03/09/2009 | Yazar: Kaos GL

"Reyting, satış çıkarları için olsa bile medyaya da teşekkür. Vapurdaki şu 2-3 kişinin bilgilenmesini en azından kelimenin anlamı açısından sağladığı için nice güzel haberlere…"

"Reyting, satış çıkarları için olsa bile medyaya da teşekkür. Vapurdaki şu 2-3 kişinin bilgilenmesini en azından kelimenin anlamı açısından sağladığı için nice güzel haberlere…"

Ahmet, karşıdan karşıya geçerken vapurda kulak misafiri olduğu Kuşadası sohbetlerini, Kaos GL Dergisinin Aralık 2000 tarihli sayısında aktarmıştı…

Bir sevindim, bir sevindim ki 7-8 Eylül günlerindeki televizyon, gazete, kısacası medya haberlerine! Haberlerde 850 ABD'li eşcinselin gemi ile Kuşadası'na gelip Efes'e sokulmaması ve bunun üzerine doğan tepkiler vardı. "Rezalet! Skandal! Turizme Darbe!" vb. yazılan manşetlerle bütün gazeteler konuya oldukça geniş bir yer vererek gündem oluşturdular.
 
ABD gibi bir ülkenin bu olaya tepkisi ve bizimkilerin telaşı beni çok sevindirdi. Oh, oh, ne güzel bizimle ilgili bir gündem konusu mevcuttu yine! Şimdi bana bu ayıba da sevinilir mi demeyin! Olayın bilinçsizlik, homofobi, dar görüş vs. olduğunu kabul ediyorum demeye, bir gey olduğuma göre gerek yok zaten! Ayrıca, gemi ile gelenlere imrenmemek de mümkün değil! Düşünün yüzlerce gey aynı ortamda, kardeşçe, özgürce ülkem adına, bu olayın ülkemin itibarında yaratacağı olumsuzluk adına üzüldüm. Fakat bunu zaten biliyor, yaşıyoruz ve her zaman üzülüyor dile getiriyoruz.
 
Ülkemin yurt dışındaki önyargısı sabit. Gelişmekte olan, hatta bazılarına göre geri kalmış, az gelişmiş bir ülke imajını yıkmaya uğraştığı şu son zamanlarda itibarımıza vurulabilecek bir sekte idi! Gerçi böylesi hatalar olmasa da toplum bazı şeyleri öğrenmekte oldukça geç kalacak! Olayın hoşuma giden sevindirici yönü bu. Habere sevinme nedenimi anlatacağım.... Çünkü bu gibi olaylar bize toplumun bilgi, fikir ve kültüründe basamak atlatabiliyor!
 
Gazetelerde, televizyonlarda her ne kadar yanlış yönlendirmeler mevcutsa da kamuoyunun her kesimine ulaşması açısından sevindirici. Mesela bu sabah işe giderken vapurda yanımda iki adam oturuyordu. Birisi Posta, diğeri Takvim gazetesi okuyordu. Kıyafetlerinden, konuşmalarından anladığıma göre kültür ve ekonomik düzeyleri ortanın altında idi. Olayı konuştuklarını fark ettim. Birisi "Yahu bu gey ne demek?" diye sordu. Öteki ise biraz daha kültürlüydü anlaşılan eliyle baş ve işaret parmağını birleştirerek dudak ucuyla gülümsedi. Soruyu soran "Haaa" dedi ve beklemediğim bir olgunlukla "Eee, ne olmuş yani? Olamaz mı? Herkes ne yaparsa yapsın, gezmeye gelmişler. Ne yobaz yahu başımızdakiler. Hem turist, döviz diye ağlıyorlar. ABD'nın g...ünü yalıyorlar, bi de böyle yapıyorlar." demez mi! Çok hoşuma gitti. Ve devam etti. "Sankim köyde eşek bilmem ne edenler bunlardan daha mı iyi. Sanane be kardeşim. Kimisi böyle işte! Allah yardım etsin" dedi. O sırada bana telefon geldi ve konuşmaya başladım. Fakat bu sırada yanlarına çember sakallı birinin oturduğunu fark ettim. Konuşuyorlardı ama anlayamadım. Konuya devam ettiklerini telefon görüşmem bitince anladım.
 
Yeni gelen adam Takvim gazetesini (arkadaşının) okuyordu. Gazeteye bakıp "Vay ulan, napıcan işte, şu dünyanın işi. Bunlar da insan ama napsınlar. Ayıp etmişler bizimkiler." Adamın tutucu olduğu her haliyle belli olmasına karşın böyle bir cümle beni şaşırtmıştı. Sonra da "Demek eşcinsel bunlara deniyor, ulan bunlar erkek ama! Hepsi de aklı başında kelli felli adamlar haa! Lan öpüşüyorlar da. Evlilermiş de" dedi. "Eşcinseller şu kadın olanlara denmiyor muydu?" Diğeri "Bunlar erkek onun için gey diyorlarmış" deyip yeni bir şey öğrenmenin gururuyla sakallıya cevap verdi! Görüyor musunuz, bu adam eşcinselleri kadın gibi görünen, davranan süslenen biri olarak tanıyordu. Allahtan bu gazeteler kadın giysili olanları fotoğraflamamış (bilinçli mi yoksa tesadüf mü bilmem) tamamıyla erkek görünümlü kişileri görüntülemişti.
 
Ne güzeldi böylesi bir sohbeti duymak, hoştu benim için! Eksik de olsa bir şeyler öğreniyorlardı insanlar bizim hakkımızda! Bu ayrımın yanlışlığını okuyup gazetelere hak verebiliyor, ufuklarını genişletebiliyorlardı. (Bazı büyüklerden daha mantıklı olarak). Medyanın olumlu etkisi de yadsınamaz bir gerçekti. Etrafıma şöyle bir göz attım ve çoğunluğun, kültürel açıdan ortamın altındaki bir düzey oluşturduğu diğer yolcuları ve ellerindeki gazeteleri gördüm. Haberlerde, bu ayrımın yanlışlığını okuyan, aydın denilen bazılarının bile kabul etmediği kendince kınadığı eşcinsel evli erkek (öpüşen iki erkek) resmine olumlu bakıp pozitif bir yargıya haiz olduklarına şahit oldum.
 
Tesadüf bu ya, çantamda Kaos GL'nin eski iki sayısı vardı. Vapur iskeleye yanaşıyor, salon boşalıyordu. Tabii ki çaktırmadan koltuğun üstüne bırakmak için en son ben indim vapurdan! Olur ya, bugün en azından daha fazla bilgiye haiz olur! Homofobiyi yıkmak, insanlarımızın çoğuna eşcinselliğin ne olduğunu öğretmek zor ülkemizde. Fakat böylesi skandallar en azından bu eğitim süresine belirli bir ivme kazandırıyor bence. Reklamın iyisi kötüsü olmadığı gibi bir şey bu! Yandaş olmasa da olumlu bakan üç kişi kazandık işte! Bu nedenle bu haberlere çok sevindim! Bunun için önce gelen 850 gey/lezbiyen insanlara geldikleri için, sonra da "Bize böyle turistlerin gereği yok" diyen yobaz yöneticilere inat ayaklarına kırmızı halı serenlere teşekkürler. Reyting, satış çıkarları için olsa bile medyaya da teşekkür. Vapurdaki şu 2/3 kişinin bilgilenmesini en az kelimenin anlamı açısından sağladığı için nice güzel haberlere… Dünyamız, ülkemiz, gönlümüz ve tabi ki eşcinsel özgürlüğü için!


Etiketler: medya
nefret