05/02/2010 | Yazar: Nevin Öztop

"İnsanlık için hayırlı işler adına kullanayım" dediğimiz internetin bazen öyle yerlerine giriyoruz ki, çıkmak bilmiyor, çıkasımız gelmiyor, çıkmıyoruz&hel

"İnsanlık için hayırlı işler adına kullanayım" dediğimiz internetin bazen öyle yerlerine giriyoruz ki, çıkmak bilmiyor, çıkasımız gelmiyor, çıkmıyoruz… Entelektüel lak-lak sitelerine adım atmayagörün, sosyolojik bir çarpmasyonu karşılıyor memleket hallerinin.

 
Bu lak-lak’lıktan epey payını almış "biseksüel/lik" kavramı için yine arama motorlarına dadandım ve karşıma çıkanlardan yola çıkarak, yazımı yazmaya niyetlendim. Evet, bu lak-lak’lardan ilham alınıyor pekâlâ ama "acaba ben en baştan böyle yazmaya mı niyetlenmiştim…" demeden de edemiyor insan, ne yalan söyleyeyim…
 
Gelin beraber bakalım, biseksüellere nelerin fırlatıldığına…
 
"Ne yardan, ne serden geçenler", "bir taşla iki kuş vuranlar", "hümanizmin bokunu çıkaranlar", "kız/oğlan fark etmez; sağlıklı olsun da…’cılar", "maymun iştahlılar", "ne istediğini bilmeyenler", "çift-kasetçalarlar", "dengeli beslenenler", "cinsel-şımarıklar"…
 
Aslına bakılırsa, havaya transfobi ve homofobi kusanların suratlarına fırlatılacak kelimelerimiz var: Transfobik! Homofobik! Allah bereket versin diyelim ve bir tahtaya vuralım bunun için… "Bifobik!" fırlatması ise, kullanılması gereken semptomlar* ne kadar bol olursa olsun, yalnızca belirli endikasyonların** eline merhem diye yutturabileceğiniz "ağırlıkta." El, sapana gitmiyor. Kelime, her yere konulmuyor ve her yere girmiyor, ne "eşcinsel camia"da ne de "hetero dünya"da… Bu da, iki ucu fobili değneğin ortasında bir yerde durma jimnastiğine alışmanız gerektiğinin Türkçesi. "Hetero dünya"nın fobisinden nasibini alan ve eşcinselliğin kesişme kümesiyle pek de kesişemeyen bir ikilik: biseksüellik. Dikkat gerektiren, bir o yana/bir bu yana yalpalamamayı şart koşan bir terazi, gramların ve dirhemlerin önemli olduğu…
 
Şebnem Scheffer’ın, kendisiyle oral/vajinal/anal seks yapmak istemeyenlerin bütünü için kullandığı bir kelime olarak gündemimize girdi biseksüellik ve onun sayesinde bifobikler için de Hormonlu Domatesler dağıtmaya başladı "eşcinsel hareketi"miz -sağ olsun. Kendimin, bifobi kelimesi ile ne zaman tanıştığı değil de biseksüel kelimesi ile ne zaman haşır neşir olduğunun tarihi pek de eskilere gitmiyor aslında. Bu iki kelimenin, benle tanışmalarının arasında da çok büyük bir zaman diliminin olmadığı gibi.
 
"Biseksüel"e, "biyoseksüel" demişliğim var ilk olarak. Zaman evrildi. Ben, beni tanımlayana ayak uydurdum. Beni tanımlayan bende anlam buldu. Zamanla ne eşcinselliğe ne de heteroseksüelliğe benzeyen bir "biseksüellik"in içinde yaşar oldum. Hatta aylar önce, biseksüellerin Joan of Arc’ına benzetildiğim bile oldu -korkarım- ve bu da, "açılmış" biseksüel heykel sayılarının azlığından kök ve ilham alan bir betimleme olarak geçti kendi aktivizm tarihime… Şiddetin kraliçesinin adı ile anılmak, "biyoseksüel" ile yola ilk adımını atan birisi için bir ilham kaynağı ve başarı olarak da not düşülebilir gerçi, kim bilir…
 
