01/06/2023 | Yazar: Sa Bahattin

Lütfen, kime oy vermiş olursanız olsun; gelin hep beraber olalım. Çünkü artık çoğunluğumuz yaşamlarını tehdit altında hissediyor.

Erdoğan’a oy veren LGBTİ+’lara çağrı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Çok şükür seçim bitti.

Artık hayatımıza seçilmiş başkanımızla devam edeceğiz. En azından bir beş yıl daha bu böyle olacak. Peki bu beş yılda biz LGBTİ+’ları neler bekliyor? Sanırım hiçbirimiz iyi şeyler söyleyemiyoruz, ama söylediklerimiz o kadar kötü olmak zorunda mı?

Bence değil. Bir arada olduğumuzda çok iyi şeyler yapabileceğimizi hatırlatarak, bu yazı aracılığıyla Türkiye’deki tüm LGBTİ+’lara bir birlik çağırısı yapmak istiyorum.

Türkiye’de LGBTİ+ hareketi uzun zamandır var ve bence bu hareket ülkemizin en önemli hak arayıcı sivil toplum örgütlerini bünyesinde barındırıyor. Bu hareketin kadın haklarına, azınlık haklarına, savaş karşıtlığına ve hayvan haklarına ilişkin çok kapsayıcı bir yaklaşımı, dili, anlayışı var. Kesişimlerin ne iyi olduğunu ve hak mücadelesinin inceliklerini en iyi anlayan sivil toplumu oluşturduğumuzu bile düşünüyorum sık sık.

Ama artık bir çıkmaza doğru sürüklendiğimiz bir gerçek. Yükselen nefret siyasetine karşı gün geçtikçe yalnızlaşıyor ve korunmasızlaşıyoruz. Belki de, tıpkı bir süredir muhalefetin yaptığını düşündüğüm gibi, biz de kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. Öyle ki kendi içimizde belli bir sayıda duruyor, Cumhurbaşkanını destekleyen LGBTİ+’ları yanımıza çekemiyoruz.

Sanırım tam da bu nedenle bazı şeyleri daha açık ifade etmenin zamanı geldi diye düşünüyorum. Örneğin; ‘LGBTİ+ hareketi bir siyasi parti değildir!’ Bunu net bir şekilde ortaya koymalıyız sanırım. Ya da “LGBTİ+ hareketinin maksadı iktidarı ele geçirmek, ülke topraklarına sahip olmak ya da rejimi değiştirmek değildir!”. Evet, bir LGBTİ+ birey milletvekili, meclis başkanı, başbakan yahut cumhurbaşkanı olabilir. Seçildikten sonra vaatlerini yerine getirmek için yasal haklarını kullanabilir, ama hareketin hedefi kesinlikle bu değil. Öte yandan “LGBTİ+ hareketi ‘solcu’ olmak zorunda da değil”. Sağcı, dindar, liberal, kapitalist, anarşist… kim olursa olsun kendisini LGBTİ+ kimliklerinden biriyle tanımlayan herkesin haklarını savunmaya gayret eden oluşumlar zinciridir LGBTİ+ hareketinin bileşenleri.

Bizim maksadımız, yaşadığımız coğrafyada (ya da dünyada nerelere temas edebiliyorsak oralarda) LGBTİ+ bireylere yönelik ayrımcı dil ve tutumları yok etmek, LGBTİ+ bireylerin de vatandaşlar olduğunu; tüm halkların, milletlerin içerisinde yer aldıklarını ve ‘herkes gibi’ adil bir yaşama layık olduklarını anlatmak. Hatta bazı durumlarda LGBTİ+’ların salt yaşamayı hak eden canlılar olduğunu gösterebilmek. Evet, inanın, talep ettiğimiz şey bu kadar basit, bu kadar insani, bu kadar hayati...  

Türkiye’de 30 yılı aşkındır LGBTİ+ hareketi var, ve benim gözlediğim kadarıyla bu harekete dahil olan herkes elinden geldikçe bu temel hakları edinmeye/kaybetmemeye uğraşıyor.  Ama belli ki yetemiyor, yetişemiyoruz.

