02/07/2009 | Yazar: Kaos GL

İstanbul'da, eşcinsel çocuklu aileler 'Lambda İstanbul Aile Grubu'nu kurdu. Hem kendilerini eğitiyor, hem birbirlerine destek oluyorlar. 'Eşcinsel Onur Yürüyüşü'ne onlar da katıldılar.

İstanbul'da, eşcinsel çocuklu aileler 'Lambda İstanbul Aile Grubu'nu kurdu. Hem kendilerini eğitiyor, hem birbirlerine destek oluyorlar. 'Eşcinsel Onur Yürüyüşü'ne onlar da katıldılar.

‘Aslında biliyordum ama yok varsayıyordum. Umarım eşcinsel değildir diyordum. İlk öğrendiğimde Tanrım ne olur değişsin diye dua etmeye başladım. O denli çaresiz ve bilgisizdim. Kabullenmem çok zor oldu, kendimi suçladım. Çocuk yetiştirirken hiçbir falso olmasın istersiniz, bu benim için büyük bir falsoydu. Hataydı ama yanlış neredeydi?’ Eşcinsel oğul annesi Ayşe hanım, oğluyla ilgili gerçeği öğrendikten sonra bir şekilde LAMBDA İstanbul’la tanışıyor. LAMBDA İstanbul’da bir araya gelen aileler 2008 Ocak ayında LİSTAG yani ‘Lambda İstanbul Aile Grubu’nu kuruyor. Bir iki ebeveyn derken çoğalıyorlar, Ayşe hanım da onlardan biri. Geçen Mayıs’ta İtalya’ya Avrupa Aile Toplantısı’na katılıyorlar. LİSTAG’tan Selma hanım anlatıyor: ‘Avrupa’daki aileler bizimki gibi bir süreç yaşıyor. Onların psikiyatr ve psikologların moderatörlüğünde aile paylaşım ve bilgilenme toplantısı yaptıklarını gördük. Biz bunu niye Türkiye’de yapmıyoruz dedik’. İtalya dönüşü, aileler onur haftasında CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği) Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yetkin’e aile toplantıları yapma teklifi götürüyorlar. Selma hanım devam ediyor. ‘Şimdi her ayın ilk perşembesinde CETAD toplantısı yapıyoruz. Onun dışında ise her cumartesi yeni katılan ailelerle tanışma ve süreci değerlendirme toplantısı. Bir de her ay bir aile yemeği var’. Ayşe hanım ‘Toplantılarda çoğaldığımızı görünce dışlanma korkusu azalıyor’ diyor. ‘LİSTAG Bilgilendirme ve Destek Toplantıları’nın gönüllü terapistlerinden Dr. Seven Kaptan, ‘CETAD toplantılarına yalnızca ebeveynler katılıyor. Çünkü çocuklar yanlarında olunca onlar üzülmesin diye söyleyeceklerini söyleyemiyorlar, rahat soru soramıyorlar. Aslında bu, ailelerin LGBTT ebeveyni olduğunu kabul etme süreci’ diye anlatıyor. Dr. Yetkin ise amaçlarını şöyle toparlıyor: ‘İlk kez 11 Ekim 2008’de bir araya geldik. Amaç ailelere özellikle yeni öğrenmiş ailelere, yönelik deneyimleri paylaşma ve dayanışmaya ek olarak doğru bilgilendirme, kalıplaşmış düşünceleri, yanlış bilgi ve inanışları düzeltme, karşılaştıkları sorunları çözümleme becerisi kazandırma olarak özetlenebilir’.

Evet ben eşcinselim

Gey annesi 51 yaşındaki Selma hanım ‘17 yaşındaydı oğlum, bir farklılık olduğunu gözlemlemeye başladım. 

