri 'muhafazakâr'la 'eşcinsel'in yan yana gelip gelmeyeceği değil, 'eşcinsel' kelimesinin katiyen sarf edilmemesi gerektiğiydi. İpekçi böylece gerçek bir muhafazakârlığa, eşcinsel düşmanlığına karşı savaş vermek zorunda kalıyordu.

Etiketler: kültür sanat