Şimdi tam da seçilen Cumhurbaşkanı’mız LGBT’leri kendisine düşman edinmişken şu soruyu sormaktan alamıyorum kendimi: Cumhurbaşkanımıza oy veren % 52’lik kısımda hiç LGBTİ+ yok mu? Dünya genelinde insan toplumlarının yaklaşık %4’ünün LGBTİ+ çeşitliliğinde olduğunu1 hesaba katarsak, kullanılan oyların kabaca %2’sinin bizim gibi insanlardan Erdoğan’a gittiğini söyleyebiliriz.

Peki LGBTİ+’lar neden (kendilerinden pek hazzetmeyen) Cumhurbaşkanımıza oy verdi? Yoksa o dilden memnunlar mı? Belki de ‘bir ihtimal’ bu oy verenlerin bir kısmı kendisini LGBTİ+ olarak tanımlamıyor, diyebiliriz. Bir şeyler hissediyor ve uyguluyorlar. Bu mümkün. Öte yandan, oy verenlerin bir diğer kısmı kendilerini gey, lezbiyen, biseksüel vs. olarak tanımlıyorsa -demek ki- bu kişiler Cumhurbaşkanımızın söylemini doğru buluyor. Ya da daha ‘özeleştirel’ bir ifadeyle söylersek; ‘Cumhurbaşkanımızın söylemini Türkiye’deki LGBTİ+ hareketinin söyleminden daha doğru, daha değerli buluyor’ olabilirler. Demek ki, bizim duyduğumuz ölüm tehditlerini onlar duymuyorlar. Belki de onlara göre ‘Cumhurbaşkanımız LGBT derken bizi değil, onları (bizi) kullanarak ülke aleyhinde iş çevirmek isteyen grupları ima ediyor’.

O halde biz LGBTİ+ hareketi olarak açık bir çağrı yapmalıyız. Ben en azından kendi adıma böyle bir şey yapmak istiyorum:

Lütfen, kime oy vermiş olursanız olsun; gelin hep beraber olalım. Çünkü artık çoğunluğumuz yaşamlarını tehdit altında hissediyor.

Biz Türkiye’de temel haklarımızın korunmasını istiyoruz. Ve bunu tüm LGBTİ+’lar için istiyoruz. Buna elbette Sünni, Müslüman, zengin LGBTİ+’lar da dahil. Hepimiz birbirimize ihtiyaç duyuyoruz. İnsan olarak görülmek, hayatta kalmak/barınmak/eğitim/iş bulmak gibi temel haklarımızı savunabilmek için hepinize ihtiyacımız var.

Türk milletine, ailelerimize, iş arkadaşlarımıza, patronlarımıza, öğrencilerimize ‘LGBT+’ların düşman yahut öcü olmadığını; herhangi bir ‘terör’ örgütünün şehirdeki gizli temsilcileri olmadığımızı, ülkemizi sevdiğimizi, kimseye zarar vermek gibi bir gaye gütmediğimizi, sadece ama sadece kendimizden başlayarak bu ülkenin ezilmiş tüm insanlarına yardım etmek ve onların temel haklarını savunmak için gayret ettiğimizi’ anlatmalıyız.

Cumhurbaşkanımıza oy veren tüm LGBTİ+’lar ve onların aileleri, arkadaşlarına sesleniyorum. Gerçekten sizsiz olmuyor. Sizin desteğiniz olmadan bu işi başaramayacağımız ortada.

Niyetimizin iyiliğini size göstermek istiyoruz.

Lütfen bizimle dayanışın. Çünkü, eğer bu nefret siyaseti böyle devam ederse hepimiz zarar göreceğiz. Nefret karşısında hiçbirimiz güvende değiliz.

Türkiye’de LGBTİ+ hareketinin marjinal olmak zorunda olmadığını, birçok farklı kanattan ilerleyebileceğini gösterelim.

İşimiz çok ve birbirimize ihtiyacımız var. Lütfen bu çağrıyı duyun ve sizden, haklarınızdan, özgürlüklerinizden yana olduğumuzu görün.

Birbirimize ne kadar benzediğimizi, dertlerimizin ne denli ortak olduğunu fark edelim ve birbirimize iyi gelelim diye…

Hepinize esenlik, sabır ve hoşgörü dolu dünler dilerim.

Dayanışmayla,

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

 

 

1 https://williamsinstitute.law.ucla.edu/publications/how-many-people-lgbt/

 


Etiketler: insan hakları, siyaset
İstihdam