Bir gün, eşim ve ben, oturup oğluma sorular sorduk. Önce inkâr etti, sonra evet ben eşcinselim dedi. Tabii o rahatlamıştı ama biz karmakarışık olmuştuk’ diye anlatıyor ve devam ediyor. ‘Bir anda çocuğumu tanıyamaz oldum, birden kayıp duygusu hissettim, babam öldüğünde bu kayıp duygusunu hissetmiştim. Kendimi suçladım, bu kadar düşkün bir anneydim ve nasıl fark edemedim diye. Eşcinsellik nedir hiç bilmiyorduk. Birkaç gün sonra baktım, çocuk yine aynı çocuk. Terapilere başladık. Bu süreç içinde, kendimi de eşimi de suçladım. Bütün değer yargılarınız ve önyargılarınız kırılıp dökülüyor. O süreçte kendimizi aile olarak çok yalnız hissettik. Kabulleniş kolay olmuyor. Önyargıları kaldırdığım zaman, ortada çocuğum ve koşulsuz bir sevgi kaldı’.

CETAD toplantılarının da çok faydalı olduğunun altını çiziyor. ‘Çocuklarımızın partnerleriyle ilişkimiz, toplumdaki paylaşımlarımız nasıl olacak, kendi yaşadığımız süreçlerde doğruyu nasıl bulacağız diye konuşuyoruz. Eşime çok yaradı toplantılar. Bilimsel ağızdan dinlemesi eşime epey yol kat ettirdi. Birbirimize tecrübe ve deneyim aktarıyoruz’. Babalar erkek egemen toplumun önyargılarıyla, annelerden daha fazla zorlanıyorlar. Önder bey ‘CETAD’ın en iyi şeyi doğru bilgilendirme oluyor. Çocuğum bana açıldığında tek şey söyledim, senin hayatın ama çok zor olacak. Benim LİSTAG’a gelmem babalar açısından iyi oldu. Babalar çevrenin ne dediğini çok takıyorlar. Örnek olduğu zaman babalar rahatlıyor. Oğlum bana şimdi diyor ki, ben açılmak için konuşmak istediğimde, yok konuşma diyordun. Konuşacak bir şeyim, bilgim yoktu ki, ne konuşayım’. İşte burada Dr. Nesrin Yetkin ve ekibi devreye giriyor. ‘Hemen her toplantıda, bedensel cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim konularında doğru bilgilendirme yapılıyor. Bunun dışında gündemi, katılımcıların soruları, gereksinimleri belirliyor. Hemen her toplantıda yeni katılımlar oluyor. İlk geldiklerinde daha çekingen, sıkıntılı, konuşmaya isteksiz oluyorlar.

Konuşmalar ilerledikçe ilgilerini, meraklarını, bilgi edindikçe rahatladıklarını gözlüyoruz. Hemen hepsinde kaygı azalması belirginleşiyor. Sürekli gelenler, başka aileleri rahatlatır oldular. Ama LGBTT bireylerin hayatlarını zorlaştıran ne kadar çok konu varsa, ailelerinin de o kadar farklı alanda kaygıları var. Ben her toplantıdan yararlı bir iş yapma duygusuyla ayrılıyorum’.
İlk zamanlarda bir iki aile derken şimdi toplantılara ve yemeklere 50 kadar aile geliyor. Ve tabii ki yenilerine de açıklar. Çocuğu eşcinsel olan ailelere yalnız değilsiniz ve yalnızca sizin başınıza gelmiyor demek için. Hatta mesele bir tek Türkiye’ye de özel değil. LAMBDA’dan Metehan ‘Süreç hiç farklı değil. İtalya’da bir eşcinsel geldi konferansa. Ailesinden kaçmış. Bir yıl nişanlı kalmış, sonra bu duyguyu fark ettim diyor, ayrılmış. Eşcinselliğini kabul etmiş ve bir gün babası sıkıştırmış, çocuk da inkâr etmemiş. Ardından hakaretler, küfürler vs. Banyoya gitmiş çocuk, babası arkasından gelip duş perdesiyle öldürmeye çalışmış’ diye anlatıyor. Mehmet ise ‘Çok İslam’la ilgili değil bu, daha çok kutsal ailenin parçalanmasıyla ilgili’ diyor. İşte CETAD’ın toplantılarına giden bu aileler hem ailenin ne demek olduğunu hem de ayrımcılığın ne kadar korkunç bir önyargı olduğunun kanıtı. Gülseren hanım özellikle yardım isteyen ailelerin doğru psikiyatrlara yani CETAD eğitimi almış olanlarına ulaşmalarını tembihliyor. Taksim’de ‘onur yürüyüşü’ var. Ebeveynler de orada olacak!
listag@lambdaistanbul.org
Danışma hattı: 212-244 57 62

Oğlum öldü, kızım oldu
Eda hanım anlatıyor: 2006’da beyin ameliyatı oldum. Taburcu oldum eve geldim, eve geldiğim gün oğlum karşıma geçti. ‘Bedenim ayrı, ruhum ayrı. Anne aslında ben kızım’ dedi. Şaşakaldım. O sırada oğlum 15 yaşında. Doktor aramaya başladım. Çocuk delirdi çünkü bence. Sonunda Çapa’ya gittik. IQ testinden başlayarak onlarca testten geçti. Doktor bana ‘Senin çocuğun transseksüel kabule geçmeye başla’ dedi. Belden aşağım tutmuyor, banklara oturdum, bağıra bağıra ağlıyorum. Herkes diyor ki başınız sağolsun. Doğru söylüyorlar! Oğlumu kaybettim! Ağladım, bitirdim ve kızım doğdu.

16 yaşında bir kızla çıktım oradan. Kocaman bir karanlık hissediyorum. Ailemin penceresinden, onun okul camından, arkadaş çevresinden bakıyorum hiçbiri olmuyor. Kızım doğdu ama nasıl bakacağımı bilmiyorum ki! Ona tekrar can verme zamanıydı. Onun penceresine takıldım ve yürümeye başladık. Ben bu işi tek başıma yapamayacağım dedim, geldim LAMBDA’ya. Arkadaşlarımla karşılaştım. Ama onların departman başka benim departman başka! Görüntü değişecek, fizyoloji değişecek, elaleme ayar yapılacak. Lise sonda okuldan aldım, açık liseye verdim. Kaptım kolundan, elbiseler, makyaj malzemeleri aldım. Çekiyorum, bir an önce bu tarafa gel, sağlıklı birey ol diye.

Okullarda padişahları, coğrafyayı, havuz problemlerini öğretiyorlar ama bence cinsel kimlikleri de öğretmeliler. Benim yeni akrabalarım buradakiler. Çocuğum hormon kullanıyor, terapilere gidiyor vs. Sıkıştığımda buradaki arkadaşlarıma diyorum ki, ne yapacağım. Onlar da diyor ki, sus, ergenlikte. Bir şey olduğunda hemen geliyorlar yardıma. Yalnız değilim. Çocuğuna gidip sütyen alıyorsun, 17 yaşında, ona sütyen bağlamasını öğretiyorsun, nasıl duygular yaşıyorsun, anlatılabilir mi? Daha bu birinci adım. Eşcinsel, transseksüel dendiği zaman içinde cinsel, seksüel var ya, belden aşağısı geliyor insanın aklına. Ben çocuğumu kendine ve etrafına faydalı yetiştirmeye çalışıyorum. Biz birbirimize destek veriyoruz, insanlar bilgilendikçe, biz bilgilendikçe daha da benimsiyoruz çocuklarımızı. Eleştiriyorlar, ayrı bir gezegene mi göndereceğim çocuğumu? Ailelere de destek lazım. CETAD bizi sürekli aydınlatıyor. Ben çocuğumla iftihar ediyorum, 16 yaşında çok cesur bir şey yaptı. Üniversitede okuyor şimdi. Bize hem fiziksel hem ruhsal sağlık desteği lazım, cinsel eğitim lazım ve yasa lazım. Anayasa’nın eşitliği düzenleyen 10. maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği kelimelerinin eklenmesi bizim karşılaştığımız birçok eşitsizliği engelleyecek. LİSTAG bunu istiyor.


Etiketler: insan hakları, aile
2024