Başlığın ömrü uzun olsun; bendeki biseksüelliğin cinsiyetinin kadın olduğunu fark edenlerimiz olmuştur. Cinselliğin, hangi cinsiyete biçilmiş bir kaftan ve hangi cinsiyetin -doğum ile birlikte- eline tutuşturulan bir doğum hakkı olduğunun kafamda kendiliğinden betimlenmesi ile fırlamış bir başlık; öyle ki, 3. paragrafımın bitiminde fark ettim, lafımın nereye gittiğini… Kafamdaki erkekliğin cinselliğinin, tarafımca isme bile gerek duymadığının itiraf zamanı bu aslında. Biseksüel erkeklerin "evli" (ve belki de "çoluk çocuklu") sıfatlarına sahip olanlarının, -en kötü ihtimalle- "erkek dostunun" hayallerini, kendi mutlu aile tablosuyla zımparalayabileceği; sevdiceğini nikâh şahidi yapabileceği; ona, bolca çocuğunu okşatabileceği; karısına "katlanması" gerektiğinin sürekli alt-yazısını geçebileceği; bolca can yakabileceği ve "yananı görür Allah"layabileceği bir biseksüellik evrelerinden geçtiklerini hayal edebiliyorum yalnızca. Biseksüellik, durmaksızın giden bir heteroseksüelliğin arasına yerleştirilmiş bir fındık-fıstık abidesi. Biseksüellik, heteroseksüelliğin, dizginlerini belirli alanlarda elden bıraktığı, hatta onu da asla "ibneleşme"den yaptığı bir erkek erkeğe münasebet. Biseksüellik, "erkekliğini" kaybedenin, o erkekliği kaybedeli çoook olduğu, erkekliğini zaten pekiştirenin de önüne konan "içine ekmek doğranmış süt"e benzer yumuşaklıkla taçlandırıldığı, sonu gelmez bir lale devri. Biseksüellik, biseksüelleşmeyi gerektirmeyen bir biseksüellik mercii. Kadın biseksüelliğinin bende bulduğu yankı ise, tam zamanlı lezbiyenlik ve arada sırada sapıtıp erkeklerin penisine tapma kipi. Yalnızca lezbiyen olunduğu ve ara sıra da gönlün erkeklere kaptırıldığı bir "cinsellenme" tekniği. Ya da işte tam da böyle bir şey, kendi biseksüelliğime yapılan çoğu üstü-bile-kapalı-olmayan göndermeler…
 
Bifobiden bahsederken mağdur bir dil kullanmamaya özen göstermek, en az sağlıklı beslenmek kadar önemli. Zira aksini yapmak, biseksüelliği henüz tanımlayamadan, bifobi konusunda ahkâm kesmeye benzeyecek; sonunda, "bifobi"den çok, "biseksüellik"in 3. boyutu boşaltılacak. "Asabı bozan" mevzuu, görünmemek, göze/dişe gelmemek, eşcinsel ve "hetero" dünyayı tatmin edememek ve biseksüel sıfatının altını her çizmek istediğinde, elinde silgiyle seni bekleyenlerin olduğunu görmek... Mağdur dilinden uzak tutmaya çalıştığım bir asabiyet haliyle de yazının özlü hikâyesini anlatmak isterim, dinlerseniz.
 
"Camia" içinde bir tanışma sırasında, "tam olarak ne" olduğum sorulmuştu. "Lezbiyen misin?" sorusunu, ani bir refleks ile "Tabii ki hayır"ladım. "Heterosun o zaman." sorusunu katiyen "Hâşâ"ladım. "Tamaaaam, anladım o zaman. Aseksüelsin." dendi ve kendimi anında yarının alınacaklar-listesine ekledim ve buzdolabına yapıştırdım.
 
*Belirti
**Tıbbi bir müdahale ya da cerrahi girişimin gereklilik sebebi


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam